Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Bilinmez yön

Bilinmez yön
 

Şu an Pink’in “try” yani “dene” parçasını dinliyorum. Yaklaşık bir aydır bu şarkıyı dinlemek için sabahın köründe televizyonun karşına geçiyor ve klibini seyretmek için bekliyordum. Artık elimde CD’si var.

Şarkının müziği kadar sözleri beni kışkırtıyor. Diyor ki özcesi:

“Birbirimize yanlış olmamıza karşın nasıl bu kadar kolay aşık olduk

Birbirimize konuşmalarımız ne zamandan beri yalan oldu

Her şey nasıl böyle gelişti

Gerçi sebebinin önemi yok

Ne zaman karşılaşırsak aramızda alev

Aramızda alev varsa da birisi yanacak

Yanması da tabi ki ölmesi olmamalı

Evet, düşsek de ayağa kalkıp denemeliyiz

Birbirimizi sevdiğimize göre, böyle yaşamasını öğrenmeliyiz…”

Bir aydır bu şarkının etrafında dönüyorum. Ama klibi, şarkıdan çok daha güzel… Modern dansla şarkıyı anlatan bir kadın ve bir erkeğin -ki kadın karakter Pink tarafından canlandırılıyor-mücadelesini izliyoruz.

Bu şarkı karımla beni anlatıyor.

“Her şeye rağmen denemelisin!”… Ki biz de öyle yaptık…

Karşılaştığımızda ben bir çeşit mezarlıktım. Bunalımda değildim ama umutsuz bir insandım. Tıpkı “ıssız adam”daki  karakterdim, aşık olduğu kadınlar tarafından, para için satılmış bir karakter! Hatalarım ne olursa olsun, onlara para için, aşık olmadığınız erkeklerle evlenin diyen ben değildim. Hele de, bana aşık olup başkaları ile evlenmeleri, kabul edilebilir gibi değil!

Oysa aşık olmak o kadar zordur ki! Ve hayatta herkes de aşık olamaz…

Eşim bana rastladığında gerçekten ıssız bir adamdım. Peşimde evli ama aşık olduğum kadın, kendi duygularıma rağmen, köşe kapma oynayacak kadar, iyi ahlaklı biriydim ben! Beni yakalamaması için tatile çıktım ve orada eşim Gülşan ile karşılaştım. Hemen çok iyi arkadaş olduk. Dedim ki “onunla hayatımın sonuna kadar arkadaş olabiliriz”. Ve tanıştığımızın 4. Günü, ona evlenme teklif ettim. Bu tarihten 4 ay sonra evlendik ve Hollanda’ya gittik…

Ve çok zor günlerimiz de oldu. Birbirimizi yeterince tanımdan, çok kolay elde etmiş olmamızın arızalarıydı bunlar. İkimiz de yanlış yaptığımızı bile, bile,  bu yanlışları isteyerek yapmıştık. Çünkü ikimizi birbirimize bağlayan aşktan çok, yanlığımızdı!

Ve ister istemez, hem yaş farkından, hem de benim kimseye benzemeyen geçmişimden kaynaklanan, olgunluk farkları, bizi hep karşı karşıya getirdi ve mücadele içinde tuttu. On defa yılabilirdik ve Türkiye boşanma istatistiklerine girebilirdik. Hayır, inat ettik!

Bu şarkı gerçekten ikimizi anlatıyor… Şarkının hüzünlü müziğinde bazen gerçekten kayboluyorum…

Bizim sırrımız, en kötü anlarımızda bile, birbirimizi sıkı sıkıya, sevdik. Aşk ölse de, sevgi ölümsüzdür!

Halen bile, birbirimizin değerini tam olarak bilmesek de, her türlü kızmalarımıza karşın, birbirimiz gerçekten seviyoruz…

Ve en zorudur, iki insanın birbirini sevmesi! Sebebi de cinsellik falan değildir. İki insanı ilişkide güçlü kılan beraber olma istekleridir.

Şimdi ise çok farklı, iki tane muhteşem çocuğumuz var. Evet, bizi çok zorluyorlar çünkü o kadar çok zamanımızı alıyorlar ki, birbirimize zaman kalmıyor. Çocuğumuzun psikoloğu da aynı şeyi söylüyor. Birlikte daha fazla zaman geçirmelisiniz. Peki, ama nasıl? İki tane bebek büyütüyoruz…

Evet, ilişkiler, hayattan bile zordur. İnsanın en fazla zorlandığı hayat unsuru ilişkilerdir. Nitekim ilişkinin tabiatından daha yüksek beklentilerimiz vardır ilişkilerden, ancak, bu isteklerimizin karşılıksız olduğunun farkına varır, çok büyük yanlışla, karşımızdakini suçlarız!  Oysa hiç kimse, bu oyunda güçlü değildir… Gözden geçirmemiz gereken, öncelikle, kendi isteklerimizin geçerliliğidir. Şayet bu ön elemeyi yaparsak, karşımıza daha fazla şans vermiş oluruz!

Ben de, ilişkilerde çok hata yaptım, iş hayatımda hiç yapmadığım kadar çok ve halen yapmaktayım! Ama öğreniyorum. Ve bir gün gelecek, hiç hata yapmayacağım. Size tavsiyem, kendinize ve karşınızdakine değişme için şans verin. Çünkü ilişki de uyum için değişmek esas. Ben böyleyim, değişemem, sakın demeyin. Aksi takdirde sonuç hüsran olur!

Ve ne kendinizi,

 ne de başkasını,

gerçekleşmeyenlerden ötürü suçlamayın…

Olgun olun!

Ve şarkıda dediği gibi,

AYAĞA KALKIP YENİDEN DENEYİN…

Saygılarımla,

ANIL…

Bkz. http://www.youtube.com/watch?v=yTCDVfMz15M

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..