Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Billa Şelalesi

En sonunda kızıma kavuştum. Benim özgür kızım istemese de bizimle  beraber Köyceğiz'e dönmeye karar verdi. Bindik Osman eniştenin düldülüne(Doğan SL)  vurduk yola. Müzik son ses. Doğal klimayı( camları) da açtık. Yeğenlerle beraber oynaya oynaya gidiyoruz. Kızım hariç. Kızım bütün gürültülü seslere karşı bir çocuk. Camları açınca bir araba reklamı geldi aklıma. Hani Hintli çocuklar külüstür arabaya binip kafalarını bir ileri bir geri götürüp, karizmalarından asla taviz vermeden insanların yanından geçiyorlardı ya. Bizde öyle. Araba düldül olsa da züppeyiz be yav. Yeğenleri de kendime benzettim.

 Birden Osman enişte sapa yola soktu arabayı. Ben sordum:

-  Hayırdır enişte. Bizi kötü yola mı düşürüyon?

Osman enişte güldü:

- Şelaleye gidiyoz, dedi.

Ben:

- Valla mı ? deyince

Enişte:

- Yok valla değil billa dedi.

 Ben:

-Şelalenin adı yok mu? diye sordum.

 Osman enişte:

 - Yok, dedi.

Ben:

- Kastamonu'da Valla Kanyonu var da Billa Şelalesi neden olmasın? Şelalenin adı bu olsun, dedim.

Güldüler. Araba durdu. Biz gidiyoruz.Tabii arabada iki Bezgin Bekir var. Biri Selin, diğeri yeğen Bilge. Benim kızım yürümeye o kadar üşenir ki  bıraksan tuvalete de arabayla gidecek. Bilge  bir yandan of. Benim kız bir yandan puf. Oflaya puflaya şelaleye gidiyoruz..Tabi ben ve yeğen Berna gezginci ruhumuzla yeni yerleri keşfetmenin aşkıyla yürüyoruz. Arada bir de Osman Enişte'ye takılıyorum:

- Osman abi, umarım şelale iki parmak kadar akmıyordur.

Osman Enişte gülüyor. Hakikaten şelale valla billa güzeldi. Su muhteşemdi. Mayom olsa  suya girecektim. Ama ne yapalım  kısmet.

Çocuklarla güzel bir gündü . Valla billa çok eğlendim

 

 
Toplam blog
: 10
: 393
Kayıt tarihi
: 31.07.12
 
 

Anadolu Üniversitesi İşitme Engelliler  Öğretmenliği'nden 1996 yılında mezun oldum. Şu an Trabzon..