Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '12

 
Kategori
Eğitim
 

Bir eğitimcinin öyküsü

Yazarı: Hesabali Turan

Tahsil Hayatı

*Medrese Dönemi

Hesabali Şavşat ‘ ın Çavdarlı köyünde ailesiyle birlikte hayatını sürdürmektedir. Köylerinde okul yoktur. Sadece köy imamının çocuklara Kuran ve dini bilgileri öğrettiği bir medrese vardır. Babası Hesabali’ yi medreseye götürür. O sene elif cüzünden başlar ve ilkbahara kadar cüzü bitirir. Yazın tarla işlerinde ailesine yardım eder. Kış başlangıcında medreseye tekrar devam eder ve o kış kuranı hatmeder. Kendisi gibi hatim eden çocuklarla birlikte “ Hatim gezdirme töreni “ yapar. Bundan sonra Kuranı yarıya kadar ezberler, medrese tatil olunca bırakır ve geriye kalan 53 yıllık ömrü boyunca da bir daha dokunmaz.

*İlkokul Dönemi

Köylerinde okul olmadığı için tahsilli ve okumuş biri de yokmuş. Bir gün iş icabı Çiftlik köyüne giden babası öğretmeni görür. Öğretmenin giyimi ve yaşamı hoşuna gider bunun üzerine Hesabali ‘ yi de okutup bu şekilde memur yapmaya karar verir.

Bunu Hesabali ‘ ye de söyler o da kabul eder, fakat köye en yakın okul iki saat uzaklıktadır. Okula yakın olan Kireçli köyünde akrabalarının yanında üç yıl kalır. Zor ve çetin olan okul yollarına eğitimi için katlanarak okuluna devam eder. Okulunun ilk gününü şöyle anlatır : “ Sınıfa gidip sıraya oturdum. Harun isminde bir çocuk ‘ a o u ‘ diye sesler çıkarıyordu onun delirdiğini zannettim. Öğretmen geldi ve ders başladı. Yeni olduğu için Hesabali ‘ nin yanına oturur ve aynı şekilde deftere o harfleri yazar ve o çocuk gibi okumaya başlar. O dönemde de şimdiki gibi eğitim harf metodu ile yapılmaktadır. İlk başlarda sınıf içinde geride kalır. İlerleyen günlerde bu durum çok zoruna gider. Bir gece oturup çalışır ve ertesi günlerde tahtaya kalkıp kendisini gösterir ve azmiyle sınıfın en çalışkan öğrencisi olur.

O zamanlarda öğretmen sıkıntısı olduğu için onun okuduğu okul ancak 3.sınıfa kadar eğitim verebiliyor. Hesabali üç sınıflı bu okulun her senesini birincilikle geçerek okulunu tamamlar.

4. Ve 5. Sınıflı Okulda Okuması

Üç yıllık okulun ardından kaza merkezindeki 5 yıllık okulun 4. sınıfına kaydolur. Müdür kayıttan sonra yaşının büyük olduğunu, okula devam edebilmesi için yaşını tahsis ettirmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine ailesi ve iki şahitle mahkemeye giderek yaşını 2 yıl küçültür ve okula kaydı yeniden yapılır. Bu kez de kalacak yer sorunu ortaya çıkar. İki üç arkadaş birlikte üzer ağanın evini kiralamışlar bu şekilde okullarına devam ederler. 3 yıl boyunca imkânsızlıklardan dolayı kitapsız bir şekilde eğitim gördükleri için bu okulda 7 / 8 kitapla okumakta zorluk çekerler. Hesabali derslerde olan çekingenliğini bir tesadüf sonucu yener. Bir gün geometri dersinde öğretmeni onu tahtaya kaldırır ve bir daire çizmesini ister. O da mükemmel denecek derecede bir daire çizince tüm sınıf arkadaşları ve öğretmeni tarafından takdir edilir.

5. sınıfı da aynı okulda okur. Dönemin imkânsızlıklarını yenip basit aralardan deney yapan Hayri Bey ona öğretmenlik yapar. 1925 yılı yakını bu dönemde okul idaresi ve çevrenin de yardımıyla 15 öğrencinin kalabileceği bir pansiyon yapılır. Hesabali de dâhil diğer arkadaşları da burada kalarak okullarına devam ederler. Bu şekilde 4. ve 5. da bitirir.

*Ortaokula Kayıt ve Öğrenime Devam

1933 yılında beş yıllık ilkokulu bitirir. İlçe de ortaokul ve lise yokmuş. En yakın okul Artvin’deymiş. Ama yine imkânsızlıklar baş gösterir. Babası gidip okula kaydolmasını, her şeyi bir şekilde halledeceklerini söyler. Bunun üzerine iki arkadaşıyla birlikte Artvin’e doğru yola çıkarlar. Bin bir türlü zorluk içinde okula ulaşırlar. Okula ve okulun pansiyonuna kayıtlarını yaptırıp köye dönerler.

9 Eylül günü dersler başlar, okula alışmaya çalışırlar. Köylü oldukları için ayağındaki çarıklar fen bilgisi öğretmeninin dikkatini çeker. Hesabali’ye eğer diğer öğrenciler gibi ayakkabı giymezse okuldan çıkarılacağını söyler. Bunun üzerine babasının kendisine bir yıllık yeme içme parası olarak verdiği 115 kuruşun 110 kuruşuna ayakkabı almak zorunda kalır. Yani okulu açlığa tercih eder.

Okulunun son senesinde Artvin vilayet olur. Vali sık sık okula uğrar ve öğrencilere yılsonunda girecekleri imtihana çalışmaları için önerilerde bulunur. Bunun üzerine tüm öğrencilerde hummalı bir çalışma başlar. Sınav günü gelir ve sınav yapılır. Sınavın sonucunda birinciler belli olur. Birinci Hesabali ikinci Nihat isimli bir arkadaşı olur. Bu sonuçtan dolayı gerek halktan gerekse okul çevresi, vali ve müdürden ödül ve övgüler alırlar. Bu şekilde ortaokulu da bitirir.

* Öğretmen Okulunda

Kayıt için okula geldiklerinde dersler çoktan başlamıştır. Okul müdürü kayıt için röntgen filmi ister. Onlar da içlerinde ‘Ya bir hastalık çıkarsa ‘ korkusuyla filmi çektirirler. Film temiz çıkar ve okula kayıtları yapılır. Artık Öğretmen Okullu olurlar.

Mustafa Göksu isimli arkadaşları okula erken başladığı için öğretmenler ve dersler konusunda diğer öğrencilere bilgilerini aktarır. O gün ilk dersleri psikolojidir. Öğretmen geçmiş derslerden işlenen konuları tekrar etmeye başlar ama öğrencilerin katılımını beğenmez. Hesabali derse katılır fakat öğretmen onun kelimeleri telaffuz edişini beğenmez ve ona kızar. Arkadaşları ona yanlış yaptığını artık bu dersten geçemeyeceğini söylerler. O ise bir daha ki derse iyice çalışır, kalkıp anlatır ve öğretmenin gözde öğrencisi olur. Daha sonraki günler içinde edebiyat ve Türkçe öğretmenlerinin de beğenisini kazanır. Okulun 3. senesinde alt sınıflar için matematik öğretmenliği yardımcılığı görevi alır.

Ders yılı içinde gerek okul içinde gerekse okul dışında matematik dersi verir. Yılsonu imtihanlarına da girer ve öğretmen okulunu da bitirir. 1939 yılı temmuzunda okulunu bitirir.

Öğretmenlik Hayatı

Okulunu bitirdikten köyüne döner ve görevinin gelmesini bekler. Eylül ve Ekim ayında görevi çıkmaz. Kasım ayında Samsuna tayin edildiğini öğrenir. Ama oraya gidebilmek için ne bir araba ne de parası vardır. Son çare olarak dayısı eşinin altınını verir onunla yol harçlığını karşılar.

Bir arkadaşıyla beraber Naldöken köyünün toluna koydukları bekçinin durdurduğu kamyonetle Hopa’ ya oradan da vapurla Samsun ‘ a giderler. 29 Ekim günü Milli Eğitim Müdürlüğüne giderler. Gümenüs köyüne tayininin çıktığını öğrenir. Öğretmen okulunu bitirip de bir köy okuluna tayininin çıktığını öğrenince hayal kırıklığına uğrar. Kendisinsin daha çok ve modern bildiğini düşünür. Bu yüzden kendisinden büyük ve daha bilgisiz olduğunu düşündüğü okul müdürünü kaçırmanın yollarını arar.

Gümenüs köyü yüksek tepelerin eteğinde kalabalık bir yerdir. Okul binası ise cami ve eski binalardan çevirme iki katlı üç öğretmeni olan bir okuldur.

1 Kasım günü 1. sınıfı kendisi alır, 2, 3 ve 4, 5. sınıfları da bir grup yapar. Müdür okuldan göndermeyi düşünürken yıl içerisinde ondan birçok şey öğrenir ve ona minnettar olur.

Okul içerisinde ders için gerekli araç gereç yoktur. Haritaları öğrencilere çizdirerek onlardan faydalanır. Geri kalanını da çarşıdan kendi temin eder. Bu gayretleri ile yaptığı dersler dersler müfettiş tarafından beğeni görür. Giderken bu kadroyu bırakmamasını söyleyerek memnun bir şekilde oradan ayrılır.

Kalacak yer olarak ise okulun küçük odasını Bekir Öğretmen ile yedi ay yardımlaşma içinde yaşarlar.

Şavşat’a Becayiş

İmtihan bitiminde Hesabali Şavşat ‘ a Bekir Zile ‘ ye gider. Orda Veli köy öğretmeni İsmail Sevüknoyan’la tanışır. O Nahiye müdürü ile kavgalı olduğunu ve becayiş yapmak istediğini söyler. Öğretmenlerin ısrarı üzerine İsmail Gümenüs’e Hesabali Veli köy’e gitmek istediğini bakanlığa yazar ve kabul görür. Veli köy’de göreve başlar.

Veliköy’de

Veli köy okulu beş derslik, iki küçük oda ve derslikler ile odalar arasında olan koridordan ibarettir. Bina ahşap, tamire muhtaç, dar bahçeli, araç ve gereçten yoksundur.

117 öğrencisi, bir öğretmeni ve bir eğitmen kadrosu vardır. Okulda kayıt ve devam yoktur. 50-60 devamsız öğrenci vardır ve halkın okula ilgisi pek yoktur. Köyün ileri gelenleri ile bu mesele konuşulur ve devam sağlanır.

Birinci sınıfı eğitmene verir. 2-3 öğleden önce, 4-5 öğleden sonra okumak üzere kendisi alır. Yıl içinde iki müsamere düzenler. Halk çalışmalardan memnun kalır. Kız öğrencilerin giyimini düzeltir. Okula okul kimliği kazandırır. Mevcut bahçeyi ıslah eder ve güzelleştirir.

Okula genelde kız öğrenciler devam etmiyordur. Öğrenci velileri ile konuşur ve devamsızlık 2-3 kişiye düşer. Bir gün 50-6- yaşlarında bir adam gelir ve torununun okula çağrılmamasını ister. Hesabali kızın okula gelmek zorunda olduğunu söyler. Bir gün okula gittiğinde köy kadını giyimli bir bayanın etrafında öğrencilerin toplandığını görür. Sonra onun devam etmeyen… Olduğunu öğrenir. Devam problemi çözülür fakat diğer problemler doğar. Öğrenciler onu örnek almakta ve çevredeki gençler de kızla ilgilenmek istemektedir. Kızı başını açması ve diğer öğrenciler gibi giyinmesi için uyarır. Fakat o bunu yapamaz. Diğer öğrencilerin de onu örnek aldığını görünce Vilayet makamına arz eder. Onun üzerine öğrenci halk dershanesine devredilir. Problem de bu şekilde çözülür.

Köy kalabalık bir nüfusa sahiptir. Köye kendini göstermek için ortaya bir eser koymak ister. Bölgenin kurtuluş günü olan 7 Mart için bir müsamere hazırlar. Müsamere günü şiirler okunur, oyunlar oynanır ve halk çok beğenir. Günlerce köyde bahsi geçer. Köyün ileri gelenleri bir araya gelir ve 23 Nisan için de bir müsamere yapmasını istediklerini söyler. En iyi şekilde program hazırlanır. “Yurdumun Halkı” adlı oyunda bir el ateş edilir ve bunun üzerine jandarmalar okulu basar. Hesabali onlarla konuşur, durumu anlatır ve olay çözülür.

1 Nisan 1946 günü Veli köy’den kesin olarak ayrılıp Cılavuz’a kursa gider. Burada kurs eğitimi alan öğretmenlerin %80’i ilköğretim mezunlarıdır. 39 eğitmen adayı ve 7 eğitim görevlisinden oluşuyordu. Fakat bu toplulukla ilgilenen kimse yoktur. 7 öğretmene kalmaları için geniş bir oda verilir. Hesabali, öğretmenleri 7 gruba ayırır ve bu şekilde çalışmalar, kültür dersleri devam eder.

28 Ekim 1946 günü kurs biter. Eğitmen adayları eğitmen, diğerleri ise gezici başöğretmen olur.

Bu bölgede okullaşma henüz yoktur. Hesabali, civardaki okul ve öğretmen evi inşaatlarını gezerken Eriklide yapılan öğretmen evi inşaatında sorun çıkar. Muhtar ve ihtiyar heyeti buna asla izin vermeyeceklerini söyler. Bu kararları yazıya geçirir ve kaymakamlığa götürür. Kaymakamın emri üzerine tüm heyete 25’er lira para cezası kesilir. Bu, muhtara ve heyete bildirilir. Bir ay sonra gittiğinde öğretmen evinin yapıldığını görür.

1947 yılı içinde Artvin’e gider. Onu tanıyanlar “Müfettiş imtihanına mı geldin?”diye sorar. Merak eder, Milli Eğitim Müdürlüğüne gider. Başarılı ilkokul öğretmenleri arasından imtihanla müfettiş atanacağını öğrenir. İmtihana 1 ay vardır. Hem inşaatları denetler, hem de zaman bulduğunda imtihana hazırlanır. İmtihan sonucunda Şavşat’a İlköğretim Kısım Denetmeni olarak atanır.

Denetmen Olarak Çalışmalarım

Okul ve Öğretmen Durumu

İçinde 101 köy okulu, 202 öğretmen ve eğitmen vardır. Öğretmenler ve geneli genç, tecrübesiz ve köy enstitüsü mezunlarıdır.

Öğretmenlerin Yetiştirilmesi

Bu genç öğretmenleri yetiştirmek gerektiği düşünülür. Her öğretmene bir kitaplık oluşturulur. Mesleki bir dergi veya gazeteye abone edilir ve yılda üç kez ilçe merkezinde toplantı yapılır ve çalışma şekil-esasları açıklanır. Öğretmenlere yeni ve etkili ders teknikleri gösterilir ve bunlar üzerinde çalışılır. Ve çalışmalar amacına ulaşır. O bölgenin öğretmenleri gayet çalışkan olur.

Okullara Araç ve Gereç Temini

Okullar dört duvardan ibarettir. Kaynaklar saptanır, her okulda bulunması gereken asgari araç listeleri hazırlanır. Gerek öğretmenler, gerek çevre, gerekse de Milli Eğitim Müdürlüğünün gayretleri ile araç ve gereçler temin edilir.

Öğretmenlerin Toplumsal Gelişmeleri Sağlandı

Genellikle köy çocukları olan öğretmenlerin eşleri de aynı şekildedir. Sosyal alanda onları yetiştirmek gereklidir. Ev tanzimi, yemek hazırlama, kılık kıyafet gibi konularda hem öğretmenlere hem de eşlerine bilgi verilir, yardım edilir ve imkanlar doğrultusunda gayet modern ve düzenli hayat tarzı kazandırılır.

Münazaralar

Öğretmenleri geliştirmek için ayrılan bölgelerde zamanla bizim grup, sizin grup gibi gruplaşmalar olur. Bunun üzerine gruplar arasında konu dağılımı yapılır ve kaza merkezlerinde münazaralar yapılır. Bu şekilde öğretmenler dil ve kültür bakımından oldukça ilerleme sağlar.

Goga’ya Okul Yaptırdım

Ardanuç’ta Bağlıca adli okulda %50 gibi bir devamsızlık vardır. Bunun üzerine araştırma yapar ve bu okulun mevcut öğrencilerinin Bağlıca Okulu’na çok uzakta kalan Goga Köyü’nde yaşadığını görür. Gerçekten de devamsızlık sorununun bu mesafede kaçınılmaz bir şey olduğunu anlar. Bunu kaymakama anlatır ve onunla bu bölgeyi görmeye gelir. Sonuç olarak kaymakam, eğer köylüler de yardım ederse birlikte bir okul yaptırabileceğini söyler.

Ankara’ya Tayin

Memuriyetinin yaklaşık 23 yılı Şavşat ve Ardanuç’ta geçer. Artık burada yapabileceği ve yararlı olabileceği bir saha kalmaz. Tecrübesini artık daha büyük şehirlerde kullanması gerektiğini düşünür. Hem de büyük oğlu ve küçük oğlunun eğitimine en iyi şekilde devam etmesini ister. Bu yüzden Ankara’ya tayinini ister. 13 Kasım’da Ankara’ya müfettiş olarak gider.

Gazi Eğitim Enstitüsü’nde Öğrencilik

Ankara’ya yerleştikten sonra çocuklarını Mustafa Kemal Lisesi’ne kaydettirir.

Beraber çalıştığı müfettiş arkadaşlarının hemen hepsi Gazi Eğitim Enstitüsü mezunudur. Geneli yurt dışına çıkıp kendini geliştirmiştir. Kendi de bunlara sahip olmak ister ve Gazi Eğitim Enstitüsü’ne pedagoji şubesine kaydını yaptırır.

Dersler için notlar temin eder. Teftişten kalan zamanlarında ders çalışır. Tüm dersleri iyidir, sadece Türkçe dersinden kalır. Bu yüzden iki yıllık okulu üç yılda bitirir ve oradan mezun olur.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..