Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir abinin kardeşine feryadı ...

Bir abinin kardeşine feryadı ...
 

ÖLÜM...ÖLÜM...ÖLÜM...

Kelime işitildiğinde yine yüreklerin dağlandığı, acıların feryadı göe yükseldiği, üzüntünün hat safhada olduğu insanların yıkıldığı anı gösterir.

Kelime işitildiğinde yine kor bir ateşin , bir evi istila ettiğinin , o evi ve cevresindeki evleride yaktığı andır.

Kelime başlı başına derttir, hüzündür, acıdır.

Kısa bir tatile çıkmıştım, daha tatilimin birinci günüydü. Çalan telefonla duraksamam, donup kalmam bir oldu.O lanet olası kelime...ÖLDÜ...Herşeyin habercisiydi. Ne de kısa ama etkileyici bir cümle ÖLDÜ... Evet gerçekten insan ölen insanla o an ölüyodu , sonra tekrardan diriliyo, başka başka ölümlerle hep aynı nakarat tekrarlanıp durur taki o ÖLÜM seni yakaldığı an herşey biter. Bir daha hayata başlamamak kaydıyla.
DENİZ 1981 doğumluydu düne kadar. Yaşadığı sayfalar dün bir daha açılmamak kaydıyla kapandı. Ömrünün gencecik baharında. Yaşı küçük denecek kadar küçüktü ama taşıdığı yük ağır, sürdüğü araç keza çok daha büyüktü. İşe o gün biraz geç gitmişti, belki ölümü erteler diye habersiz bir şekilde. Ama ölüm onu bir sahil yolunda ablukaya alacaktı herşeyden habersiz. İşte o an devreye girmek isterdim ölümü ertelemek için büyücü olmak isterdim, ya da kaderini degiştirmrk için bir silği , kaderini çizmek için bir kalem onu hayata bağlamak için bir şey olmak isterdim ama nafile. İstanbul şile yolunda aracıyla en azından şimdilik bilinmez bir şekilde şarampole devrilerek, hayatının baharında gözlerini hayata kapadı. Kaza yaptıktan sonra yaralı bir şekilde arakadaşına haber vermesi onun azimle bir umutla yaşama isteğinin olduğuna delaletti ama başaramadılar. O gencecik yürek bir iç kanaması sonucu bütün umutlarını, hayellerini, yapacaklarını o an oraya gömdü. Kazada gögüs kafesi sıkışmış, kafasında morluklar bacaklarında sıyrıklarla, uzun bir çalışmanın sonucu kaza yerinden çıkarılarak o vaziyette hastaneta götürüldü.

Ertesi gün büyük bir kalabalık kitlesi eşliğinde defnedildi, AYDINLI KÖY mezarlığında. Hem de Annesinin bulunduğu mezara misafir gelerek. En cokta abisinin haykırışı beni etkiledi defin esnasında kürek elinde'...al işte abin senin üstüne toprak atıyo al işte...'diye haykırıyordu. Etkilenmemek mümkün değil o zamanın, ne kadar zor bir an olduğu abinin göz yaşından, titrek sesinden o yüz ifadesinden anlaşılıyordu. Mezar başına konan tahtaya 1981-2007 ibaresi yazılarak noktayı koydular DENİZ için.

Arkasında acılı bir baba, bir abi ve ablalarını bıraktı. Deniz o sabah hangi umutla uyandı bilinmez ama; yapılacak çok işin olduğunu hedeflerinin büyük olduğu kesindi. O küçük yüreğe o büyük işi sığdırmak her babayiğitin harcı değildi. şimdi araçtan indim doğru bilğisayarımın başına geçip yazmaya başladım; duygularımı, düşüncelerimi. Kafam çok karışık. Evet RUKSAN abla sadece başın sagolsun demekten başka hiç birşey yapamıyorum. Acını yüreğimde bilirim, acına ortağım. BAŞINIZ SAĞOLSUN...

HOŞCAKALIN VE DOSTCAKALIN...

 
Toplam blog
: 24
: 650
Kayıt tarihi
: 07.05.07
 
 

25.06.1974 Bingöl doğumlu olup, kamu yönetimi 2. sınıf öğrencisiyim. Çeşitli yerel gazetelerde mu..