Bir şarkı ki..

(okuyacağınız yazı sonrasında “bu şarkı ne menem birşeymiş” deyip yapacağınız indirme işlemini öncelikli yapıp yazıyı öyle okumanızı öneririm.)

rapidshare.com/Remos

Bir şarkı ki......

Akşamın serinliği çökmeye başlıyor, küçük dalgalar kumsalı okşuyor usulca... Gün kızıllığı komşu adanın tepeleri ile buluşuyor.. Buraya gelince radyonun çoğu kanallarına, Yunanca, Rumca radyolar yerleşiyor....... Reklamlarını bile özlemişim...

Bir şarkı başlıyor ki, götürüp bir duygu selinin ortasına bırakıyor adamı..

Hani sevdiğine kavuştuğundaki sarıldığın an vardır ya, hani göğsünden içine soksan kesmeyecek gibi...

...

Ya da sevgini haykırdığın an... Tüm dostun, düşmanın, dağın, taşın, börtü, böceğin bilmesini istercesine ....

.......

İçinde yıllardır örülmüş çerçevenin dışına taşmak gibi...

...

Gemileri yakmak gibi, öylesi bir gözükaralık anı ...

Dizginleyen “ben”e meydan okuyup, zafer kazanmak gibi ..

Boğazındaki yumruk gibi....

Gözündeki bir damla gibi...

.......

Derin bir iç çekiş gibi....

..

Bir süre önce arkadaşımın İstanbul’dayken dinlettiği bir şarkı bu..

İlk dinlediğimde de etkilemişti.. Ama burada herşey farklı, hiç bir protez yok, şarkı kafesten çıkmış adeta.... Evin herhangi bir köşesi ya da Ege dışındaki herhangi bir deniz kenarı değil...

Sesi, nefesi burası..

Bu akşam kızıllığı,

İyot-kekik kokularının gel-gitleri,

Uzaktan geçen balıkçı teknesi...

ve teknedeki Pancar motorunun sesi,

ve bu kumsal....

ve bu meltem.....

ve bu ahşap iskele....ben.... bir şişe yakut....

” ??? ??? ??? ?? ???” şarkının ismi. bu (!).. Sözlerinin anlamını bilmiyorum...

Ve öğrenmek de istemiyorum...

Çağrıştırdıkları ve beni götürdüğü yer güzel...

.....

Bir kelebek uçtu gitti....

Şarkının bitişiyle...

....

İstanbul’dayım... Odamdayım... Dışarıda kar yağıyor...

M.H. 18.02.09....01:53

Not: Değerli katkılarından dolayı Gülümser kardeşime teşekkürler...