Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Bin Yılın soğuğu (Bölüm on iki)

Bin Yılın  soğuğu (Bölüm on iki)
 

Bu garip balık, genç adamın ilgisini çekmişti birdenbire. Balığı satın alıp incelemek istiyordu. Uzun zamandır böylesine bir heyecan duymamıştı.

Balıkçı arkadaşları tok gönüllüydüler. Çok fazla para istemediler. Buna rağmen Dimitri, ne kadar isterlerse vermeye hazırdı. Balığı aldığı gibi pansiyona gitti. Elinde gerekli alet edevat mevcuttu. Balığın karnını yararak iç organlarını incelemeyi düşünüyordu. İlk neşter darbesinden sonra duraklamak zorunda kaldı. Bir kanat, Kanat mı? Kelebek kanadı? Deli gibi heyecanlanmıştı. Kanadı incitmemeye özen göstererek hayvanın karnını yardı. Şaşkınlığı ikiye katlanmıştı şimdi. Bu bir Paoilio Antimarchus’tu. İyi de bu balığın içinde ne işi vardı? Üstüne üstlük hayvan canlıydı. Dimitri, “Tanrının mucizesi”diye haykırdı. Burada Fethiye’de bir Papilio Antimarchus ha! Anavatanından (Afrika) binlerce kilometre uzakta. Yağmur ormanlarından güneşli günlere. Oldukça ilginç bir olaydı bu. Dimitri, kelebeği özenle balığın karnından çıkardı. Hayvan nasıl canlı kalabilmişti bu balığın içinde? Bunun mantıklı bir açıklaması olmalıydı. İnsan yüzlü balığa bir şaplak attı ve balıkçı arkadaşlarından öğrendiği bir cümleyi tekrarladı. “Helal olsun abi”

Kelebeği güvenli bir yere gizleyerek hemen dışarı çıktı, bir kafes satın aldı. Geri döndüğünde hayvanı kafese dikkatlice yerleştirdikten sonra balığa döndü. Hayvanın içini incelerken balığın yumurtaları dikkatini çekti. Üreme mevsiminde olmalı diye düşündü. Cımbızla birkaç tanesini çekerek mikroskobun altına yerleştirdi. Gördükleri karşısında bir kez daha şaşkına dönmüştü. Hemen Papilio Antimarchus’a döndü. “Balık yumurtası mı emdin? Seni havyar düşkünü.”

Dimitri, birkaç ay sonra beraberinde götürdüğü kelebekle Moskova’ya döndü. Konsomolskaya metro istasyonunun hemen arka sokağındaki eski KGB binasına gitti. Binadan ayrılırken yüzünde gülücükler uçuşuyordu. Papilio Antimarchus’u özel şubeye teslim etmişti. Ayaküstü bir sohbet, reddedilen Smirnoff votkadan sonra en nihayetinde özgür bir insandı artık.

Antimarchus bir başka Sibirya kentindeki Omsk’daki bir laboratuara yollandı. Dimitri’de Nobosibirsk’e geri döndü. Kelebeğin peşini bırakmıştı artık.

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..