Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '12

 
Kategori
Dünya
 

Bir NATO operasyonu hikayesi; Libya

Bir NATO operasyonu hikayesi; Libya
 

Operasyon faaliyetleri


Libya, bana işçilerimizin çalışmak için gittiği, müteahhitlerimizin inşaat hizmetleri verdiği,  Kaddafinin çadırını, Petrolun olduğu ülkeyi hatırlatıyordu.

Şimdilerde ise Libya’da olup bitenler uluslar arası ilişkilerde büyük güçlerin ve sözde eski dostların acımasızlığını gösteren bir kurt kapanının ve 21. Yüzyılın başında uluslararası hukukun ne kadar ayaklar altına alınabileceğinin göstergesi olarak tarihe geçmekteydi. BM’nin 1973 sayılı kararı sözde sivilleri korumak için alınmışken Paris’te aceleyle bir toplantı düzenleyip, toplantı bile sona ermeden saldırgan bir şekilde NATO Libya’yı bombalamaya başlamıştı. Olayların seyri, hiçbir şey netliğe kavuşmamışken, diplomatik yolları kullanmadan Libya’nın üzerine çullanmak, Emperyalistlerin amaçları uğruna NATO’yu nasıl kullandıklarının göstergesi idi. Otokratta olsa bir Ülkenin kendi rejimini ya da egemenlik hakkı dikkate alınmadan, iç savaş çıkartılmış ve NATO bu savaşın baş aktörü oluyordu.

Saldırı sonrası, NATO Genel Sekreteri Rasmussen, NATO’ya büyük övgüler düzerken, Libya savaşının; hem NATO’nun birlikte gelecekteki görev paylaşımının önemli bir müjdecisi olarak ifade ediyordu. Görünürde, “Sivilleri korumak” adına savaşlar çıkarılıyor, ancak Libya da en çok zarar görenlerde siviller oluyordu. NATO hiçbir sivile zarar verilmedi derken, yalan söylüyor, hatta bunu gülünç bulan BM Rusya Daimi temsilcisi Vitaly Çurkin NATO dan BM Güvenlik Konseyine vermek üzere yeni bir rapor istiyordu.

NATO Libya’da İsyancıları insansız keşif araçları (drones) ile destekledi. ABD casus drone’ları yollarda ve sokaklarda Kaddafiye bağlı güçleri ve çatışmaları takip etti. Uydular ve casus uçakları ile Kaddafi ve oğluna ait telefon ve telsiz sinyallerini topladı. Dünyanın en zayıf ordularından biri olan Libya ordusuna karşı NATO yedi ay süren bir saldırı düzenledi. NATO, Libyanın 1000den fazla tankını, aracını ve silahı ile Kaddafinin komuta kontrol merkezini imha etti,  20 Ağustos 2011’de Libya’daki isyancılar Tripoliyi ele geçirdi. Ayrıca, NATO Kuvvetleri BM görev tanımından çıkarak Kaddafi avı yaptılar. Sözde sivilleri korumak için yapılan keşif ve istihbarat faaliyetleri gerçekte Kaddafiya ve olabilirse öldürmeye yönelikti.

18 Aralık 2010 tarihinde, emperyalistlerin kışkırtması ile tüm Arap alemine yayılan halk ayaklanmaları ya da güncel ifade ile “Arap Baharı”  Muammer Kaddafinin sonu oldu. Zeynel Abidin Bin Aliye Hüsnü Mübarekten sonra 42 yıllık diktatörün sonu gerçekten de feci oldu. Televizyonda izlenen linç, hakaret hatta taciz görüntüleri Libya halkına yakışmadı. Ancak NATO başarmıştı, Kaddafi öldürülmüştü.

Hemen sonrasında, yeni Lider Mustafa Abdül Celil öncelikli olarak çok eşlilikten, İslami bankacılıktan ve şeriattan bahsetmekte ama anayasa ve seçimlerden bahsetmemekteydi. İslamcılar bir kere iktidara gelince onu elinde tutmak tekelinden çıkarmak istemediği biliniyordu. Libya her şeye sıfırdan başlamak zorundaydı, mahvolmuştu, en az 500 milyar dolar zarar vardı. Kaddafiden sonra ülkede geriye ne bir yargı sistemi ne işleyen bürokrasi, ne bir sivil toplum ne de siyasi partiler kalmıştı. Fiziksel, siyasi ve kültürel hiçbir şey yok olmuştu.

Kaddafinin ölümünden sonra Libya’ya giden ABD Diş işleri Bakanı Clinton ise “özgür Libya topraklarında bulunduğum için gurur duyuyorum” diyordu. Libya NATO’nun geleceği için kötü bir model olmuştu. Avrupa giderek solarken NATO ittifakı da anlamsızlığına yeni anlamsızlıklar katmaktaydı. Bu operasyona NATO’nun güçlü Ülkelerinin önemli bir kısmı katılmadı ya da İspanya ve Türkiye gibi Ülkeler savaş uçağı vermedi. 

Libya coğrafi olarak stratejik bir öneme sahip ülke değildi.  Batılılar için ülkeyi çekici kılan sadece Petrolu idi. 19 Martta başlayan bombardımanlar, 29 Ekimde Kaddafinin öldürülmesi ile son buldu. Libya’nın yıkımı olan bu operasyonda tam 26300 sorti yapılmış, bu sortilerle yaklaşık 10000e yakın hedef vurulmuştu. NATO ne kadar insanın öldüğünü açıklamıyordu. Ancak bu kadar yoğun bombardımanların yapıldığı saldırıda binlerce sivil insanın öldüğünü söylemek, yalan olmazdı.

Ülkenin petrol tesislerinin bir kısmı, alt yapının hemen hemen tamamı, elektrik tesislerinin büyük bir bölümü, devlet kurumlarının tamamına yakınını yok eden NATO’nun sahipleri şapkalı sömürgeciler şimdi de Libya’yı yeniden inşa etme yarışına girişeceklerdi. Kaddafi ve Oğullarına akan petrol, bu kez de sömürgecilerin depolarına akacaktı. Libya’yı kendilerine muhtaç oluncaya kadar bombalayanlar, şimdi de zaferlerini kutluyorlardı.

Kan emici bu sömürgecilerin Ne Libya Halkının mazlumiyeti ne de Kaddafinin zalimliği çok da umurlarında değildi. Yıllarca kendi saraylarının bahçelerinde kurduğu çadırlarda saygı ile ziyaret ettikleri Kaddafi bir anda nasılda tu kaka olmuştu?

NATO bugün çıkıp Libya’da kaç bin sivili bombalarıyla öldürdüğünün hesabını vermeliydi. Libya’nın yönetimini üstlenen UGK (Ulusal Geçiş Konseyi), güvenlik gereksinmelerini belirlenmesi açısından daha fazla zamana ihtiyaç duyduklarını kaydederek NATO’nun askeri faaliyetlerini sürdürmesini istedi. BM Konseyi Kaddafi yönetiminden sonra, Libyalı sivillerin korunması için NATO’ya “gereken her türlü önlemin alınması” yetki verilmesini karalaştırıldı.

Rusya, Çin, Güney Afrika, Hindistan ve Brezilya, NATO’nun Libyaya operasyonlarına karşı çıkmışlar ve NATO’yu BM tarafından verilen yetkilerin ötesine giymekle suçlamışlardı. Ancak, BM Büyükelçisi Susan Rice, tarihin, Libya’daki NATO Müdahalesini, “Güvenlik Konseyinin Onurlu bir Deneyimi” olarak değerlendirdiğini söylüyordu.

Sonuç; Emperyalistler bir daha başarmış, sözde insan hakları demokrasi ve özgürlük diyerek, gelirlerini elde edecek şekilde petrol vanalarının başına kendilerine sadık, bağlı uşaklar oturtup, yeni enerji sömürgeleri elde etmenin hesaplarını yapıyorlardı.

BİTTİ. (Henüz bitmedi ama sadece Libya Hikayesi bitti.)

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..