- Kategori
- İlişkiler
Bir anı, bir ders....

İnsanları tanımak zor derler. Bunu ilk kez üniversite yıllarında yaşamıştım.
Birkaç sene ara vererek girmiştim ve benim gibi geç giren ve aynı zamanda evli olan 5 kişi daha vardı. İkisi erkek 4 ü bayan olan bizler doğal olarak birbirimize yakınlaşmış ve küçük sevimli bir grup oluşturmuştuk.
Çok güzel anlaşırdık. İçimizden bir erkek arkadaşımıza olan hayranlığımız ileri boyuta erişmişti neredeyse. Kendisi çok kibar, sevecen, yardımsever ve güler yüzlü biriydi. Her konuda bizlere yardımcı olurdu, hiç erinmezdi. Üstelik birçok etkinlikte de vazgeçilmez bir yere sahipti. Spor, tiyatro ve de müzik, yani sizin analayacağınız on parmağında on marifet vardı. Biz evli bayanlar aramızda konuşur " ahh ahh derdik, bizim eşlerimiz de keşke böyle olabilse"...
Son seneye geldiğimizde eşlerimizi de tanıştırıp, mezun olduktan sonra da görüşmeye devam etme kararı aldık.
Ve sırayla birimizin evinde bir araya gelmeye başladık. Tesadüfen midir nedir en son bu arkadaşımızın evine gittik. Bu arada herkes çok güzel kaynaşmıştı ve mutluyduk.
Onların evine gittiğimizde arkadaşın anne ve babasıyla beraber oturduğunu gördük. Kendisi okuduğuna göre bu bize ilk anlarda normal geldi. Eşi çalışıyor ve bir de dünya tatlısı kızları vardı. Çocuğa babaanne bakıyordu...
İlerleyen saatlerde eşi bize evin diğer bölümlerini gezdirirken girdiğimiz yatak odasında kızın çeyizi kutularda ve üstüste dizilmiş bir vaziyetteydi. Ben kendisini teselli ettim ve yakında mezun olacağız eşin de işe girer ve kendinize uygun ayrı bir eve geçersiniz dedim. Acı acı gülümsedi ve " hiç sanmam, buradan ayrılmamız zor " dedi. Biz merakla bakarken o devam etti.
"5 senelik evliyiz, daha eve normal bir saatde gelmedi, bizim için birşey yapmadı, kızına tek bir mendil bile almadı onunla ilgilenmez, benimle ise hiç ilgilenmez"...Biz şaşkın "ama okuyor ya ondandır, inşallah okul bitince..." Bizi susturdu, "farketmez bütün vaktini dışarda geçirir, bana güzel bir söz etmez yani biz yokmuşuz gibi davranır, sanki biz bir yabancıyız onun için" dedi.
Biz daha da şaşkın birbirimize baktık ve bir arkadaşımız sormadan edemedi; " siz mecburiyetten mi evlendiniz yoksa? ". O, hayır diye devam etti; " anlaşarak evlendik,zaten çocukluk arkadaşıyız , evlenmeden önce herşey çok güzeldi ama sonra bizi anne ve babasına emanet etti ve yok oldu sanki..."
İşte böyle hepimiz hem şaşkın hem de üzgündük. Ayrıca onun hakkında yanılmış olmak bizi çok yaralamıştı. Biz 5 kişi görüşmeye devm ettik, onlar hep bir bahane ile katılmadılar. Sonra duyduk ki birkaç sene sonra ayrılmışlar.
Şimdi denebilir ki bu tek örnek, genellemeye neden olmaz. Ancak iş hayatında, maalesef bunun örneklerini çok gördüm.
Kadınlara gelince onlar sanki daha yalın ve olduğu gibi. Yani evde başka işte başka bir bayana pek rastlamadım.
Eski bir hatırayı anarken bu çift kişilikli beylere de dikkat çekmiş oldum. Aman yeni evlenecekler biraz dikkat !
Sevgimle...