- Kategori
- Resim
Bir Ressam Portresi Tekin Fırat

Tekin Fırat'ın "Çöplükteki Çocuklar" çalışması
Tekin Fırat Muş ili Varto İlçesi 1957 doğumlu. İlköğretime Muş’ta başladı, Van Alpaslan İlk Öğretmen Okulu’nda devam etti. Öğretmen okulları arası yapılan resim semineri sınavlarını kazanarak İstanbul’a gitti. Lise kısmını İstanbul Çapa Öğretmen Okulu’nda tamamladı.
1976 da Girdiği Mimar Sinan üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yüksek Resim Bölümü Özdemir Altan Atölyesi’nden 1982 de mezun oldu. On yıl kendi atölyesinde resimler yaptı. Bu yılarda çeşitli sergiler açtı, grup sergilerine katıldı. Yurt dışında resim araştırmaları yaptı. Almanya Dortmund Üniversitesi’nde başladığı doktora çalışmalarını tamamlayamadan yurda döndü. Şimdi resim öğretmenliği ile resim çalışmalarını birlikte yürütmektedir
Tekin Fırat ile aynı okulda çalışmaya başladıktan sonra onu bir ressam olarak tanıma fırsatım oldu. Örneğin ilk olarak onun, çevresini resimle güzelleştirme, değiştirme çabası içinde olduğunu gördüm. Bütün boş duvarlara öğrencileriyle resim yaptı. Geleneksel resmimiz ebruyu bütün sınıf düzeylerinde uyguladı.
Okul dışındaki resim serüvenine baktığımızda: Almanya ve Yunanistan’da iki yurt dışı sergisi var. Yurt içinde ise 13 sergi etkinliğinde yer aldı. O resimleri satılsın satılmasın “Hayatta tek zevk alarak yaptığı resim.” Diyor ve resim yapıyor.
Düşüncesini kendine özgü bir tarzla anlatan ressam Tekin Fırat, eserlerin renk yelpazesini geometrik şekilleri örerek kendi disiplini içinde üslubunu oluşturuyor. Diğer ressamlardan kendini böyle farklılaştırıyor.
Fırat'a göre resim, düşüncenin şekle bürünmüş hali ya da düşünceyi yansıtma çabasından başka bir şey değil:
"Resimde düşünceyi verme çabası... Süs nesnelerini kullanmama... Belki de Picaeso'nun büyüklüğü buradan kaynaklanıyor. Güzel olsun diye bir derdi yok. Düşündüğünü yapıyor ve düşünce yapısıyla birlikte ortaya sanat çıkıyor. Cesanne'ın bir lafı var. 'Her şey geometridir' diyor. Gerçekten de tabiattaki her şey karedir, dikdörtgendir, dairedir. Bunlar benim resmimin temelini oluşturuyor. Ve bunlardan yola çıkarak bir özgünlük çabası içinde yapıyorum resimlerimi." Diyor Tekin Fırat.
Yeryüzünde neredeyse yazılmayan, çizilmeyen konu yok gibi, ama sorunlar devam ettiği sürece bu konular sanatçıların ana temaları olmaya devam edecek gibi görünüyor. Tekin Fırat’a göre resim işlevseldir: Toplumsal konular hakkındaki düşüncelerini bir dizi halinde resmine aktarır.
Başta kadınlarla ilgili 25 tablo yapmış. Kadınları geleneksel giysiler içinde, geometrik desenler ve renk cümbüşüyle yansıtırken kadın sorununu, dram; hatta trajik öyküleriyle ele aldığı görülüyor.
Sonra toplumun geleceği çocuklara yönelip onların sorunlarını işlediği resimleriyle birkaç dizi sergi açtı.
Ekonomik ve siyasi nedenlerle yapılan göç de onun resminin ana temalarından biri haline gelir.
Nazım Hikmet’in Şeyh Bedrettin Destanını ise 40 ayrı tabloda yansıtarak bir ilke imza atmış. Sanatçı kendi izlenimlerinin yanında sanata damgasını vurmuş önemli ressam, sinemacı, yazar ve şairleri kendine örnek aldığını söylüyor.
Tekin Fırat’ın eşi Duygu Hanım da Tekin’in resimlerini saten kumaşlar üzerine işleyerek başka bir malzemeyle farklı bir estetik kazandırarak resimleri tekrar sunuyor. Ayrıca Duygu Fırat'ın çok güzel kara kalem portre çalışmaları yaptığını söylemeliyim.