Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '07

 
Kategori
Haftasonu
 

Bir hafta sonu seyahati (1)

Bir hafta sonu seyahati (1)
 

Önceki hafta sonu, Melih Gökçek’in tavsiyesine uyup Ankara’dan uzaklaşmaya karar verdik. Hedef; AMASRA.

Seyahat plânı hazırladık: gidiş ve dönüş güzergâhı, konaklama yeri, günlük gezilecek yerler ve zamanlar… Hareket, Cumartesi sabah namaz vakti.

Perşembeden emeklisi olduğum kurumun Bartın misafirhanesinde iki günlük yer ayırttık. İyi ki var şu misafirhaneler, dinlenme ve eğitim tesisleri. Bilir misiniz? Kamu çalışanları için ne büyük bir nimettir… Tabi bir de, çalıştığı süre içinde eline geçerse lojman. Sosyal güvenlik garantisinden sonra ikinci avantajı kamu çalışanının. Alın bu imkânları elinden; Roma’nın “Serf”inden, Osmanlı’nın “Reaya”sından bir farkı kalmaz.

Aile fertlerine ait bir evi yoksa, eşi çalışmıyorsa, çocuklarla nasıl geçinilir, nasıl yaşanır? Bir Allah bilir, bir de aile fertleri… Çocukların lise çağına geldikleri dönemi bir düşünün; okul masrafları, dershane masrafları…

Siz, kamu lojman ve tesisleri satılsın satılsın diye ikide bir yaygara koparan Politika Sektörünün aktörlerine bakmayın. Kamu malından nasiplenmeye alışmışlar; yoksa kamu yararını gözettikleri falan yok.

Misafirhaneler kamu çalışanına, geçici göreve çıkma cesareti de verir aynı zamanda. Çünkü alacağı günlük, sabah kahvaltısına ancak yeter. Tatil yapmaya gelince, misafirhane veya tesisi olmadan mümkün değil. Biz, lojmanda oturmadığımız yıllar ve onu takip eden toplam dokuz sene süresince yıllık izni, hep evde geçirmek zorunda kalmıştık. O yıllar, iki çocuğumuzun dershaneye gittikleri ve üniversitede okudukları senelerdi.

Hani dershane diyorum da ikidir… Politikacı bunu sorgulasa ya? Neden bu ülkede mantar gibi dershaneler bitiyor? Bırakın öğretmen diye çalıştırdıkları gencecik beyinlere ne ücretler verdiklerini ve sosyal güvenceye sahip olup olmadıklarını sorgulamayı… Neden veliler çocuklarını bin bir müşkülle dershanelere gönderme zarureti duyarlar? Bunu sorgulasınlar. Veliler ve öğrenciler, neden eğitim kurumlarıyla yetinemiyorlar? Milyarlarca YTL, neden özel eğitim kuruluşları denen şu dershanelere akıyor. Veliler neden çocuklarına gelecek hazırlayacak diye, onların ve kendilerinin insanca yaşamından sürekli feragat etmek zorunda bırakılırlar?

Eğer eğitim kurumları, öğrencileri üniversiteye hazırlamada yetersiz kalıyorsa –ki öyledir- o zaman kapatsınlar; onlar sürekli eleştirilmekten, velileri de çifte masraftan kurtulsunlar. Sekiz yıllık zorunlu eğitim Milli eğitim’e bırakılsın, sonrası özel eğitim kuruluşlarına…

Zaten gidiş de bunu gösteriyor… Bekledikleri, vatandaşın yılgınlığa düşüp “Ya iyileştirin ya da kapatın şu kurumları. Çifte masraf artık canımıza yetti!” diye feryat etmeleri. Az kaldı… Dershanelerin uyguladıkları ücret politikalarını göz önüne alırsanız zamanı yakındır. Yoksa Anayasa’daki Cumhuriyetin “sosyal” olma ilkesi, politikacının umurunda bile değil; bundan emin olabilirsiniz.

.. / ..

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..