- Kategori
- Edebiyat
Bir şair öldü diyeler...
Yanılgılarımız var, çok uzun sanıyoruz hayatı. Süper acayip süper bir egomuz var, herşeyi küçültüp bizi yüceltiyor. Kuşları sulamaktan, açları doyurmaktan, köpekleri yaşatmaktan bu nedenle bu kadar uzağız. Pahalı tatiller yapıp tabağımızdaki etleri çöpe dökmekten, israf etmekten, aşırı gitmekten çekinmiyoruz. Kredilerimiz var; ödenecek borçlar , ev almalar, yeni araba modelleri falan... Sadece kendi çocuğumuzu severek, sadece evdeki kediyi düşünerek, bir tek kendimizi yücelterek yaşayıp gidiyoruz. Trafikte araba modeline göre saygı bekliyor azizler bizden.
Oysa hayat sonsuza kadar süren bir macera değil. Didem Madak 1970 İzmir doğumlu bir şairdi. Çok yetenekliydi, geleceği parlaktı; hastalıktan öldü. Ben öldüğünde tanıdım onu; önce üzüldüm sonra cahilliğim için yüzüm kızardı. Ruhu şad olsun.
Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat
Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma
İsmini her şey koydum
Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım
Yıldızlı bir gecenin”