Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bir garip hırsızlık

Bir garip hırsızlık
 

Ben, ne güzel, kanunlarımızın insan elinden çıktığı için kanun olduğunu yoksa kanunlarımızın hepsinin doğru olduğundan dolayı kanun olmadığını, dolayısı ile hem yaptık hem taptık mantığını ileri sürerek tarafımı belli edecektim ki, birde baktım devlet ileri gelenlerinden bir açıklama geldi garip ki ne garip… Benim taraf tutar yazımın çokta bir önemi kalmadığındandır söylenen sözler üzerine iki kelam edelim.

İbrahim Emili bir ara yazmıştı da aklımda kalmıştı. Yazdıklarını tekrar görebilme imkanı olsa da okuyabilseydik ve aynı cümlelere ithaf etmeseydik yorumlarımızı ama yapacak bir şey kalmamıştır maziden geriye…

Sevgili sayfa komşum çocukluğundan kalma anılarla hepimizin yaşadığı, çocukluk diyebileceğim bahçelerden elma hırsızlığına değinipte bu olayın yadırganmadığına dem vurmuştu. Benim hafızamda da vardır, sanki kendiminmiş gibi yada göz hakkına dayanarak bahçeden elma yürütme anısı…

Kemal Sunal’ın bir filminde vardı. “Abi valla arkadaşla iki saattir buradayız” deyip kaynak yaparak (sıra çalarak) emek üzerine yatmak… Üniversitede yemek kuyruklarına kaynak, sınav sırasına kaynak toplumumuzda olağan gibi görülen bir garip emek yürütme tekniğidir.

Dün; devletin ileri gelenlerinden bir garip açıklama geldi. Bu yazının yazılma amacı; bu düşünce tarzı yüzündendir aslında… Tapudaki memurun rüşvet değil de bahşiş aldığından bahsediliyordu. Para, bozukluktan kağıda dönüştükçe rüşvet oluyordur herhalde… Devletin kalbine saplanan zehirli bir bıçak değil de çocuk eline sıkıştırılan bozukluktan bahsediyorlar zannedersiniz. Bu zehirli bıçağı söküp atmak yarayı temizlemek varken, yara olmadığını bir çizik bile olamayacağından bahsetmek hangi abesle iştigal etmektir, anlamadım. Bu durumun bir insanlık ayıbı olması gerekirken bir de savunmaya kalkışmak hangi felsefeye dayanır ki; “benim memurum işini bilir”den başka… İşaret parmağını sallayarak gözünü çıkartırım diyebilmek varken… Vatandaşın bahşişinin, maaşını kaça katladığını bir bilebilseydik bu memurun… Dilencilik gibi bir şey bu ondan bahşiş bundan bahşiş… Kaldı ki bahşiş nitelikli bulunursa bu rüşvetler görün devletin memurunda çalışma becerisini… Bahşişini koyan işini hallettirir beş dakikada…

Hem zaten toplumun büyük kesimine hakim olduğunu görüyorum bedavadan ekmek yemeyi…

Gencin bir tanesi söz konusu ediyordu geçen günlerde… “Ne çalışacağım abicim sınava, geçen yılki gibi dershanenin biri polislik sınav sorularını çalar, kendi öğrencilerine dağıtır, bizde faydalanırız.” Bu yazdığım ne derece doğrudur, araştırmasını yapmış değilim emin olun… Bu doğrumudur değil midir diye irdelemek değil amacım… Bir gencin ekmek yeme anlayışına tanık olmuş durumdayım. Bunu da savunmaya çalışıyor, toplumdaki ekmek kazanma anlayışına atıfta bulunaraktan…

Dahası sınav mınav kazanılamamasına rağmen araya aracılar konularak ve de minareyi çuvala geçirerek, hak edilmeyen mevki sahibi olmakta, aynı şekilde toplumumuzda, göz hakkı niteliğinde görülmekte midir nedir.

Bütün bunlar hırsızlık değil de nedir ki?

Saygılar

 
Toplam blog
: 37
: 557
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

2006 itibarıyla 36 yaşında, yolun yarısını geçmiş bir inşaat mühendisiyim. İşim ve ailem herşeyimdir..