- Kategori
- Astroloji
Bir Asteroid: Nessus
MİTOLOJİ:
Nessus’un mitolojisini anlamak için Herkül’ü yeniden tanıtmak lazımdır. ( Herkül (hercules), hemen hemen her centour gezegeni çözüme kavuşturur.
Bir hikayede, Herakles Deianera adında bir bakireden çok etkileniyordu ve onunla yattı. Sonra da evlendi. Bir diğer hikayeye göre, Herakles Deianera ile evlendi çünkü, yeraltı dünyasında iken, Deianera’nın ölen abisine onunla evleneceğine dair söz vermişti. Bir diğer öyküde, Eurytion (bir diğer centaur… büyük ihtimalle henüz isim verilmemiş asteroidlerden biri) Deianera’ya evlenme teklif etti ve babası da onun Deinera ile evlenmesine izin verdi.( büyük ihtimalle babası, bir Centaur’a hayır demeye korkmuştu.). Neyse, Herakles, bunu anladı ve öfke patlaması yaşadı. Nikah törenini basarak Eurytion’ı öldürdü ve Deianera’yı gelin olarak kaçırdı.
Heracles, balayında mıydı değil miydi emin değilim, ama o ve karısı akıntılı nehri geçmek zorunda kalmıştı. Mitolojiye göre, Nessus, Herakles’in karısını karşıya geçirmeyi teklif etti…. Ve karşı yakaya geçince de onun ırzına geçmeye çalıştı. Herakles doğal olarak öfkesinden deliye döndü, Nessus’u zehirli bir okla vurdu. Nessus ölüme uyurken, intikam istedi. Yapılan sihirin alevleri Herakles’i korkunç bir acı içinde bıraktı. Sonunda Hera’nın acısı dindi ve fiziksel bedeninin bu dünyada ölmesine izin verdi ve Olimpos Dağı’na dönüştü. (Kimine göre de Nessus’un böyle acı içinde kalması, Hera ile Herakles arasındaki kan davasının giderilmesine neden oldu.)
İlginç olan şu ki Zeus, yıllar önce, Herakles’e ölü bir düşman tarafından öldürüleceğini söylemişti.
NESSUS’UN YÖRÜNGESİ:
Nessus Satürn ve Pluton’un yörüngelerine bağlanır. Önceleri Satürn’ün en son dış gezegen olduğu düşünülürdü ve sonlarla ; hatta ölümle bağdaştırılırdı; Hala bu iki bilgi oldukça yaygın değil mi? Hala bu bilgileri keşfetmeye çalışıyoruz bu yüzden de arkadaki ayak izlerini takip edebiliriz. Nessus, yörüngesinin Güneş’e en uzak olduğu noktadan en yakın olan noktaya kadar önce Uranüs’ün sonra da Neptün’ün yörüngelerinden geçer, ve ileri hareketinde tekrar onları geçer.
Örneğin;
Nessus, yörüngesinin Güneş’e en uzak olan noktasına ulaştı. 7 Mart 1870
Yörüngesinden çıkarken Uranüs’ü geçiyor . 14 Kasım 1881
Yörüngesinden çıkarken Neptün’ü geçiyor. 22 Eylül 1899
Nessus Güneş’e en yakın yörünge noktasına ulaştı. 30 Kasım 1930
Yörüngesine girerken Neptün’ü geçiyor. 8 Nisan 1961
Yörüngesine girerken Uranüs’ü geçiyor. 3 Kasım 1979
Nessus yörüngesinin Güneş’e en uzak olan noktasına ulaşıyor. 28 Ocak 1992
Size kendi deneyimlerimden iki tanesini vereceğim:
Nessus benim 8.evimde transit yaparken, natal Nessus’umun tam karşısına ulaştı. O zamanlar, Sandra ile yaşıyordum ve çocuğumuza hamileydi. Tam karşıt açıda, ki ayrıca Sandra’nın Neptün’ü ile kavuşumundan da birkaç derece uzaklaşıyordu ki bebeğimizin Triploidy olduğu haberini aldık. …. Kromozom fazlalığı…. Ve bu bebekler, rahimde ölüyordu. Bazen annenin hayaını da riske atıyordu. Çok az kurtulanlar arasından da , tamamen yaşam destek almalarına rağmen 5 aydan fazla yaşayan yoktu . Erken doğum kararı almak zorunda idik ve bebek ölü doğdu. O zamana dek aldığımız en acı verici karardı.
Nessus, 9.evimde Ay’ımın üzerinde durağan halde iken, sevdiğim kadın, ABD’yi terk ederek, başka bir adamla bir ay geçirmek için yabancı bir ülkeye gitti. … Birlikte yaşamayı düşündüğü bir adam…. Çok yaralanmıştım ve öfkelenmiştim. Sadece sözlü bile olsa o adama sert ve ani çıkışlar yapmak istedim.
Bu iki olay hayatımı değiştirdi ve beni en dip noktama ulaşmama zorladı. İki durumda da çok fazla acı vardı, ama öte yandan ikisi de kendimi daha iyi tanımama ve ilk başta kötü olarak bastırmaya çalıştığım duygularımı, düşüncelerimi kabullenmeme yardım etti.
Amable’nin bloğu Transneptünyen Astroloji’de, Nessus ile ilgili bazı ilginç gözlemler var:
Dinamik sistem teorisine göre, bütün centaurlar kaotiktir, ama Nessus bunlardan en azı olarak bilinir. Bunların arasındaki fark kişisel ya da materyal olmak ve kişisel ve spiritüel boyutlara dönüşümdür.
BİLİM VE CASUSLUĞUN ENTEGRASYONU:
Nessus keşfedildiğinde, soğuk savaştan birkaç yıl sonraydı. Askeri uydular kısmen bilimsel amaçlar, doğa üzerine çalışmalar ve ekosistem üzerinde kullanılmaya başlandığında, bilim adamları ve casuslar arasında işbirliği başladı. Bu, düşmanca idi; çünkü bilim , araştırma sonuçları için kaynakların açıklanmasına ihtiyaç duyuyordu, bazı şeylerin ise açıklanmasına casuslar tarafından izin verilmiyordu. Bu zamanda TV’de X-Files adında Fox Malder ve Dana Scully’nin bulunduğu, çözümlenmemiş olayların, genellikle de paranormal fenomenler içeren araştırmaların yapıldığı, bilimsel polisiye başladı.
IRKÇILIĞA KARŞI BİRLEŞME:
Tv’deki X- File serisinde (1992), başlangıçta, Fox Mulder’in bilinmeyen dosyalarla ilgili teorisini çürütmek için atanmıştır. Ama önce, araştırmalar yapar ve vakaların doğrusunu öğrenmeye çalışır. Ancak sonraları, amirleri önünde de Mulder’i tutmaya başlar.
Nessus, içimizdeki “yüksek benliği” geri dönülmez biçimde değiştirebilme yeteneğidir. Diğer insanların ne yaptığına bakmaksızın, Nessus, “Schindler’in Listesi”, “Philadelphia” ve “Red Corner” da olduğu gibi, neyin doğru olduğunu düşünüyorsa onu yapar.
ASKERİ AKTİVİTELER:
Nessus, Kuiper kuşağının, “yüksek taklit zekası” ile Satürn’ün “Fiziksel zekasını” bağlar. Bu kombinasyon, karmaşık düşünme metodu gerektiren tipik fiziksel eylemlerde (özellikle takım çalışması işbirliği) görülür. Örneğin; Motoko Kusanagui’nin “Ghost in the Shell” de özel güçlere sahip olması gibi.
Nessus eylemleri, duygusallık karıştırmadan dönüştürülür. Aynen “Perdita Durango” filmindeki aile intikamı gibi. Nessus’un arzusu çok güçlüdür. Önce karar alınır, ger dönüş yoktur.
Juan’a göre “Frankenstein sevginin ve sempatinin hasretini çekiyordu, ama sadece korku ve nefrete teşvik eden karanlık ve yıkıcı bir şey oldu. İnsan kalbi taşımasına rağmen, o bizim yaratımımızdı, toplumsal olarak hor görülen yanımızdı. Onun yaratıcısı, yaşamın, ölümün ve sosyal değerlerin sınırını aştı."
Çeviri: Müesser İnce
Kaynak: zanstein