Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '17

 
Kategori
Öykü
 

Bir Kadın Tanıdım!

Bir Kadın Tanıdım!
 

Kahvemi bitirdiğimde saat epeyce ilerlemişti. Eğer kapatmasalar sabaha kadar oturacak olduğum kahve dükkânından mecburen kalkıp kapıya yöneldim. Yavuz her zaman ki gibi ceketimi uzatıp ‘’Ferhat Abi, zil zurna meyhaneyi terk eden sarhoşlar gibisin’’ diyerek uğurladı beni tebessümle. ‘’Eee Yavuz, kahve de bizim alkolümüz’’ dedim belli belirsiz bir ses tonuyla.

Şubatın 9’u dışarısı fırtına, kimsecikler yok sokaklarda. Rüzgâr nasıl da hoyrat esiyor. Nasıl kamçılıyor tenimi, yağmur da ona eşlik eden suç ortağı gibi, mermi gibi vuruyor yüzüme. ‘’Siz bana eziyet etseniz de, ben sizi seviyorum. Siz şiirlerimin kahramanlarısınız.’’ Diyorum. Sanki duyuyor rüzgâr; teşekkür edercesine bir ıslık çalıyor. Başlıyorum ben de ıslık çalmaya, yalnızlığıma yoldaş oluyor kendi ıslığım.

Sokağımın karanlık köşesine doğru yaklaştıkça yerde yatan birini gördüm. Üzerime çullanan tedirginlik ve korkuyla oradan uzaklaşmak istesem de vicdanım el vermedi. Yerde yatan kişiye doğru yaklaştım. Aman Allah’ım Bu bir kadın! Yüzü kan içinde, hıçkırarak ağlıyordu. ‘’Neyiniz var bayan?’’ diye sorsam da ağlamaktan cevap veremedi. Hemen telefonumu çıkarıp polisi ve 112’yi aramak istedim. Eliyle kolumu tutarak engel oldu. Belli ki istemiyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Koluna girip ayağa kaldırdım. Çaresizce biraz ilerde olan evime götürdüm.

Salonun ışığını yakıp kanepeye yatırdım. Ayağından çizmelerini çıkardım. Sıcak su kaynatıp yüzündeki kanı temizledim. Ağlaması kesilmiş ve uykuya dalmıştı. Uzun boylu, sarı saçlı zarif bir bayandı. Ne olmuştu ki? Kim onu bu hale getirmişti? Eve getirmekle doğru mu yapmıştım? Ya bizi birileri takip ettiyse… Gecenin bir vakti kafamda bin türlü soru dolaşıyordu. Ne yapacaktım şimdi? Uyandırsam mı? Polisi mi arasam? Ne yapıyorsun sen Ferhat?

Saat sabah 5:00 oldu. Gözümü bile kırpmadan saatlerce onu izledim. Yüzünün aldığı ifadelerden kâbuslar gördüğünü anlamak zor değildi. Korku, tedirginlik, mutsuzluk, üzüntü, acı… Yüzünden her şeyi okumak mümkündü. Gece boyu şekilden şekle giren yüzü bir tek şey yapmadı; tebessüm. Yanına yaklaşıp saçlarını okşamak istedim. Yanına uzanıp sarılmak istedim. Kulağına eğilip fısıldamak istedim; korkma. Tabii sadece istedim.

Gözlerini açtığında karşısında beni görünce önce irkildi. Sonra ürkek bir edayla doğrulup kanepeye yaslandı. ‘’Günaydın’’ dedim. ‘’Günaydın’’ dedi gözlerimin içine bakarak, sonra gözlerini kaçırdı ve başını öne eğdi. ‘’Anlatmayacak mısınız dün gece olanları? Polise ya da hastaneye izin vermeyip, hiç tanımadığınız, ne olduğu belli olmayan bir adamın gece gece evine girecek kadar sizi çaresiz bırakan ne?’’ diye sordum. Cevap vermedi. Biraz sonra; ‘’Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Sizi bana Allah gönderdi. Müsaadenizle artık gitmeliyim.’’

Gitme diyemedim. Kal burada… Kahvaltı hazırlarım sana, yanına mis kokulu bir kahve. Gitme diyemedim. Kal burada… Şiirler okurum sana, yanına hayat veren tebessümler. Gitme diyemedim. Çıkma o kapıdan, dışarısı soğuk, dışarısı kötü.

Ve gitti… Gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Kafesi açılıp salınmış bir güvercin gibiydi, nereye uçacağını bilmeyen.

Adını bile bilmediğim bir kadın bir gece hayatıma giriyor ve sabahında tüm gizemiyle dünyamı alt üst edip gidiyordu.

BİR HAFTA SONRA…

‘’Ferhat Abi hoş geldin.’’

‘’Hoş bulduk Yavuz. Her zamanki kahvemden ver. Duble olsun.’’

Pazar sabahları en büyük zevkim, iki üç gazete alıp erkenden kahve dükkânına gitmekti. Son bir haftam karmaşık duygularla bir kadını düşünerek geçmişti. Hafızamdan silemediğim bir kadını düşünerek. Acaba aklım benimle dalga mı geçiyordu? O gece hiç yaşanmamış mıydı yoksa?

Kahvemi yudumlayıp gazeteyi açtım. Aklımda ki soruların cevaplarını gazetenin 3. Sayfasında bulacağımı tahmin bile edemezdim. Önce O’nun fotoğrafı çarptı gözüme, tebessüm eden güzel yüzüyle. – Ayda öğretmen, daha önce defalarca şiddete maruz kaldığı boşanma aşamasında olduğu kocası tarafından okul çıkışı çocukların gözü önünde defalarca bıçaklanarak öldürüldü.

‘’Ferhat Abi iyi misin? Ağlıyor musun sen?’’

‘’Adı Ayda’ymış Yavuz’’

‘’Efendim Abi…’’

TÜRKİYE’DE 2010 YILINDAN BU YANA 1853 KADIN ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR.

Saygı Ve Sevgi İle... 8 Ekim 2017-Denizli / Özkan SARI

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..