Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '14

 
Kategori
Blog
 

Bir öykünün içinde yer almak ister misiniz?

Bir öykünün içinde yer almak ister misiniz?
 

Pazar günü akşam saatlerinde siteye girdiğimde, Cumartesi günü yazılan bloglar, blog ana sayfasında hâlen duruyordu. Onlara ek olarak güvenilir üye statüsündeki kişilerin yazmış olduğu birkaç blog daha gözüme çarptı. Üstelik yaklaşık 30 saattir ana sayfada duran blogların okunma sayıları ise 20 ler civarındaydı. Ana sayfadaki bloglar  o kadar uzun orada kaldığına göre demek ki artık editörler Pazar günleri tatil yapıyorlardı. Eskiden öyle miydi ya?

O zamanlar bugünkü gibi kayıtlı on bin civarında blog yazarı yoktu. Kayıtlı bin kişi vardı ve ortalama 200 blog yazılıyordu. Okunma sayıları ve yorumlar da az değildi.

Milliyet Blog Haziran 2006 da kurulmuştu. 11 Eylül 2006 da ise Facebook internet kullanıcılarına açıldı. Facebook’un Türkiye’yi etkisi altına alması 2007 yılının ortalarında başlamıştı. Ama kısa zamanda oldukça yol alıp, günümüzün en etkili sosyal paylaşım sitelerinden biri oldu. Milliyet Blog’un yazarlarının büyük bir bölümü de özellikle son 3-4 yıldır Facebook’çu oldu.

Geçmişte Miliyet Blog’da çok güzel oyunlar oynanırdı. Alev Meisel hanımın başlattığı “Bilin bakalım, kimi arıyorum” oyunu, özellikleri anlatılan bir blog yazarının kim olduğu diğer blog yazarları  tarafından aranıp bulunuyor, bilen kişi ise başka bir blog yazarını sorarak oyunu sürdürüyordu.  

Yıl sonlarında Fenerbahçeli Efsane Metin bey’in organize ettiği blog yazarları arasındaki kral ve kraliçe seçimleri de , yorumları ve okunma sayılarını arttırıyordu. Son seçilen kral ise halen yaşamını Newyork’da sürdürüyor.

Bloga ilk üye olduğum yılarda futbol da yazardım. Ama şimdi bakıyorum Türk futbolu dibe vurmuş. 2002’nin Dünya üçüncüsü, 2008 in Avrupa Şampiyonasında yarı final oynamış Milli takımı önüne gelen yeniyor. Şampiyonlar liginde ülkemizi temsil eden takımımız içerde, dışarıda dörtten aşağı gol yemiyor. Artık futbolda yazılacak bir şey kalmadığını düşünüyorum.

Siyasete gelince, son okuduğum haber, Cumhurbaşkanı HSYK üyelerini atamış. Hakimlerin ve yargı mensuplarına türbanın yasak olduğu bu meslek gurubuna, HSYK üyesi olarak sıkma başlı birini atarken, ikinci kişi ise, AKP’li Pendik belediyesinin avukat olan meclis üyesi. Bu kişiler Hakim ve savcıları tayin edecekler. Son yaşananları görünce ülkenin çivisi çıktığı açık açık belli.  Bu yüzden artık siyasetten de nefret etmeye başladım. Bu konuda yazacaklarım sansürden geçmeyeceği için önemli bir şey olmadıkça artık siyaset de yazmayacağım.  Cuma günleri fırsat buldukça “Hocayla sohbet” başlıklı yazılarım devam ederken,  öykü kategorisinde de “Cinayet öyküleri” yazmaya çalışacağım.

Neyse tekrar okunma sayıları ve yorumlardan söz edelim.. Bu kategoride zaman zaman okunma sayılarının ve yorumların azlığından şikayet eden arkadaşlarımız var.  Aslında onlar da şöyle bir promosyon yapabilirler. Bana bir yorum yapana ben iki yorum yaparım deseler, yorumlarında kısa zamanda yükselme olur.

Bu kadar sözden sonra gelelim blog başlığındaki konuya:

Şu anda bir öykü yazmaya başladım. Bu bir cinayet öyküsü.  Ama kaç bölüm süreceğini şu anda ben de bilmiyorum. Bundan önce yazmış olduğum bir cinayet öyküsü 11 bölüm sürmüştü. Orada yorum yapan birkaç arkadaşımı çok kısa olarak öykünün içinde misafir etmiştim.

Şimdi yazmaya başladığım öyküde ise o öyküye yorum yapanlar daha sonraki bölümlerde kendilerini  öykünün içinde görebilecekler. Öykünün  İlk bölümünü biraz önce yayına verdim. Öykünün adı “Akrep dövmeli kadın” İsim olarak İsveçli yazarın “Ejderha dövmeli kız” başlıklı üçlemesinin ilk kitabına benziyorsa da içeriğinin birbiriyle ilgisi yok. Bu öykü  tamamen yerli malı. Bu arada yorum yapacaklara bir uyarım var.  Yorum yaptığınızda sonraki bölümlerde kendinizi göreceğinizi daha önce belirtmiştim. Ancak öykünün içindeki katil siz de olabilirsiniz. Benden söylemesi….

NOT: Eğer yeterli reytingi alırsam öykünün içine blog yazarlarının reklamlarını da alacağım. Reklam vermek isteyenlerin Newyorker, Ata Kemal Şahin ve benim ortak olduğum Uluslararası şirkete reklam bedeli olarak 10.000 $ göndermeleri gerekiyor. Şirketimizin adı “Fraud Corporation”. Merkezi Newyork’ta olan bu şirketin hesap numarasını Newyorker arkadaşımızdan sorabilirsiniz.

Öykünün linki:

http://blog.milliyet.com.tr/akrep-dovmeli-kadin-/Blog/?BlogNo=478139 

  

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..