Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '08

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Bir festivalin ardından

Bir festivalin ardından
 

Festivalin kapanış konserinden Flamenko dansları


Uluslararası 9. Antalya Piyano Festivali sona erdi

Büyük özveri ve emekle hazırlanan ülkemizin, özellikle Antalyamızın yüz akı Piyano Festivali’nin 9’uncusu sona erdi. Dünyaca ünlü solist ve toplulukların konuk edildiği festival,yerli ve yabancı sanat severlerden büyük ilgi gördü.

Festivalin ilk konserini Fazıl Say ve Menderes Türel vermişti anımsayacaksınız: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=143201

Hafta sonuna denk gelen 09.11.2008 tarihinde “Genç Yetenekler Konseri” vardı, izleyemedim. Şefik Kahramankaptan yazmış, eleştirileri de içinde: http://www.kahramankaptan.com/?p=830

***

Konserlerle ilgili kısa kısa notlarımı paylaşmak isterim:

Lise de la Salle

Genç Fransız yetenek festival programına; D.Scarlatti, W.A.Mozart ve F.Chopin eserleri almış. Müzik için gelenler, istediklerini alıp gittiler.

Ama...

Birçok uluslar arası yarışmadan birincilikle dönen Fransız sanatçı, sanıyorum ilk kez bir salonda; “Lâ havle!..” nin Fransızcasıyla, ya da “Nereden geldim ben buralara” diye düşündüğünü okudum mimiklerinden.

Peki, neden?

Sanatçının seslendirdiği eserlerin bölüm aralarında sürekli alkışla kesildi. Hatta bir yavaş bölümde, sanıyorum Scarlatti eserlerinden birisinde idi, o bölüm bile bitmeden alkışlayanlar oldu, eliyle durun! işareti bile yaptı. Sahneye çok yakında olduğumdan, mimiklerindeki ifadeleri yakından izledim.

Ulus olarak israftan kaçınmıyoruz; ekmek israfı, ilaç israfı vs. gibi. Hatta bu konularda derecelerimiz vardır diye umuyorum! Kültür ve sanatta da müsrifiz, zaman da da. Sözünü ettiğim olumsuzluklar, ilginçtir, davetlilerle ilgili değil, aksine bu işe zaman ve para ayırarak gelenlerden oluyordu. İlk birinci, ikinci festivaller olsa anlarım, 'acemiliktir’ diyebilirim. Ama bu festival tam 9. kez düzenleniyor, önümüzdeki yıl ‘duble duble’ yapacak. Biraz özen istemek hakkımızdır, umuyorum.

Hüseyin Sermet

Programının ilk bölümünde F.Chopin (1797-1828) ‘La Grande Sonate la mineur’unu çaldı. Aradan sonra farklı bir Hüseyin Sermet izledi AKM’ni dolduran izleyiciler. ‘Doğaçlama Caz’a ayırmış bu bölümü programının. Küba ağırlıklı, sohbetli bir ‘müzikli söyleşiydi’ de desem doğru olur.

Ülkemizi dışarıda başarıyla temsil eden Sermet, dünyanın en iyi on piyanistinden biri olarak gösteriliyor.

Gonzalo Rubalcaba

Konser notlarında 14 Grammy Ödülü adaylığı ve dört tane ödülü olduğu yazılı bu Kübalının. Kendi alanında çok ünlü konuk caz piyanisti, 15 Kasım akşamı AKM’yi dolduran izleyicileri bir türlü hoşnut edemedi. Ünlü sanatçı eser seçimlerinde bir şanssızlık yaşadı sanıyorum. Belki de yanlış bilgilendi; genel olarak yavaş eserler seslendirdi. Bir türlü izleyicinin beklediği tempoyu yakalayamadı Rubalcaba. Değerli piyano virtüozu, konser salonunu dolduran izleyenler açısından ‘hayal kırıklığı’ oldu. İstisnai durum da saptadım; Bir sonraki konserde A.Ü Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölüm Başkanı Prof. Abdullah Uz ile görüş alışverişinde bulunma şansı oldu; Prof Uz, “Ben çok beğendim, konserinde çeşitli renkler aradı. Yavaş eserler de olsa müzik açısından beni tatmin etti” dedi.

Vladimir Spivakov, Alexander Gindin ve Moskova Virtüozleri

Geçen yılın çok beğenilen topluluğu Vladimir Spivakov ve Moskova Virtüozleri pazartesi gecesini aydınlattılar. Solistleri piyanoda Alexander Gindin ve akordiyonda Nikita Vlasov ustalıklarını sergilediler. A.Schnıttke’yi yeteri kadar tanımadığıma hayıflandım o akşam. Özellikle Antik Stilde Süit’in ne kadar güzel bir yaratı olduğunu keşfettik izleyenler olarak. Bir önceki konserde yaşadığımız hayal kırıklığının acısını doyasıya çıkartıyorduk; iliklerimize işliyordu o güzel tınılar adeta. Yine Schnittke, Piyano ve Yaylılar için Konçertosu ve ikinci bölümde W.A. Mozart Senfoni 24… hepsi birbirinden güzel seslendiriliyordu yaklaşık 850 kişilik salonda. Sürprizlerle dolu ve şova yönelik bölümde ise G.Kancheli (1935) Küçük Daneliad’ı alkıştan inletti salonu. Finale A.Piazzola pek yakıştı. 3 Tango ve Nikita Vlasov. Kızımla birlikte izledim bu konseri. Petek, duygularını “baba, akordiyon, sanatçının bedeniyle sanki bütünleşmiş gibiydi. Çalarken ben öyle hissettim” diye dile getiriyordu. Gece sonlanırken alkıştan çınlayan salonda ‘birdaha’ sayısını unuttum; 3 mü oldu 4 mü oldu 5 oldu mu bilmiyorum…

Sa Chen

Çinli konuğumuzun program seçimini çok beğendim. Performans çok iyiydi

Sa Chen, Beethoven (1770-1827) “Ay Işığı” adlı 14 No.lu sonatla başladı. C.Debussy (1862-1918)nin de yine aynı adlı bir eseriyle sürdürdü programını. X.Wang (1980) “Çin Resminden İlham” sanırım ‘ülkesinden esintiler olsun’ isteğinin güzel bir yaratısıydı.

F.Chopin Op.49 Fantezi birinci bölümün son eseriydi.

Mussorgsky’nin ölümsüz piyano eseri “Bir Sergiden Tablolar”ı (orkestrasyonu da var, ama ille de orijinali piyano) bir ustanın parmaklarında çok daha güzel anlatılıyor.

Ivo Pogorolich

Bir türlü vaktinde gelip yerine oturmama alışkanlığımızın sürdüğü bu akşamda da, tam saatinde sahneye geldi Pogorolich. Sahne ışıklarını yaktırmamıştı konuk sanatçı. “Ben geldim programıma başlıyorum, siz hala girişlerinizi tamamlayıp yerinize bile oturmamışsınız” der gibi bakarak başladı ilk eser F.Chopin Noktürn Op.55’e… Özel istekleri içinde fotoğraf çekilmemesi de olduğu söylendi konuk sanatçının girişte ve güvenlikte bu nedenle mini bir kriz yaşadım. Sonra çözülse de ‘özel isteğe’ uyup fotoğraf çekmedim. Festivalle ilgili ilk blogumda (1) belirtip linkini verdiğim yaşamının dramatik mi desem, trajik mi desem bilemediğim yansımalarını, herkes okudu sanatçının yüzünde. Özellikle konseri izleyen sanatseverlere bir kez daha öneririm Pogorolich’in yaşamı ile ilgili linki; okuduklarınızla izlediklerinizin örtüştüğünü göreceksiniz.

Chopin 3 No. Piyano Sonatı’nın hızlı ve şakacı bölümleri ve F. Liszt Mefisto Valsleri tınıları bile yüzüne yansımadı Ivo Pogorolich’in. Hal bu olunca J.Sibelius “Hüzünlü Vals”in nasıl çalındığını anlatmama gerek kalmamıştır umarım. Son olarak ta işi gereği! M Ravel Gaspard de la Nuit’ini çalıp, izleyenleride selamlayıp gitti. Bütün alkışlara rağmen, tekrar gelip başıyla selamını tekrar verip AKM’ye veda etti.

Herşeyi anlattım performansı merak edilmiştir artık sanırım; Fazıl Say, ‘idolüm’ demiş Pogorolich için. O da Say’ın ne kadar haklı olduğunu anlattı konser akşamı bize; müzik açısından.

Chano Dominguez

Festivalin final akşamında Chano Dominguez sahne aldı. Ünlü trompetçi Wynton Marsalis’in “Dünyanın en iyi on müzisyeninden biri” dediği virtüozdu karşımızdaki solist. Modern Flamenko’nun temsilcisi olarak ta tanınan Dominguez, sahne arkadaşlarıyla kısa ama müthiş bir program sundular. Perküsyonda Israel Suarez, Flamenko danslarda Tomas Moreno ve vokalde Blas Cordoba bu işitsel ve görsel kalitenin destek unsurlarıydılar. Vokal ve danslar en çok beğenilenleri oldu. Dominguez’in piyanosuna ek olarak tabiî ki.

Keyifli akşam çok çabuk bitti. İzleyenler , ‘ara mı, bitti mi’ ikilemi arasında gidip gelirken veda edip gittiler. Konser sonrası gelecek yılın programı duyuruldu. 10. Yılda izleyeceklerimizi öğrenince; “ bu kadar güzel sözcükleri 9. cu da harcadım, gelecek yılki konuklar için ne yazacağım”, diye hayıflanacağım galiba bir yıl boyunca.

***

Festival, büyük emeklerle ve özenle hazırlanmış olduğunu sanatseverlere kanıtladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliği ile gerçekleşen bu festivalin en büyük yükünü yine organizasyonu yapan Forte Production adına Kadir Dursun ve ekibi çekti. Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın da menajerliğini yapan Kadir Dursun ve arkadaşları, festival boyunca tüm konuk ve izleyicilerle neredeyse tek tek ilgilendiler; hoşnut ayrılmasını sağladılar. Teşekkür ediyorum emeklerine.

Festivalin açılış konserinde piyanosunun başında alkışladığımız Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e bazı anımsatmalar yapmak isterim:

*Festival süresince Sabancı Bulvarı’ndaki üst geçidin merdivenleri sadece iki akşam çalıştı.

*Belediye ya da AKSAV, festivalle birlikte ADSO’nun da kullandığı AKM Aspendos Salonu’nun ses panelleri sorununu da çözmeye yardımcı olsalar, sanıyorum, sanatçı ve sanata gönül verenleri mutlu edeceklerdir; başta da Belediye Başkanı Menderes Türel’i.

(1)-http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=139106

(2)http://www.muziksoylesileri.net/cms/index.php?option=com_content&task=view&id=56&Itemid=44


Festivalle ilgili daha fazla açıklamalı fotoğraflar:

http://picasaweb.google.com.tr/hdulun/Uluslararas9AntalyaPiyanoFestivali2008?authkey=lorIag1SWiw%23


 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..