Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir aldatılmanın anatomisi

Bir aldatılmanın anatomisi
 

Öğleden sonra Ankara'ya sadece yemek yemeye gitmiştik.Sadece yemek yemeye...Yemek yiyip bir de Ankara havası çekip gelicektik.

Eşim olanları unutmak, biraz eğlenmek için birer davetiye ayarlamıştı bir yerlerden... Bir cuma akşamıydı ve bizim Ankara'da olduğumuz zamana denk geliyordu. Bütün gerçekleri uğruna unuttuğum Fuat Bey'e çok canım sıkılmıştı. Hem bu kızı dinlemek istiyor hemde o kadar kalabalığı gözüm kesmiyordu. Ne kadar direndiysem de Çorum'a dönme konusunda ısrar etsemde yinede konsere gittik.

Yerimiz en öndeydi. Biraz erken gitmiştik. Yerimize geçip hızlıca oturduk.

Perdenin arkasında orkestranın prova sesleri geliyorken seyirciler de yavaş yavaş girmeye başlamıştı.

Eşim bana bir şeyler anlatırken bir an durdu. Gözü bir yere takılmıştı.

Bende başımı çevirip onun baktığı yere baktım ve onu gördüm.

Onu gördüm ve sanki bir an tanıyamadım. Aslında görür görmez tanıdım ama sanki başka birine bakar gibi baktım. Garip bir şey anlatılması zor.

Önden takım elbiseli biri yol gösteriyor, onlar da arkasından yürüyordu.

Önde karısı yürüyordu.O da beni gördü.Görmemiş gibi yaptı.Ama Fuat tam önümüze geldiği zaman durdu.Başıyla eşime selam verdi.Arkasından gelenlerde bir baş selamı verip geçtiler.

Siyah bir takım giymişti.Hızla önümüzden geçtiler ve bir kaç koltuk ilerideki yerlerine oturdular.

Yerimde otururken ayaklarımın titrediği farkettim.
Kıpkırmızı kesildim.Elimdeki kağıttan programa baktım.Hiç bir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordum ama kalbim deli gibi çarpıyor, nefes alamıyordum.

Demek uğruna nelerden vazgeçmeyi düşündüğüm Fuat Bey'imizin bir karısı vardı.Ben onu böyle bir aşkla, böyle bir tutkuyla severken o bana bunu söyleme gereksinimi duymamıştı.

Dönüp yüzüne bakamıyordum.Eşimin bunu belkide bilerek yaptığını düşündüm.Benim onları birlikte görmemi istemişti.

Ben bunları düşünürken o perde açıldı ve beyaz saçlı bir kadın gelip orkestranın başına geçti.Sonra büyük alkışlar arasında dinlemeyi çok istediğim o kız gelip zarif bir selam verdi.

Konser başladı ama benim kulaklarım çınlıyordu.Çıldıracak gibiydim.Ağlamakla yerimden kalkıp onu orda öldürmek arasında bocalıyordum aslında.Kendi kendime sürekli neden yaptı bunu, neden bana yalan söyledi, neden gizledi, neden neden diye sorup duruyordum.

Keşke hemen ordan hemen kalkıp gitseydim.Aslında öyle yapacaktım ama yanımda eşim vardı.Bir de bu en önde oturma illeti.Kalksam herkes beni görecekti.Çırılçıplak yakalanmış gibi hissediyordum.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Karanlıkta bir yolunu bulup sessizce dışarımı çıkmalıydım?Yoksa öylece konseri izlemeye devam mı etmeliydim?

Bir an farkettim ki gizli gizli buluşmalarımız, arada dışarıda beraber çoçuklar gibi kar topu oynadığımız günlerden sonra ben artık başka herkesi unutmustum.Onunlayken rüyaydı herşey.Ama o benim hayatımın fliminin esas erkeği olmuşken şimdi gerçek karşımdaydı.

Ben onun flimindeki "esas kız" değildim...

(bu yazımla daha önce yazdığım ilk iki yazım bağlantılı...)

 
Toplam blog
: 6
: 550
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Asker bir babanın ve edebiyat muallimesi bir annenintek kızıyım. Ekim ayının 4. gününde teşrifler et..