Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '07

 
Kategori
Kitap
 

Bir pazar yazısı yazmak !

Bir pazar yazısı yazmak !
 

Bugün gazetelerin birinde okuduğum küçük bir haber bana geçmişte okuduğum bir haberi anımsattı. Tam olarak içeriği anımsayamadığım için internette araştırmaya karar verdim. Uzunca bir arama, tarama yaptıktan sonra ilgili haberi buldum. Meğer haberi Milliyet'te yapmış yada ben Milliyet'te okumuştum. Haberde " Nobel ödüllü Portekizli yazar José Saramago, “Okumak her zaman azınlık içindi, her zaman da öyle olacak” demişti.

Bu benimde kafama takıldı. Okumanın "azınlık işi " olup olmaması nasıl bir şeydi. Bu lafı yada gafı söyleyen kişi sıradan biri değildi. Nobel ödüllü bir yazar tarafından söylenmişti. dolayısı ile dikkate alınmalıydı. Ama sanırım çok fazla dikkate alınmadı ki, bu yazının yorumunu ya da türevlerini daha sonraki tarihlerde gazetelerde göremedim. Belki de ben rastlamadım.

Bu lafın söylenme kaynağını bilemem, içeriği yanlış bile olsa, doğru yorumlamak da gerekir. Hatta dünyanın diğer ülkelerindeki durumu da bilemem ama durumu bu ülkeye göre uyarlayıp yorumlarsak eğer, bu durum kısmen doğrudur. Zira bu ülkeye matbaa bile keşfinden yüz yıl sonra gelmiş, geldikten sonra da saraya çalışmış uzun yıllar. Anadolu'daki sofular, bağnaz kesim temsilcileri halkın okumasını sürekli engellemişler. Bu engelleme ortaçağ'ın Avrupa'sında da görülüyor her ne kadar ama Avrupa bu yasakları daha çabuk delmiş ve üstündeki kara bulutları dağıtmış. Ama Anadolu’nun üstündeki karabulutların dağılması için Mustafa Kemal gibi aydınlık yüzlü, aydınlıkçı ve ilerici bir adamın anasından doğması gerekiyormuş demek ki !..

Özellikle okur yazar olmak, Osmanlı döneminde azınlıklarda daha fazlaydı. Yani kitap okumak bir azınlık olayı idi. Çünkü, Müslümanlara okumak, kitap yazmak günahtı. Okumak ve yazmak, devlet adamlarının haricinde din adamlarına aitti. Bağnaz din adamları tarafından da halkın kitap okumacı caiz değildi ama yalnızca Kuran-ı Kerim okunabilirdi. Osmanlı döneminde de yazı yazma, kitap okuma işi, Osmanlı’nın hakimiyetinde olan Avrupa topraklarındaki farklı din, farklı kültür ve farklı lisan konuşan insanların azınlık olması ile onların tekelinde kalmış. Hakim millet olan biz Türklere de hep cehalet kalmış. Uzun yıllar da halkın cehaleti, saray ve mahalli idare yöneticileri tarafından, halka uygun görüldü. Maalesef yüz yılardır halkın aydınlanması istenmedi. Ta ki yirminci yüz yılda başlayan ilerici ve aydınlanmacı hareket, Osmanlı alfabesinin yerine Latin harflerinin kabulü ve okuma seferberliği ile halkın okur yazarlık oranı artırıldı. Kısa sürede, savaşlarla, yoksulluklarla, hastalıklarla karşı karşıya kalmış bu halkın bu seferberliğe büyük bir özveri katılmasıyla okur yazarlık oranı hiç beklenmeyen bir şekilde üst seviyeler çıkartılmış. Üstelik yobazların engellemesine rağmen.

Geçmişte, okuma ve yazma eyleminin nüfuzumuz altında bulunan azınlıklar tarafından Anadolu insanına aşılanması ve bugünkü seviyelere gelmesi uzun yıllar almış. Ama hala günümüzde herkes kitap okumaz; hoşuna gitmez, canı sıkılır... Ama öte yandan, yazarları mutlu edebilecek kadar okur da var dünyada. Bir çok yazarı bu okur kitlesi memnun eder. Fakat gerçekten uğraşılsa, bu eylemin üstüne gidilip, daha radikal kararlar alınsa, okuma alışkanlığı daha çok yaygınlaştırılsa, insanlar okumayı bırakmaz, bırakmayacaktır. Hatta saray, onlarca yıl matbaayı yasaklamasaydı, halkın okumasını istemeyen muhteremlere karşı önlem alsaydı, bugün Türk halkının aydınlanması bu kadar uzun yıllara kalmazdı.

Türkiye’de niçin az kitap okunuyor? Çünkü okur yazar sayısı da az. Resmi rakamlarda okur-yazar oranı yalnızca kağıt üzerinde % 90’larda gözüküyorsa da, gerçek anlamda her gün gazete okuyan, kitap alan, evinde küçük de olsa bir kitaplığı olan insan sayısı çok azdır. Bu anlamda okur-yazar oranı çok daha düşük seviyelere iner. Bugün okur yazarlık işi, azınlıklardan çıkmışsa da ülkemizde hala kitap düşmanı olan, özelikle belli yayınlara muhalefet olan insanlar var. Hatta, bu ülkenin büyük bir kısmı, politika olarak kitap düşmanı. Kitap düşmanlığı ya da kitap muhalefeti devlet boyutunda yapılmakta. Kendilerinin düşüncelerine yakın olmayan ne kadar kitap varsa yakıyorlar, kendileri gibi düşünmeyen ne kadar yazar varsa hapsediyorlar !.. Anayasa da bunu körükleyen maddeler var. Yasakçı zihniyet bir şekilde var.

Gelecekte, bugünkü okur yazarlığın azınlıkta kalmaması için, okumanın ve kitap yazmanın bir direniş ve politik bir duruş olmaması, halk nezdinde bu eylemi artırmak ve genelleştirmek gerekmektedir. Ve bu duruşu engelleyen yasa maddelerinin olmaması gerekir. İnsanlar kitaplardan soğutulmamalı, okumak gibisi yoktur. Okumak gelişmektir.

İyi pazarlar ve iyi okumalar !.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..