Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bir boyacı öyküsü

Bir boyacı öyküsü
 

Hüsnü Bey ve Hüsniye Hanım, oğulları ve kızları ile 4 kişi pembe panjurlu evlerinde mutlu bir yaşam sürerlermiş. Hüsnü Bey çalışır, evin geçimini sağlar, Hüsniye hanım da çocukların ve evin bitmeyen işleriyle uğraşır dururmuş.

Hüsniye Hanım söylemese, Hüsnü Bey’in ne eskiyen eşyadan ne de evin boya-badana zamanı geldiğinden haberi olurmuş. Hüsniye Hanım, “artık şu koltukları değiştirsek” demeye başlayınca er geç koltukların değişeceğini bilirmiş ve hesaplı bir koltuk takımı aramaya başlarmış.

Son günlerde Hüsniye Hanım boya-badana zamanı geldiğini, yerlerin de düzeltilip cilalanması gerektiğini dilinden düşürmez olmuş. Hüsnü Bey hesabını yapmış ve kendince en hesaplı boyacıları bulmuş. İyi bir pazarlıktan sonra, evin boyası, badanası, parkelerin sistiresi ve cilasını bu boyacılara vermiş. Hüsniye hanım evi pırıl pırıl olacağı için çok sevinçliymiş.

Birkaç gün sonra boyacılar gelmişler ve salondan işe başlamışlar. Bu işi iyi bildikleri belli oluyormuş. İlk günü akşamında küçük odada yığılı eşyaların arasında otururlarken Hüsniye Hanım bu işin kaça malolduğunu sormuş eşine. Hüsnü Bey sayı vermemiş ama çok hesaplı olduğunu söyleyip geçiştirmiş.

İşler tamamlanmaya yaklaşınca Hüsnü Bey eşine bu hesaplı durumu açıklamış: Boyacıların bu işten hiç para almayacakların söylemiş. Bu bedava boya Hüsniye Hanım’ın aklına hiç yatmamış. Bu zamanda kim hayrına böyle bir iş yapar ki, diye düşünüp Hüsnü beyi sorgu suale çekmiş. Hüsnü Bey çaresiz baklayı ağzından çıkarmış. Boyacıların para almayacaklar ama işleri bittikten sonra evin salonunu 1 yıl süreyle kullanacaklarını açıklamak zorunda kalmış.

Hüsniye Hanım bu zoraki konuklardan hiç hoşlanmamış ve kıyameti koparmış. Eşine, bu işi olmaz, başka çözüm bul demiş. Hüsnü bey bu koşullarla anlaştığını ve geri dönemeyeceğini anlatmaya çalışmış ama eşi bu iş olmaz, başka yolu yok diye kesip atmış.

Akşam olup boyacılar gittikten sonra Hüsnü Bey, eşini, kızını ve oğlunu karşısına alıp çaresizliğini onlarla paylaşmış, artık başka çareleri olmadığı için aile üyelerinin desteğini almaya çalışmış. Parası olmadığı için böyle bir öneri gelince kabul etmek zorunda kaldığını anlatmış. Hüsniye Hanım, zor günler için sakladığı bileziklerini satıp borcunu ödemeyi önermiş ama şimdi boyacıların para da verse kabul etmeyeceğini öğrenmiş.

Hüsnü Bey’e boyacıların bu teklifi ilk başta cazip gelse de şimdi kara kara düşünmeye başlamış. 20 yıllık eşi ilk kez bu kadar sert tavır almış, çocuklarının neşesi kaçmış. Hem de boyacının yanında çalışan adam da aklına takılmış, ilk günden beri bu adamı hiç gözü tutmuyormuş. Boyacı da elinden sigarayı düşürmüyormuş. Çocuklarına kötü örnek olacakları korkusu içini sarmış.

Sonra ne olmuş?

Hüsniye Hanım eşine, ya bu işi çözersin ya da alır çocuklarımı giderim babamın evine demiş. Hüsnü Bey, bakmış durum kötü, biryerlerden borç para bulmuş, boyacılara vermiş işlerinin karşılığını ve güle güle demiş.

Onlar ermiş muradına, darısı bizim mayınların başına…

Kıssadan hisse: Evi boyatacak kişi için seçenekler vardır:

1. Evi boyacıya boyatır. Boya işi bitince verir parasını ve boyacı fırçasını alıp gider.
2. Boya, badana, fırça ve rulo alır, evi kendisi boyar.
3. Boya, badana, fırça ve rulo alır, dostlar bu günler içindir, yardıma gelirler ve birlikte boyayı çabukça bitirirler.

Ankara, 26 Mayıs-1 Haziran 2009

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..