- Kategori
- Mizah
Bir Cumartesi sabahı
Sıcak bir ağustos ayının güzel bir tatil sabahı olacağını düşündüğüm bir Cumartesi günü. Ama sadece düşünmekle kalacağımı bilsem pazartesi olmasını yeğlerdim herhalde.
Bir su tankerin su pompalamak için çıkardığı sesi bilir misiniz? Aynen küçük bir takanın çıkardığı ses gibidir fakat denizde bu sesten rahatsız olmazsınız ama bir cumartesi sabahı saat 7.30’da yatağınızdan bu sesle zıplayabilirsiniz. Denizde küçük bir takanın içinde olduğunuzu düşünerek ancak yarı uyanık saat 9’a kadar dayanabilirsiniz.
Ankara’da alışık olmanız gereken bir durum. Su sıkıntısı var ve çimler tankerlerle sulanıyor. Sabahın yedisinde başlayan gürültülü işlem ona doğru bittiğinde bari bir kahvaltı yapayım derseniz de malum sabah ilk kalktığınızda şöyle güzelce bir yüzünüzü yıkamak veya duş almak gerekli değil mi? Nerdeee....
Hani boru patlamıştı? Tamir edilmişti ve artık sular kesintisiz (10 GÜN koskoca 10 gün) verilecekti. Hani binanızda depo vardı? Sular kesilse de idare edecekti?
Neyse bir şekilde hijyen sağlanır, kahvaltı yapılır ve evde de olsa çalışmanız, yetiştirmeniz gereken bazı şeyler vardır ve en azından evdeyim diye sevinirsiniz fakat o da NE?
Yükses seste bir müzik yayını. Yani duyduğunuz şey bir müzik türü ama açık hava düğünü deseniz değil. Çünkü çalan şey ağıt gibi. Galiba sünnet düğünü.... Yapacak bir şey yok, ne düğünüyse artık siz de katılırsınız belki suları akıyor ona seviniyorlar dersiniz ama müzik acı veren bir türdendir...
Bu yazı yazılırken artık saat üçe gelmektedir ve bu satırların yazarı bu saatten sonra başına ne geleceğini bilmemekte fakat bu ülkede özellikle Ankara’da yaşamaktan çok mutludur ve hiçbir şeye şaşırmamakta ve sinirlenmemektedir.
NE MUTLU ONA.....