Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir Kadın Valimiz

 

 

O, ilk kadın Valilerimizden. Bartın’daki görevi, “Vali Yardımcılığı” Cumhuriyetin yetiştirdiği aydınlık, fikri hür, vicdanı hür neslin bir tezahürü olarak, kadın valimizle öğündüğümüz günlerin içindeyiz.

Bartın’ın yeni atanan Valisi Ali Çınar ile bir sohbetimizde, Çınar: “ Valilik görevlerim mevzubahis olunca, Ali Çınar ön plandadır. Değilse,  diğer Ali Çınar ön plana geçer” demişti. “İkisi, birbirine karışmaz, karıştırılamaz” demişti.

Kadın Vali Yardımcımız, ricamızı kırmayarak, kendileri, “Sibel Tursun” olarak öne çıkarak “kadınca” duygularını anlattı bize. İşte bundan da bir röportaj doğdu:

Bugünün kadınları yeterince kendilerini ispatladılar mı?

“Bugünün kadınlarını değerlendirebilmek için Dünün kadınlarını düşünmek ve belki de tarihsel bir değerlendirme yapmak gerekir. Çünkü dişiliğin tarihçesine baktığımızda MÖ 8000 yıllarına kadar uzanan anaerkil toplumları görüyoruz. Bu toplumlarda kadın duyguları anahtar konumdaydı. Toplumsal refah ve bereket kadının rahminden doğardı. Erkek de bir o kadar önemliydi. Erkek ve kadın birbiriyle sevgi, saygı, kabul ve uyum içindeydi. Toplumsal hoşgörü ve sevgi çok yüksek düzeydeydi. Daha sonra  Aryan istilasıyla ataerkil düzene ve çok eşliliğe geçildi.  Savaşlar, gasplar, hak yemeler ortaya çıktı. Toprağın bereketi ve kadınların duyguları önemsenmedi. İlahi bir düzenden insani bir düzene geçilmiş oldu.”

“Eğer kadınlar mutlu ise toplumda bolluk, bereket, huzur ve refah olur. Eğer toplumda kadınlar mutsuzsa o ülkede doğa, toplumdan intikam alacaktır. “

“Kadınların kendilerini yeterince ispat etmeleri hayatın her alanında mutluluk, doyum ve başarıya ulaşmaları; kadın ve erkeğin ataerkil topluma özgü olan öfke, nefret, korku, suçlama, cezalandırma gibi olumsuz duygu ve yargılardan kurtulup İlahi sevgi paydasında birleşmeleriyle gerçekleşecektir, diye düşünüyorum.”

 

TÜRKİYEDEKİ BÜTÜN VALİ VE KAYMAKAMLARIN SİTESİ OLAN İAMİRLER.NET SİTESİ, KADIN VALİMİZLE YAPTIĞIMIZ BU RÖPORTAJI AŞAĞIDAKİ GİBİ SÜTUNLARINA GEÇİREREK YAYINLADI. VE DE  " NASIL OLUYOR DA BİZİM HABERİMİZ OLMADI" DİYE DE HAYIFLANDILAR.

 

Nasıl bir dünya düşlüyorsunuz?

“Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” demiş Hz. Mevlana

İşte ben bu felsefi anlayışın hakim olduğu insanların kendi şeytanları olan egolarının oyun ve tuzaklarından kurtulup ilahi sevgi paydasında birleştikleri; hoşgörü, barış, huzur ve mutluluğun hakim olduğu bir dünya istiyor ve böyle bir dünyada yaşamayı hayal ediyorum.”

Kadınlar sosyal aktivitelerde günümüz dünyasında yeterince yer alabiliyorlar mı?

“Toplumların ataerkil olup olmamasına ve kadınların sahip oldukları “iş kadını, anne ve eş gibi” pek çok rolün getirdiği sorumluluklara göre değişmekle birlikte kadınların günümüz dünyasında büyük ölçüde sosyal aktivitelerde yer alarak kendilerini ifade etme gayreti içinde olduklarını düşünmekteyim.”

“Dünyadaki bütün kadınlar için annelik rolü oldukça önemlidir. Kadınların daha çok evde ya da çocuklarıyla birlikte vakit geçirmek istemesi içgüdüsel bir durumdur. Bu nedenle günümüzde çalışan kadınlar, sahip oldukları çalışan kadın, anne, eş, sevgili rollerinden dolayı omuzlarına yüklenen aşırı sorumlulukları taşımaya çalışarak bu sorunlara kişisel çözümler arayıp bulma yoluna gitmektedirler. Bu durum da hem fiziksel hem de psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.”

Kadınların bu sorumluluklarını yerine getirip kendilerine vakit ayırabilmeleri, sosyal aktivitelerde daha çok bulunabilmeleri için destekleyici politikalar olmalıdır. Bu bağlamda doğum izni, ücretsiz izin, süt izni gibi izinlerin arttırılması,  kreş sayısının arttırılması, çalışan annelere maddi yardım  sağlanması gibi AB ülkelerinde uygulanmakta olan ve pozitif ayrımcılık ilkesini esas alan politikalar; kadınların çeşitli rollerinden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirerek bu sorumluluklar dışında kendilerine zaman ayırmalarına,  manevi doyum ve mutluluğa ulaşmalarına; bu mutluluğu katlayarak ailelerine ve tüm topluma yansıtmalarına yardımcı olacaktır, diye düşünüyorum. Başka bir ifadeyle sloganımız “mutlu kadın, sağlıklı toplum”.

Hayattaki başarının sırrı sizce aşağıdakilerin hangisinin varlığı ile mümkün olmaktadır?

“1-Çocukluk çağının muhteşem geçmesi 2-Disiplinli bir ebeveyn yapısı 3-Sere serpe yaşam tarzı

“Ben hayattaki başarının sırrının çocukluk çağı ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanların yaşamlarını etkileyen en önemli unsur, bilinçaltıdır.  Bilinçaltındaki kayıtlar, derin duygular ve olumsuz inanç kalıpları bireylerin yaşamlarındaki problemlerin temelini oluşturur. Bu nedenle mutluluk ve güven duygusu içinde geçirilmiş bir çocukluk dönemi kişinin başarılı olmasının sırrıdır, diye düşünüyorum.”

İsviçre’den önce kadınlara hak veren millet olmamıza rağmen kadın haklarında bu gün gelinen nokta malum… Kadınlar günümüzde niçin hep önde değil. Neden sıkı işbirliği yapılmaz. Sebepleri var mı nelerdir?

“Bu soruyu kadınlar ve erkekler açısından ayrı cevaplandırmak gerekiyor bence. Çünkü sadece erkekler değil bazen kadınlar da iş yaşamında kadınlarla işbirliği yapmaktan çekiniyorlar. Erkeklerin işbirliği yapmamalarının en önemli nedeni iş dünyasında “cam tavan” olarak da bilinmektedir. Buna göre üst düzeydeki erkek yöneticiler kadınların yanında kendilerini rahat hissedememekte, birlikte maç seyredebilecekleri, golf oynayabilecekleri bunun gibi çeşitli sosyal aktivitelerde bulunabilecekleri erkek çalışanları tercih etmekte, çalışılan ortamlarda ya da işyerlerinde kadın bakış açısının hakim olmasını istememektedirler. Bu tarz bir erkek şovenizmi de kadınların erkeklerle aynı beceri, yetenek ve kabiliyete sahip olsalar bile yükselmelerinin önündeki en önemli engeldir.”

“Bununla birlikte kadınlar da zaman zaman birbirlerine duydukları kıskançlık vb. hisler nedeniyle kadınlarla işbirliği yapmaktan kaçınmakta, erkek yöneticilerle çalışmayı tercih edebilmektedirler.”

“Ayrıca ataerkil toplumlarda erkekler, kadınlardan emir almayı onur kırıcı kabul etmektedirler. Bu nedenle de iş hayatında erkekler gibi kavgacı olmayan ve sert davranmayan daha yumuşak, hoşgörülü ve uyumlu yaklaşım sergileyen kadınlar daha başarılı olmaktadırlar.”

 

VE AYNI AMİRLER SİSTESİ MEŞHUR MODİSTLERİ VASITASI İLE DE  VALİ YARDIMCISI SİBEL HANIMA NOT VERDİLER GİYİM KUŞAM ÜZERİNE. ( AŞAĞIDAKİ RESİM)

 

Gönlünüzden geçen meslek bu muydu?

“Evet, buydu. Ben bilinçli bir tercih yaptım, yönetici olmak istedim. Başarılı, güzel bir eğitim hayatı geçirdim. Ankara Kurtuluş Yabancı Dil Ağırlıklı Lise ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü dereceyle bitirdim. Bu röportaj daha sonra yayınlanacak belki ama 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle eğitim hayatımda emeği geçen bütün öğretmenlerimin “Öğretmenler Gününü” sevgi ve saygıyla kutluyor, ellerinden öpüyor, kendilerine şükranlarımı sunuyorum.”

Yeni nesle tavsiye ediyor musunuz?

 “Evet, ediyorum. Tabi meslek seçimleri eğitim, ilgi, merak, yetenek, beklenti, aile yapısı, karakter özellikleri, sosyal çevre vs. gibi sebeplere bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Bununla birlikte ben özellikle yardımsever, gönlü sevgi ile dolu olan, insanların yaşamlarına olumlu anlamda katkıda bulunmak isteyen, sunduğu hizmet ve çalışmalarla hem maddi hem manevi doyuma ulaşmayı önemseyen herkese, bütün gençlerimize mesleğimi tavsiye ediyor, kendilerine bu yolda başarılar diliyorum.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..