- Kategori
- Tiyatro
Bir kara mizah klasiği: “kulaktan kulağa”!
TRABZON SANAT TİYATROSU 17.YILINDA
Trabzon Sanat Tiyatrosu(TST), bu yıl sezonunu “Kulaktan Kulağa” adlı oyunla açtı.
Oyunun ilkgösterimi (prömiyeri) geçtiğimiz Cuma günü Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Oyunu heyecan ve keyifle izledim.
Bu tiyatroyla kurduğum gönül bağından olsa gerek, yönetmen ve oyuncular gibi ben de her yeni oyunda benzer bir heyecan duygusu yaşarım.
Öncelikle salonun dolu olması beni sevindirdi.
Eskiden açılış oyunlarında genellikle “resmi zevat” başı çeker, siviller ise arka planlarda kalırdı.
Son yıllarda “resmi zevat”ın daha “mühim”, daha “acil” işlerle ilgilenmesi sonucu, salonların protokol sıralarında artık sanatseverler boy gösteriyor.
“Kulaktan Kulağa” eski bir İrlanda oyunu.
Yazarı Lady Augusto Gregory (1852-1932), İrlanda Ulusal Tiyatrosu Abbey Theatr’ın kurucularından biri.
Zengin ve soylu bir ailenin kızı olan Augusto Gregory, üstün yetenekli ve on parmağında on marifet bulunan bir İrlanda edebiyat anıtı.
İyi bir şair ve oyun yazarlığının yanısıra sahne ve giysi tasarımları, çevirmenlik, folklor çalışmaları ve tiyatro hocalığı yapmış.
Tiyatro oyunlarında İrlanda köylülerinin yaşamını ve halk edebiyatının zenginliklerini öne çıkarmış.
İrlanda halk dilindeki mizah duygusunu masala benzer bir tarzla birleştirmiş, bu kurgulama ile 30’dan fazla oyun yazmış.
“Kulaktan Kulağa”, İrlanda’nın yüz yıl kadar önceki yoksulluk, cehalet ve işsizlikten bunalan köylülerinin bir pazar yerinde geçen normal yaşamlarından kesitler sunuyor.
Müşteri beklemekten sıkılan köylülerin masum bir haberi kulaktan kulağa söyleyerek, nasıl kuyruklu bir yalanın oluşmasına yol açtıkları ve sonrasında yaşanan üzüntüleri, kavgaları ve polisin el koyduğu cinayet iddiasıyla yüzleşmeleri mizah diliyle seyirciye sunuluyor.
Aslında bu sahnelere, bu yoksulluğa, devlet yetkisini kullanan görevlilerin halkı küçümsemesine, cahil ve yoksul insanların bir tür rahatlama sağladıkları dedikodunun yol açtığı facialara, kıskançlık krizlerine bizler de fazla yabancı değiliz.
Zaten bu tip eserleri klasik haline getiren de bu değil mi?
Çok uzak ülkelerdeki halkların yaşadığı acılar ve dedikodularla harmanlanan kara mizah öyküleri, bizlerin ya da aynı yazgıyı sürdüren diğer ülkelerdeki insanların yaşamlarıyla nasılda örtüşüyor.
Augusto Gregory, nicedir TST Genel Sanat Yönetmeni sevgili Necati Zengin’in aklındaydı.
Oyun hocanın zengin repertuarından sahneye çıkabilmek için 17 yıl beklemek zorunda kaldı.
“Kulaktan Kulağa” oyununu Necati Bey yönetmedi, ama tiyatro kurulduğundan beri oyuncusu olan, tiyatro tutkunu sevgili Süleyman Sırtkaya’yı bu zorlu sınava hazırladı.
Müthiş bir keyif, bahtiyarlık olsa gerek; birini öğrenci olarak yanına alacaksın, nice emek verip oyuncu formuna sokacaksın ve yıllar sonra yönetmen olmasını sağlayacaksın.
Kıskançlığın ve vefasızlığın kol gezdiği sanat dünyamızda, sanırım fazla örneği yoktur bu anlayış ve tutumun.
Süleyman Sırtkaya, ilk kez yönettiği bu tek perdelik oyunda bana göre son derece başarılı oldu.
Oyunculuk tecrübesinin yönetmenlik sırasında kendisine rehberlik yaptığına inanıyorum.
Ama oyuncuların ortaya koydukları performansın da oyunun başarılı olmasındaki payını unutmamak gerekir diye düşünüyorum.
Oyunda kurgulanan hayatı bizlere ustaca aktaran sevgili tiyatrocular A.Songül Nadir, Suat Kurt, Meltem Ateş, Zafer Kibir, Serkan Tezgel, Suat Küçük, Zafer Mert, Aygül Güner, Serkan Serbest, Nevzat Ofluoğlu, Sevil Arapoğlu ve Pelin Örseloğlu..
Hepinizi emeğinizden ve kültür yaşamına akıttığınız terlerden dolayı kutluyorum.
Trabzon halkını da “Kulaktan Kulağa” oyununu izlemek amacıyla akşamları Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’ne davet ediyorum.