Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '07

 
Kategori
Otomobil
 

Bir Adapazarı - Istanbul seyahati ve bende bıraktıkları..!

Bir Adapazarı - Istanbul seyahati ve bende bıraktıkları..!
 

Pazar günü en son (21:15) otobüsüyle Adapazarı' ndan Istanbul'a dönüyorum. Özlemişim otobüs yolculuklarını. Otobüste Mercedes' in yeni Travego modeli. Yani yaklaşık 300-400 milyarlık bir cihaz:) Derken muavinin tabiriyle yaklaşık 2 saat sürecek bir Adapazarı-Istanbul seyahatine başlıyoruz. Hatırlar mısınız bilmem ama Cem Yılmaz oyunlarından birinde bu kadar espiri malzemesini nereden bulduğu yönünde kendisine sorular sorulduğunu söylüyor ve ardından ekliyordu:

-Türk insanının olduğu yerde malzeme o kadar çok ki, yeter ki bakmasını bil..!

Bu görüşü destekler nitelikte olsa gerek benim günlük malzemelerimde yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Otobüsün içi biraz soğuk olduğu için harekete geçen görevli arkadaş klimanın kumanda düğmeleriyle bilinçsiz oynadığı için 1-2 dakika içinde koca otobüsün camını buğuyla kaplamayı becermişti. Durumu farkeden diğer görevli ve bizzat sürücü de bu furyaya katılınca üçlü grup otobüsün ön panelinde yer alan düğmeleri ne yaptığını bilmeden kurcalamaya başladı. Az önce soğuk olan otobüs oldu mu hamam gibi. Üşüyen insanlar başladı terlemeye, ama nafile camdaki buğunun gitmeye pek niyeti yoktu. Tam artık dayanamayıp:

- Bari şu camı biraz aralayın da buğu gitsin..!

dememe kalmadan yaklaşık 10 dakika süren cebelleşmeden sonra buğu yokoldu. Geride şok soğutma ve ısıtmaya maruz kalmış özellikle önde oturan bizler ve gayrı yolcular kaldı. Düşünün bu kadar para verilerek alınmış böyle gelişmiş bir aracın kullanımından bihaber bir personelle yolculuk yapıyorsunuz. Eminim bu üçlüden hiçbiri merak edip de aracın kullanma klavuzuna bırakın okumayı, göz bile atmamıştır. Gerek duymamıştır; çünkü okumak düşük zekalı insanların işidir. Bizim için deneyerek bulmak en revaçta sorun çözme şeklidir.


Daha ilk şoku atlatamamıştım ki ikinci darbe geliverdi. Yanımdaki arkadaşın iki cep telefonu olduğunu ve yaklaşık 1 saatten beri bir onunla bir diğeriyle konuştuğunu farkettim. Acaba bu arkadaş bir tür –Mobil Çağrı Merkezi- falan mı diye düşünmeye başladım. Dikkatimi çektiği andan itibaren Otogar’ a gelinceye kadar hiç susmadan konuşmaya devam etti. ALLAH’ tan düşük sesle konuştuğu için uyarma ihtiyacı duymamıştım. İnsan düşünmeden duramıyor. Tamam kardeşim telefon senin, para da senin de, insan telefonla bir saat boyunca ne konuşur. Mars’ a varmakta olan mekiği uzaktan kumandayla sen mi yüzeye indiriyorsun:)Telefonlar iletişim araçlarıdır, saatlerce tartışmak ve muhabbet etmek için yapılmamışlardır. Hele bu kişinin ikinci telefonun çalmasıyla diğerini bekletmesi, ondan diğerine geçip bir süre onunla konuşması, oradan tekrar geri gelmesi hem komik hem de düşündürücü bir olaydı. Teknolojinin abartılı ve uygunsuz kullanımına acı bir örnek. Neyse ki 2 saatte 2 bombayla günü kapattım. Ne iyi ki seyahat çok uzun değildi. Eminim sayı bununla kalmayacaktı. Kısmet diğer seyahatlare..


Hoşcakalın..!

 
Toplam blog
: 410
: 3283
Kayıt tarihi
: 13.04.06
 
 

Bilgisayar, elektronik, internet alanındaki son gelişmeler. Tüketici elektroniğindeki trendler. Otom..