- Kategori
- Felsefe
Bilmek ve Düşünmek
Birçok filozofun üzerine düşündüğü bu terimler üzerine ben de fikirlerimi beyan etmek istiyorum. İki terimde günümüzden şuana kadar ve gelecekte de devam etmesi muhtemel olan bu terimler, insanların gelişmesi için hayati bir öneme sahiptir.
Terimler arsında iliniksel bir bağ da vardır. Bilmek ve düşünmek, birbirini doğuran etkenlerdir ve bunlara yardımcı olan kavram ise duyumdur. Belli bir olguyu bilmeye çalıştığımız zaman maddesel olması kaydıyla duyumlamamız yani duyu organları ile algılamamız lazım ki duyumladığımız bilgiyi düşünebilelim lakin duyumladığımız kavramı düşünmemiz için de ilgimizi çekmesi aşikardır. (Çünkü biz bilgiler arsında tercih yapmamız bunun kanıtır) Düşündüğümüz olgu da beynimizde imge olarak kalır ve sonuç olarak beynimizde bilgiye dönüşür, ararındaki iliniksel bağı anlatabildiğime inanıyorum.
Özetlemek gerekirse; düşünmeden bilgi edinilemeyeceği, bilgi edinmeden ise yeni fikirler beyan edemeyeceğiz yahut sunamayacağız bu sebebeblerden dolayı bilmek ve düşünmek terimlerini anlatmaya çalıştım
ARİSTOTELES "Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister" yahut SOKRETESİN "Tek bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir" demeleri. Büyük Yunan filozoflarını basit düşündüğümüz zaman ortak paydalarını anlamaktayız, ortak payda bilgiye olan açlığımızdır.
Siz saygıdeğer okuyucularıma sorular sormak zaruriyetindeyim. Neyi bilmek isteriz, edindiğimiz bilgi bizi mutluluğa götürecek mi, hayatımızdaki gayeye ulaştırmamızda bize yardımcı olucak mı? Soruları düşündekten sonra fıtratımızda olan bilmek iç güdüsünü anlamlandırabileceğiz. Her insan her şeyi bilemez sadece yararlı olan veya haz duyduğumuz bilgiyi bilmek ister tabi bunları yaparkende fikir yürütmemiz, filkirlerimizle olgunlaştırmamız, fikirlerimizle bilgiyi geliştirmemiz gerekir. Saf bilgi gelişmemeye mahkum olan bilgidir.
Bilgi ve düşünmek insanın her anında lazım olan terimlerdir. Bilgi ve düşünmek hiçbir zaman yanınızdak eksik olmaması dileğiyle............