- Kategori
- Çalışma Yaşamı
Bilmem kaçıncı kıdem tazminatı savaşları

Kıdem tazminatı yıllardır işçi-işveren kesimini hep karşı-karşıya getirmiş, fakat bir türlü her iki tarafın anlaşabildiği bir sonuç ortaya çıkmamış. Bugüne kadar hükümetler bu konuda işçi ve işveren temsilcileriyle defalarca bir araya geldi. Bir takım formüller koydu, konuya hakim olanda olmayanda ortaya birşeyler söyledi gitti. Fakat son ciddi çalışma geçtiğimiz ay içinde TİSK, TOBB ve TÜSİAD geniş kapsamlı bir çalışmadan sonra ortak bir sonucu ve daha net kararları masaya koydular. Fakat yine işçinin aleyhinde sonuçlar var ve bu artık doğal zaten. İşveren temsilcileri, tazminatın 30 gün olarak değilde 15 günlük ücret üzerinden ödenmesi talebini getirdi masaya. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu İstihdam Teknik Komitesi kararı ile, kıdem tazminatı hakkında kapsamlı bir rapor hazırlamak için teknik bir heyet kuruldu ve çalışmalar sonunda, ''Kıdem Tazminatı Çalışma Raporu'' hazırlandı.
Raporda işveren kesimi, olumsuz etkilerin sadece kıdem tazminatı düzenlemesinde değil, iş güvencesi ve işsizlik sigortası uygulamaları ile eş zamanlı olarak her tam yıl için işçilere 30 günlük ücret gibi yüksek bir tutarla uygulanmasından kaynaklandığı tezini savunuyor.
İŞVEREN'İN OLAYA BAKIŞI
TİSK'in (TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU) kurula verdiği raporda, işsizlik sigortası ve toplu ödenen ve bir nevi işsizlik yardımı sayılan kıdem ve ihbar tazminatlarının varlığının hiçbir AB ülkesinde olmayan ödemeleri gündeme getirdiği, sonuçta istihdamı, kayıtlı ekonomiyi ve rekabet gücünü son derece olumsuz etkilediğini anlattı. İşsizlik sigortası ve iş güvencesi hükümleri uygulanırken, diğer yandan da hizmet akdi süresince her tam yıl için çalışana 30 günlük çalışma ücreti tutarında kıdem tazminatı veren başka bir ülke olmadığı da yazıyor hazırlanan raporda. Raporun diğer bölümlerinde ise teknik bilgilerle birlikte bir takım örnekler ve işverene yansıyan sıkıntılara da yer verilmiş:
''Ülkemizde kıdem tazminatı 20 yıllık hizmet karşılığı 86, 7 haftalık ücret tutarıdır. Buna karşılık OECD ve AB ülkelerinin bir çoğunda kıdem tazminatı uygulaması olmadığından, bu süre '0'dır. Kıdem tazminatının bulunduğu OECD ve AB ülkelerinde ise kıdem tazminatı düzeyi, ülkemiz ile mukayese edilemeyecek kadar düşüktür. Gelişen ekonomilerden Brezilya'da 26 hafta, Rusya'da ise sadece 8, 7 haftalık kıdem tazminatı ödenmektedir.
Ayrıca Türkiye, 177 ülke arasından seçilen OECD ve AB ülkeleri ile Brezilya ve Rusya gibi gelişen piyasalar arasında en yüksek işten çıkarma maliyeti olan ülkedir. Türkiye'den daha yüksek maliyetler ancak Mozambik ve Zambia gibi Afrika ülkelerinde görülmektedir. 20 yıllık kıdem itibariyle söz konusu maliyet Türkiye'de 95 haftalık ücret iken, ABD'de 'sıfır', OECD ülkelerinde ortalama 25, 8 haftadır.''
Hazırlanan raporda, yeniden düzenleme konusundaki tek alternatifin fon oluşturmakla çözülemeyeceği gibi, birçok alternatif üzerinde de duruluyor. TİSK, ayrıca kıdem tazminatı ve toplu iş ilişkilerini düzenleyen kanunlarda yapılacak değişikliklerin tek paket halinde ele alınmasını da talep ediyor.
TÜSİAD KAZANILMIŞ HAKLARIN KORUNMASINDAN YANA
TÜSİAD ise sunduğu raporda daha makul olmaya çalışmış. Kıdem tazminatının, işsizlik sigortası ve iş güvencesi dikkate alınarak, kazanılmış hakları koruyacak ve işletmelerin üzerindeki yükü azaltacak şekilde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. TÜSİAD raporunda, kıdem tazminatı ile ilgili; ''Bir yandan istihdam üzerindeki yükün hafifletilmesi için kıdem tazminatı ve işsizlik sigortası düzenlemeleri, diğer yanda ise sendikal faaliyet ve toplu iş sözleşmesi düzeninin önemli bir parçası olan Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu düzenlemeleri eş zamanlı olarak ele alınmalıdır. Kıdem tazminatı yükü ve yükümlülüğü hafifletilmelidir. Yeni düzenlemenin yürürlük tarihine kadar olan kazanılmış haklar korunarak, bu tarihten sonraki çalışılan süreye ait veya işe yeni girenler için ödenecek kıdem tazminatı, örneğin her tam yıl için mevcut gün sayısının yarıya indirilmesi suretiyle azaltılmalı ve tavan da bu orana göre yeniden düzenlenerek mevcut uygulama düzeni sürdürülmelidir. Şirketlerin yasal olarak kıdem tazminatı karşılığı ayırma ve bu ayrılan meblağı da gider olarak gösterme hakkı sağlanmalı, düzenlemenin yürürlüğünden önceki geçmiş döneme ait karşılıklar ise, belirlenecek bir takvim çerçevesinde gider olarak düşülebilmelidir.''
TOBB: TAZMİNATLAR YATIRIMLARIN ÖNÜNÜ KESİYOR
TOBB'da komisyona verdiği raporda; kıdem tazminatının, istihdamın ve işletmelerin rekabet gücünün artırılması, yatırımların önünün açılması noktasında büyük bir engel teşkil ettiğini öne sürdü ve bu yükün acilen makul seviyelere indirilmesi istendi.
Bunlar hazırlanmış raporlar, daha doğrusu hükümetin 2001'de kurduğu Bilim Kurulu'na verilecek raporlar. Şimdilik bu üç kurum arasında ufak görüş farklılıkları olsada bir ortak görüş var gibi. Bakalım zaman neler gösterecek. Ama sonuçta yukarıda belirtilen OECD ve AB ülkeleri veya ABD gibi gelişmiş ülkelerin standartlarının Türkiye ile asla mukayese edilemeyeceği. Bir de Rusya ve Brezilya var. Onlarda Türkiye ile aynı kefeye konsalarda bence onlar bile şu an bu konuda Türkiye'den ilerideler.