Bir garip köy Garipçe

Biliyorsunuz ben İstanbul aşığı bir turizmciyim. Altını üstüne getirdim de şehrin yine bitiremedim.
Öyle bir güzellik ki bu şehir kelimelere sığdıramamam. Yaşamak, görmek lazım. Bugün size Garipçe Köyü' nü anlatacağım.
Garipçe Köyü, Sarıyer' in sırtlarında, Karadeniz' in kıyısında sıradan, kendi halinde bir köy. Sarıyer' den Rumeli Feneri' ne giderken yolun solunda bir köy. Köye inince küçük bir meydanlık var. Önü Karadeniz. Köylüler hala inekçilikle uğraşıyor. Köyde inekler, 2 tane kaz, tavuklar var. Tipik bir köy hayatı.
Köyde 2 tane salaş balık lokantası var. Meydandan inince sağ tarafta olanı tavsiye edebilirim. Lokantanın adını şimdi anımsayamadım.
Fakat en ilginç olanı, daha doğrusu benim en çok ilgimi çeken ise, denize 100 metre mesafede ki o gecekondu oldu.
Size o gecekonduyu anlatamam, hatta ''gecekondu'' bile diyemem. Öyle derme çatma bir ev ki dökülüyor ama denize sıfır. İçin de insanlar yaşıyor. Sorsanız ''deniz kenarında yalıda ''oturuyorlar, öyle imrenirsiniz.
Ben köye aşık oldum. Hatta ev bile almayı düşündüm. Hem şehire çok yakınsınız hem de bir Karadeniz köyündesiniz. Az ilerisi Sarıyer, yani boğaz. Fiyatların havada uçuştuğu bir semt, almaya kalksanız yanına yaklaşamazsınız. Bu köy satılık değil elbet, ama bir balık yemek için gidebilirsiniz.