Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '21

 
Kategori
Futbol
 

Bir Futbol Sezonunun Ardından

Futbol enteresan bir oyun. Şu anda dünyayı kasıp kavuran, şimdilik 7 milyon insanın ölümüne yola açan corona belasında bile güncelliğini ve popülerliğini koruyor. İnsanlar yasak olmasına rağmen tribünlere sızıp, corona riskine rağmen maç seyrediyor, caddelerde meydanlarda kutlama yapabiliyor.
Aklın, mantığın ötesine geçebilen, tarifi zor tuhaf bir tutku....
Aynı zamanda büyük paraların mevzu-bahis olduğu bir oyun...Yani içinde hem mevzu var, hem bahis var, hakem atama ve yönetme tartışmaları var ve şimdi bir de VAR tartışmaları var...
Bunları daha önce de gördük, şimdi de..Gelecekte de olacak.
-''Sizce futbol ülkemizde adaletli yönetiliyor mu? diye her 10 futbol severe sorsanız,en az 7 sinde ''hayır'' cevabı alırsınız..
FİFA başkanı yargılandı, UEFA Başkanı Platini rüşvet aldığını itiraf etti...İtalya'nın en büyük 3 kulübünden Juventus şikeden küme düşürüldü...Avrupa'da bunlar bir şekilde ortaya çıkarılıyor.. Bunlar suyun üstünde olanlar....
Bize gelince;
Bütün bu olan biten, seyircisiz ama bol tartışmalı bir futbol sezonunu daha geride bırakırken, hiç şans verilmeyen, lige kötü başlayan Beşiktaş'ın oldukça, dar ve sınırlı kadrosuyla şampiyonluğu kazanması ve bu gece kupa finaline çıkması bence üstünde düşünülmesi gereken bir konudur....
Pazar günü Türk basketbolunun efsane takımı Efes 'in ergin ama gergin koch'u Ergin Ataman'ın ilginç bir ropörtajını izledim....Kabul etmek gerekirse ve kendi kabul etmese de tüm agresifliğine rağmen adam basketbolumuzda tam bir efsane ve Avrupa'nın belki de en iyisi.
Salonların dışında son derece dingin bir insan olan Ataman'ın maç esnasındaki agrasifliği ve hasmane davranışları kendisine soruldu.. Onu da kabul etti..''eşim de bu durumumdan rahatsız'' dedi...
 
-''Siz geniş kadroyla oynayamıyorsunuz ama dar kadrolarda nasıl hep başarılı oluyorsunuz'' sorusuna da ''dar kadro her zaman daha iyidir, kontrol altında tutabiliyorum'' yanıtı verdi...Efes takımı şu anda hem ligin hem Avrupa liginin şampiyon adayı....
Bu durum Beşiktaş takımı ile yakından alakalı gibi geldi bana....
 
Fikret Orman yönetimi borcun altında kalınca Erdal Torunoğlu'nun söylediğine göre kulübü bırakıp kaçmışlardı...
Taşın altına elini sokma cesaretini gösteren bir tek Ahmet Nur Çebi oldu....Sergen'i getirdi ve adeta takımı ona emanet etti...Ona güvendi..Sergen de şurası eksik burası eksik demedi...O oynamazsa başkası oynar dedi...Ersin'i oynattı, Rıdvan'ı oynattı, Necip'i oynattı...Futbolculuğu da sıra dışıydı, hocalığı da öyle....Gerisini hepimiz biliyoruz....Abubakar ve Cenk Tosun gibi iki büyük gölcüsünden mahrum kaldı sızlanmadı...
Futbolculuğu son derece disiplinsiz olan antremandan bile hoşlanmayan ''antreman yapsaydım zaten burda değil Real Madrid'de oynardım'' diyen Sergen'in takımda bu disiplini bu derece sağlamasında yönetimin o verdiği tek yetki ve yardımcı antrenörü takımın eski kalecisi Murat'ın payı büyük. Çok iyi anlaşan bir ikili oluşturmuşlar.
Bir diğer aday Galatasaray'da ''Hepimiz Galatasaray'lıyız ama hocamızın da kanı sarı-kırmızı akmıyor, İyi para alıyor, o bu kulübün paralı memurudur'' açıklaması ile uzayıp giden Başkan-T.Direktör tartışması sezon boyunca sürdü.Bundan da en büyük zararı o camia gördü....
Buna rağmen Taylan, Kerem, Halil gibi gençler takıma büyük katkı sağladı... Ancak 3 büyükler için şampiyonluktan başka hiç bir derece başarı sayılamayacağından Galatasaray'da başarısız oldu ve sezonu kupasız kapadı...
Transferde alınmadık futbolcu bırakmayan Fenerbahçe'de yetki kargaşası yaşandı...Emre Belözoğlu'nun tam olarak ne olduğu anlaşılamadı..Erol'u göndermek çare olmadı....
Ergin Ataman'ın sözleri tam da dar kadrolu Beşiktaş kadar Fenerbahçe için de geçerliydi....
Fenerbahçe'nin en büyük handikapı enteresandır ki geniş kadrosu oldu...Huzursuzluk olmasın, kenarda yok olmasın diye herkes oynatılmaya çalışınca ortaya aşure gibi bir takım çıktı...
Beşiktaş'ta başarılı olan Gökhan-Caner, Trabzonda yeniden doğan Sosa ve bir bek olmasına rağmen dünyanın golünü atan Novak, Sivasspor'da yıldız gibi parlayan Mert Hakan kayboldu gitti, yetmedi, devre arası alınan Mesut, Osai Samuel, İrfan Can Kahveci de ilaç olamadı....
Günlük hayatta da geçerliydi....Para'dan çok huzur önemliydi....Bence Beşiktaş'ın muhtemel 2. kupayı kazanmasının başarısının sırrı buydu.. Huzur ve kaybetme korkusu olmaması....
Şimdi çok sevdiğim Ali Koç Perşembe günü bir basın açıklamasına hazırlanıyor...Başkan adayı olacağını açıklayacak. Belki başka şeyler de söyleyecek..
Kalacak, gidecek olanlar belli....Nerelere oyuncu alınması gerektiğini kör sultan dahi biliyor....
Görüldü ki, ne kadar iyi olursa olsun fazlası zarar....
Kulüpteki yetki karmaşasını gidersin, bir de çok sevdiği kameralardan biraz uzak kalsın, biraz daha az konuşsun yeter. .Başarı için her imkan mevcut....
N.K
 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..