Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '12

 
Kategori
Dostluk
 

Bir eylül’de üçümüz…

Bir eylül’de üçümüz…
 

"Gönül ne çay ister ne çayhane 

Gönül sohbet ister çay bahane." 

xxx

            Güneşin etkisini azalttığı bir eylül gününde üçümüz sözleştik ve Kadıköy’de Boğa’nın çevresinde buluştuk. Sonrası mı? Belli, bir yerlerde oturup  söyleşmek…

            O niyetle Bahariye Yokuşu'nu tırmanırken sola döndük. Sanat Sokağı’ndan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne… İçeride mil taşlarımız gezindiğinde yoğun kalabalık gördü. Bir süre sonra bulduğumuz üç kişilik masaya oturduk üçümüz…

            Hal hatır sormalar sonrasında ülkedeki gelişmelerden ve edebiyattan söz ettik çoğunlukla… Çağdaş olma ve ortak düşünce getirisiyle tanıdık adlar üstüne konuştuk. Çaylarımızı yudumlarken bir ara poz da verdiğimiz oldu. Ortaya bu görüntü çıktı.

            Çevreyi izleyerek sürdürdüğümüz serin ortamdaki uzun süreli söyleşi sonrasında ağır ağır kalkıp -tekrar buluşmak dileğiyle- bahçeden ayrıldık. Kaldırımları adımlarken vedalaşarak evlerin yolunu tutmaya yöneldik

***

Dilerseniz arkadaşlarımızı kısaca tanıyalım:

Necati GÜNGÖR

          1949 yılında Malatya' da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Malatya'da tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini bitirdi. Redaktörlük, editörlük, gazetecilik yaptı. İlk hikâyeleri Oluş (Malatya, 1968) dergisinde yayımlandı. Güngör, İstanbul’da yaşamaktadır.

                                                               Hikâyeleri:

Yolun Başı (1973),
Sevgi Ekmektir (1978),
İstanbul'da Bir Hasan (Çocuk hikâyeleri, 1981),
Yeryüzünde İki Gölge (1982),
Bu Sevda Ölmek (İlk iki hikâye kitabının

yeni hikâyelerle basımı, 1983),
Hayatımın Yedi Hikâyesi (1984),
Unutulmaz Bir Kadın Resmi (1986),
Sinema Kuşu Sevgilim (1990),
Babamın Sedefli Çakısı (1990),
Masal Kuşu (Hikâyelerinden seçmeler, 1992),
İyiler Genç Ölür (1998),
Hikâyemde Hayvan Var (2002).

                Röportajları:

Bir Taşralının İstanbul Nostaljisi (1992),
Safiye Ayla'nın Anıları (1996),
Şehr-i Şirin İstanbul (1997),
Bir Hayal İstanbul (1998)

                         *

       Mehmet ERGÖNÜL

           1926 yılında eskiden Malatya’ya, şimdilerde Elazığ’a bağlı olan Ağın’ın Beyelması Köyü’nde doğdu. Lise öğrenimini Malatya’da tamamladı.

          Ankara Sümerbank Genel Müdürlüğü’nde  müdürlük görevinde bulundu. Sümerbank Marşı Yazma Yarışması’nda ‘Birincilik ödülü’ ile değerlendirildi. Bu marş, Erol Sayan tarafından bestelendi. Çizdiği kimi teknik resimleri kitaplara kapak oldu.

          Ergönül’ün Beklediğim Kuşlar ile Seher Yeli adlı şiir kitapları ve Divan-ı Kebir’den seçerek hazırladığı Mevlana’sı var. Resim çalışmaları ve yazma uğraşıları olan Ergönül, İstanbul’da yaşamaktadır.                     

                       *

Kendi gitti adı kaldı yadigâr.” Derler ya atalarımız… İşte

              Sümerbank Marşı

Yurdumda yeniliğin ilk adımını attın,
Emeğine göz nuru, alın teri kattın.
Ata'nın hız verdiği, ulu çınar dalısın,
Renginle deseninle sen, Mehmet’in malısın.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbank’sın.

Eskişehir'de mine, İzmir’de tül duvaksın,
Erzincan'da karlı yol, Hereke’de bayraksın.
Beykoz'da kundurasın, Antalya’da mendilsin,
Malatya'da renklerle çiçeklenen bir dilsin.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbank’sın.

Bursa'da yeşil büklüm, Yıldız’da mor çinimsin,
Yerli malım, öğüncüm, ürünüm, ekinimsin.
Erzurum'da bar başı, Aydında bir zeybeksin.
Kutil’de gurbet yolu, Meltemde kelebeksin.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbanksın.

Adana'da pamuksun, yiğit Maraş'ta telsin.
Her mevsimde baştasın, her bedende güzelsin.
Bir tatlı gülücüktür, Nazilli’de basmalar,
Goblende meyve verir hevenk hevenk asmalar.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbank’sın.

Kayseri'de yücesin, Erciyes gibi başın,
Koynunda yağlık oldun, efelerin, dadaşın.
Elif bacıda fistan, Zeynep’te incir dalsın,
Bazı bir renk gölüsün, gelincik kadar aksın.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbank’sın.

Şehirde ucuzluksun, köyde umut kuşusun,
Gülüzar'da güllü şalvar, terli yüzde poşusun.
Saymakla bitmez gücün, her yerde, her an varsın,
Adım başına adın, sen de yurdum kadarsın.

Öncüsün, öğretmensin, ana sütünden aksın,
Duysun adını cihan sen bizim Sümerbank’sın.


l                      Mehmet Ergönül                                                  

                  (Cumhuriyetin 50. yılında Sümerbank 1973)

                                                                                                    *

                                                 Ergönül’ün Seheryeli adlı yapıtından

Malatya’ya Maniler

Karlıkta balın olam
Kernek’te yolun olam
Al Tohmaya at beni
Bir kuru dalın olam.

Mişmişler çiçeklenir
Derdime dert eklenir
Malatya’dan uzakta
Beş yıl nasıl beklenir?

Pirpirimden aş olur
Horata gardaş olur
Yâdıma düşer geçmiş
Gözüm dolu yaş olur.

Göğün gözüme değsin
Yeşil yüzüme değsin
Malatya adın geçti.
Şehirler başın eğsin

Anuk kokuyor çorban
Yakışmış yeşil urban
Dalını yele vermez

Ergönülsana kurban.

  Mehmet Ergönül

                                                                               *     

                                   Dahası mı? Doğrusu dahası da var. Ergönül’ün Malatya Türküsü…

                                                       (Ulaştığında burada olacaktır.)

                                                     …………………………………….. 

  

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..