- Kategori
- İstanbul
Bir başka İstanbul

Geçtiğimiz yaz Gümülcine/Yunanistan'a gitmiştim. Orada günler, İstanbul gibi karışık, kalabalık, sesli geçmiyor. İnsanlar; Gümülcine'de sabahtan öğleye kadar çalışıyor, salı ve perşembe günleri hariç öğleden sonra gezip eğleniyorlar.
"Andrianapolios Sokağı" ve burada bulunan diğer sokaklar; akşamları bol yıldızlı, Ay'ın görünebileceği açık gökyüzlü, sessiz ve sabahları bol güneşli olma özelliğine sahipler; ama ben bunlardan rahatsız olmuyorum. Çünkü burada yaşadığım olaylar -sevindiğim, üzüldüğüm-, nelere gülüp nelere ağladıklarım her dakika aklıma geliyor.
Mutlu oluyorum...
Bunlara rağmen İstanbul bir başka yine de...
Sesliliğiyle, kalabalıklılığıyla, gençleriyle, stresiyle, soğuğu-sıcağıyla bir başka.
İstanbul'da Ay bir başka gülüyor yüzümüze; Güneş bir başka çarpıyor. İstanbul'un sesi ve kalabalığı özleniyor. Orada telefonlar bir başka ses tonuyla çalıyor. Yine orada, denizlerin dalgaları daha değişik sesler çıkarıyor.
Ve İstanbul'da hayat zorda olsa güzel ve bir başka yaşanıyor!
"Andrianapolios Sokağı" ve burada bulunan diğer sokaklar; akşamları bol yıldızlı, Ay'ın görünebileceği açık gökyüzlü, sessiz ve sabahları bol güneşli olma özelliğine sahipler; ama ben bunlardan rahatsız olmuyorum. Çünkü burada yaşadığım olaylar -sevindiğim, üzüldüğüm-, nelere gülüp nelere ağladıklarım her dakika aklıma geliyor.
Mutlu oluyorum...
Bunlara rağmen İstanbul bir başka yine de...
Sesliliğiyle, kalabalıklılığıyla, gençleriyle, stresiyle, soğuğu-sıcağıyla bir başka.
İstanbul'da Ay bir başka gülüyor yüzümüze; Güneş bir başka çarpıyor. İstanbul'un sesi ve kalabalığı özleniyor. Orada telefonlar bir başka ses tonuyla çalıyor. Yine orada, denizlerin dalgaları daha değişik sesler çıkarıyor.
Ve İstanbul'da hayat zorda olsa güzel ve bir başka yaşanıyor!