- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir delinin seyir defterinden...
'' - Bugün hava güzel olacak galbaaa..? '' diyerek; salına salına, deniz kenarına doğru yürümeye başladı. Mavi-Beyaz çizgili eşortmanının üzerine, yeşil çiçek desenleriyle bezeli kırmızı bermuda şortunu çekmiş, ayaklarında parmak arası terlikleri, rengi beyazdan-griye dönüşmüş olan ve üzerinde Che Guevara figürlü T-shirt ile, bir elinde rafyadan yapılma çantası, diğer eliyle de omuzundan aşağıya sarkıtmış olduğu, ördek desenli havlusunu tutmuş, gözünde pazardan satın aldığı imitasyon Ray-Ban gözlükleri, yayvan yayvan yürürken de, bir dönem İzel'in hit yaptığı şarkısı '' Denizleri aşta gel kurbanın olam...'' ı ıslıkla terennüm ederek begonvillerin sarkmış olduğu, bahçe duvarlarının arasından denize doğru vasıl oldu...
Sahildeydi artık... Ama bir de ne görsün ? denize girmek için indiği sahil boyunda, geçen senenin iskeleleri yoktu..!? Hani şu meşhur; Meşhurların (!) geldiği sahil boyundaki iskeleler...
Solfejin ne olduğunu bilmeyen..! Teknolojinin nimetlerinden faydalanan; Ton Maisterler sayesinde, görüntüsü tavuskuşuna benzeyen ama, sesi tavuskuşu kadar güzel olmayan, ses sanatçısı, assolist, star ve Sanatçı olduğuna kendisini inandırmış zat-ı muhteremlerin, halk tarafından o mevkiilere kadar taşınmış olduklarını unutup, albüm adı altında çıkartmış oldukları CD lerinin, Büyük (!) gelirleri sayesinde, Büyüklenmek suretiyle kendilerini O muhterem halktan izole ederek, günlerini gün ettikleri iskeleler...
Paranın nasıl kazanıldığını, alınteri kavramının ne olduğu konusunda, hiç bir bilgiye sahip olamamış, Yarı miras, yarı havadan- sudan gelen paraların miktarını bilmeden, Belki de zengin sevgilileri sayesinde hesapsızca harcama yapmanın rehavetiyle, bronzlaşmak adına kertenkele gibi güneş altında yatarak, '' Ferrarisini satan bilge '' kitabını elinden düşürmeyen ve halkın dilinden de düşmeyen, hayal avcılarının üzerini doldurduğu iskeleler...
Yeşillik kavramını; site ve turistik tesislere çevirerek, ceplerini yeşillerle dolduran zevat-ı kiram'ın, Magazin basınına malzeme çıkarmak için, yemeden içmeden kendi kendilerini keserek, neredeyse moda haline gelen '' 0 '' beden olmak suretiyle, podyumlarda kuğu misali süzülen kağıt bebeklerle beraber, üzerini doldurmuş oldukları iskeleler...
Yoktular..!!! şaşırdı, afalladı ve gözlüklerinin tepesinden bakarak;
- Abboooov... diyiverdi birden. Sağına baktı, soluna baktı tekrar sağına baktı, sanki sağduyusunu düşürmüştü ve babasından azar işitecek bir çocuk edasıyla, onu aramaya başlamış gibiydi... Sağ tarafında yıkılmış iskelelerin enkazlarını kaldırmaya çalışan işçilere takıldı gözleri... Hararetli hararetli çalışan işçileri görür görmez; hemen bir tanesinin yanına koşuşturarak yaklaştı,
- Şşşşt hemşo, goley gessin leeeyn...
- Sağolasın gurban, buyır...
- Yauv, burdaaki iskelelere nooldukine..?
- Yıkıyiiik gurban...
- Niyekine ? onlar size neettikine ? yıkiiiysinız ?
- Valla ben bilmem gurban, biz ameleyik... Bize yıkın didiler bizde yıkiiiyk...
- Kim dedikine ?
- Ben bilmiiim, bizim onbaşı biliiiy...
- Yauv biz burdan denize giriyoduk yaaa...? İskelelerin üzerinde güneşleniyoduk yaaa...?
- Heval dogriii diiisen gurban...
- Hanı ben burda güneşlenirkene yanımdaaaki şezlongta şarkıcı XXX 'de güneşleniyodu yaaa ?
- Eeee naaapak yanııı ?
- Ama olmaz ki... böööle de yıkılmazkiii... bana niçın sormadılarkine..?
- Vallah ne bilem gurban...?
- Ama..., ama..., ama... olmaaaz böööle...
- Yauv gurban, siye diyem bah şooordaaaki adama bir sorsan, o biliiiy...
- Tamam oldu o zaman...
İşçinin yanından ayrılarak, onun göstermiş olduğu kişinin yanına doğru koşturmaya başlar. Elinde kalınca bir puro ile işçileri izlemekte olan adama yaklaşır ve;
- Merhaba bayım...
- Merhaba adamım. Ne istiyorsun bakalım ?
- Şey... Ben bir şey sormak istiyorum sadece..!
- Demek bir şey sormak istiyorsun öyle miii ?
- Şeeey, affınıza mağruren müsade ederseniz efeeem...
- Vaaay... sende neler neler bilirmişsin öyle ? affımıza mağruren... Müsade edersem... ve Efeeem...!
- Evet Efeeem...
- Peki o zaman, Efeeem sor bakalım...
- Pek saygıdeğer beyefendi; buradaaki iskeleler, neden ve kim tarafından yıkılıyor acaba ?
- Sana ne..! sana hesap mı vereceğiz bu konuda..?
- Estağfurullah efeeem, sadece merakımdan sorma gafletinde bulundum ?
- Merak etme boşver... hem sana ne faydası olacak ki ? merak kediyi öldürür derler... fazla merak iyi değildir adamım...
- Ama Efeeem, ben de bu ülkenin bir vatandaşıyım, bana ve benim gibilere faydası olmaz olur mu hiç ?
- Sana göre değil buralar, buralarda denize girmek için, birazcık (!) paran olması lazım adamım...
- Ama...ama... buralar halk plajı değilmiydikine ?
- Yauv ne laftan anlamaz adamsın sen...Burası sosyetenin geldiği yerler... paralı zenginlerin gelip paralar harcadığı yerler adamım... Sende para ne gezer..?
- Benim de param var ama...
- Tamam ulan... göster bakalım ne kadar paran var ?
- Bakkal şeref amcanın; ekmeklerini dolaba dizdiğim için 5 YTL verdi... Numan amcanın, pazardan sepetlerini taşıdığım için, bozuk parası 3 YTL 50 Ykr kalmış onu verdi, toplam 8 YTL 50 Ykr'um var ve, çantamda bir şişe suyum, iki tane peynirli poğaçam var onlarıda ayşe teyze verdi... şükürler olsun ki denize girmekten para almıyorlar...
- Sen öyle zannet...A rtık burada parasız denize giremeyeceksin adamım..! sosyetenin mekanı oldu buralar, onun için bedavacı iskeleleri yıkıyoruz, sen başka yerde girersin denize... hadi bakalım dükkanın önünü de kapatma yavaş yavaş uza buradan... hadi canım... hadi canım benim...
- Ama; seni anneme, şikayet edecem bendeee...
- Yürrüüüü uleyn... allahın delisi, senle mi uğraşacaaaz burda beee...
- Neymiş efendim..? Buralara A ve A+ müşteriler geliyormuş... Bu müşteriler güneşlenirkene ve denize girerkene bu iskeleleri tercih ediyorlarmış.. .ortadirek vatandaşın sosyetik müşterilerin yakınında olmasından sosyetikler rahatsız oluyorlarmış... mış... miş... mış... miş... peeeeh... denizleriiiii aşda geeeel gurbanın olaaaam, gurtar beniiii buralardaaaan ne oluuuur....!
Herkese sonsuz sevgi ve saygılarımla sevgili dostlar...