Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '12

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Bir festival böyle geçti

Bir festival böyle geçti
 

Vladimir Spivakov ve Moskova Virtüozleri 13. Uluslararası Antalya Piyano Festivali kapanış konserinde.


 

 

16 Kasım 2012 akşamı Fazıl Say’ın Mezopotamya Senfonisi ile başlayan13. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, Vladimir Spivakov ve Moskova Virtüozleri’nin güzel ”veda  (ya da kapanış)konseri” ile sona erdi.

Festivalle ilgili görsel ve işitsel iletişim organlarından yeterince bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyorum.  Daha çok ayrıntı festival sayfasında: https://www.facebook.com/AntalyaPianoFestival?ref=ts&fref=ts

Bir müziksever/sanatsever olarak festival süresince dinlediğim sanatçı ve topluluklarla ilgili kısa kısa birkaç not yazmak isterim.

Önce, konserine sağlık nedeniyle gidemediğim Chick Corea Trio dan söz edeyim. Yıllardır geldi gelecek diye merakla beklediğim Corea, konserine gidemediğim tek sanatçı/topluluk oldu. Sağlık olsun!

Festivalin açılış konserini yazmıştım: http://blog.milliyet.com.tr/13-uluslararasi-antalya-piyano-festivali-mezopotamya-senfonisi-yle-basladi/Blog/?BlogNo=388216

Genç Yetenekler Konseri:

Biri Rus, üçü Türk dört yetenekli genci dinledik, Kamuran Gündemir anısına her yıl düzenlenen bu özel konserde. Merve Akyıldız Antalya’dan katıldı. Yurt dışında katıldığı bir yarışmadan derece ile dönmesine karşın, Merve’yi festivalde heyecanlı ve telaşlı gördüm. Cem Esen ve Can Çakmur iyiydiler. Özellikle Can Çakmur çok dikkat çekti performansı ile. Victor Maslov da iyi bir düzeyde bir piyanist. Güzel bir konser olduğunu düşünüyorum.

Özgür AYDIN ve Midori (Andante Gecesi):

Çok tanınan kemancılardan biri daha festivale konuk oldu; Midori. Üstelik,  eşlikçisi değerli piyanistimiz Özgür Aydın. Midori havaalanında bir de talihsizlik yaşamış, sahne kıyafetlerinin olduğu valizi kaybolmuş. Konsere günlük kıyafetiyle çıktı. Aradan sonra bu kez kendisine sürpriz oldu galiba, bulunup getirilmiş olmalı ki, sahne kıyafetiyle çıktı ikinci bölüme. Çaldıkları üç Beethoven sonatıyla dinleyicileri mutlu ettiler. Kreutzer Sonatı hele, çok iyiydi. Çağdaş müzikle hala problemim olduğunu, G.Crumb eseri çalınırken bir kez daha anladım.

Andreas Staier:

Diabelli Çeşitlemeleri’ni de içeren, neredeyse tamamı Beethoven eserleriyle tamamladı programını Alman Piyanist, Staier.

Buika:

Kendine özgü ses rengiyle ülkemizde çok sevilen Buika da festivalin sürprizlerindendi. Biletleri en erken tükenen konserlerden birisiydi bu dinleti. Keyifli bir konser akşamı yaşadı, Buika sevenleri.

Gülsin Onay:

Bu yıl festivaldeki sanatçıların çoğunun programı Beethoven ağırlıklıydı. Bunlarda biri de değerli piyanistimiz Devlet Sanaçısı Gülsin Onay’dı. C.Debussy ve A.A.Saygun da programının diğer bestecileriydi. Sanatçımız güçlü yorumlarıyla büyük beğeni topladı. Ayakta alkışladık Gülsin Onay’ımızı.

Tzimon Barto

Amerikalı piyanisti, birçok sanatsever gibi ben de festivalde tanıdım. Benim için iyi konserlerden biriydi Barto’nun programı. F.Liszt, J.Brahms, Kent Holliday ve F.Chopin seslendirdi konuk sanatçı. Güçlü ve sertti tuşesi. Not: Fotoğraflarını çekerken de kadraja almakta zorlandığım bir heybetti Tzimon Barto!

Brad Mehldau Trio:

Bir caz ustası daha sahneye çıktı Antalya Piyano Festivali’nde. Doğaçlamaları ile ünlü bu üçlü, hayranlarını mutlu ederek ayrıldılar Antalya’dan.

Anastasios Pappas:

Tzimon Barto’nun aksine kadife gibiydi tuşesi. M.Musorgski “Bir Sergiden Tablolar”la başladı dinleti. Ara sonrası, F.Liszt,Fazıl Say ve A.Ginastera  eserleri çaldı Pappas. Fazıl say’ın “Kara Toprak”ını yabancı bir sanatçıdan dinlemek güzeldi. En beğendiğim piyanistlerden biri oldu Pappas.

Gidon Kremer Trio

Festivalde en çok dinlemek istediklerimdendi, beklediğim gibi bir program olmasa da güzeldi yine de. Yakınmamın en önemli tarafı programın kısalığıydı. Bis’ de çalmadılar. Gidon Kremer’in annesi anısına yazılan K.Tickmayer eseriyle başladılar konsere, C.Franck’ın 1. Piyanolu Üçlüsü ile birinci bölümü bitirdiler. Aradan sonra da Çaykovski Piyanolu Üçlü Op.50 La Minör vardı programlarında. Özellikle piyanist Khatia Buniatishvili ve kemanda tabiiki Gidon Kremer  çok daha hissettirdiler kendilerini. Tadımlık bir konser oldu benim için bu akşam.

*Vladimir Spivakov için farklı şeyler de yazmak gerek. Sadece solist olarak dinleyicinin karşısına çıkardığı çok başarılı genç solistler için değil, dinleyici için de bir öğretmendi aslında.  Birkaç yıl önce Antalya dinleyicisinin ‘alkış sorununu’ fark etti örneğin. Dikkatli olanlar, Spivakov ve topluluğunun seslendirdikleri tüm eserlerin bölümlerini peş peşe eklediklerini  fark etmişlerdir!

Festivalde, yıllardır dinleyici/izleyici Spivakov’un genç yeteneklerini dinliyor, izliyor. Ben de Spivakov’u izliyorum. O yetenekli genç sanatçıları bir baba şefkatiyle kucaklayışı, onları, çaldıkları her eser sonrası yanlarında kalıp coşkuyla alkışlaması, alkışlatması gerçekten görmeye, takdire değer. Müthiş keyif alıyor o gençlerin başarılarından. Disiplinleri de fark edilir şekilde.  Bir örnek;  solist viyolonselci Prokofiev, iki eser sonrası da podyumdan inerek seyirciyi ve orkestrayı aynı düzlemde selamladı. En çok bu konserde fotoğraf çektim. Detayları kare kare fotoğrafladım, bir bölümünü aşağıda galeride göreceksiniz! Büyük sanatçıların, genç yetenekleri nasıl ‘büyük sanatçı’ yaptıklarını anlattılar bize bir bakıma yaklaşık iki saatlik konserlerinde.

*Bu yıl Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin zirvesiydi bence. Gelen tüm sanatçı ve toplulukların her biri dünya çapında tanınmış birer markaydı. Yani çıta çok yükseldi. Artık çıtayı ya yerinde tutmak ya da daha yukarı çekmek gerekecek!

*Sanatçılara çiçek veren genç bayanlar… Hemen her konser sonrası solist ve şeflere büyük bir telaşla çiçeklerini hemen verip, kaçarcasına ayrıldılar sahneden. Bazen çiçek verdiklerinin yüzüne bile bakmadılar gibi… Nezaketsizlikten çok, sanki bilgi eksikliğinden kaynaklandı bu durum! Gönül istiyorki, bu kadar mükemmel bir organizasyonda böyle ufak tefek eksiklikler de yaşanmasın.

*Başkan Akaydın’ın açılış dışında konserlere katılmayışı… Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve festivalin ev sahibi Mustafa Akaydın, önceki yıllarda hemen tüm konserler geliyor, sanatçılara çiçeklerini bizzat takdim ediyordu, bu yıl açılış dışında (gidemediğim  Chick Corea konserine gelmiş) görmedim.

*Festival içinde bir başka etkinlik daha vardı; Fotoğraf sanatçısı Yüksek Mimar Serdar Aydın’ın geçmiş yılları kapsayan “Piyano Festivali Fotoğrafları” sergisi. Aydın’ın çok güzel fotoğraflarının bulunduğu bu sergi, festival boyunca sanatseverler tarafından AKM ‘alt fuaye’de gezildi/görüldü.

*Her zaman söylediğim gibi, hem ülkemizin hem de Antalyamızın yüz akı bu festivali için; düzenleyicisi Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Mustafa Akaydın’a, festivalin sanat yönetmeni değerli piyanist/bestecimiz Fazıl Say’a ve bu işi kotaran, başta sevgili Kadir Dursun olmak üzere  Forte Production’un değerli çalışanlarına teşekkür etmek, festivale gelen tüm sanatseverler gibi benim için de bir görevdir.

 

 

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..