Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

Bir se(s)n verseydin ömrüme

Bir se(s)n verseydin ömrüme
 

Ey benim yegane sırrıma dokunan sonsuz tecellim. Geceye haykırıyorum her gün hem dem senle anımsarken o günlerime acı sürüyorum.  Acı gözlerimden düşen her damla iken kalbime saplanan her an bir hançerdin. Sessizliği sen giyindin bensem sensizliği. Yok mu sözün kaçışların ilmek ilmek iliklerken karanlık geleceğimi  günaha bedelim olacak gibisin işte.  Aslında bilirim ben sana ağır geldim düşlerime el uzatamazsın, kalbime gönlünü koyamazsın. Benim adım en önde sen ise meçhul bir nefeste. Sen her dalda bir keklik avlarken benim seni sevmem sana ağır geldi bilirim. Ondandır beni silip atman, ondandır benden kaçmam. Ama ben seni sensizde severim, yalnızda severim başkalarıyla da severim. Neden mi çünkü o yüce Mevla’mın bir nakşettiği düştü.  O’nun rızasını gözeterek sevdim. Her  cümleme selamını alaraktan ilikledim seni bakışlarıma.
 
Sen gittin diye bitti sanma aslında her gidiş yeniden bir başlangıçtır.
 
Yıldızlar anladı beni sen anlamadın ya, ya da vurdumduymazlık yaptın. Beni geçiştirdin ömrüne. Sen istedin ve sen gittin. Bunun neresinde bir hayır var desem ve diyebilirim ki senin tuzağına düşmedim. Askıda kalsa da cümlelerim, yalın ayak gezse de sözlerim, çırılçıplak kalsa da bakışlarım içten bir yerler de sen diye yinelenirim. Adını ah gibi ahımı aldın gönül gözümü yolda koydun. Bir uzansam ki sana gelişinden gidişin mutlu eder doyasıya. Sen bakışlarını üzerime diktin, gülüşlerinle süzdün, duruşunla gezindin satırlarımda oysaki eksiktin sen bana. Bir ses vermedin öylece gittin ardına bakmadın gönlüme göz diktin.
 
Öyle bir an da gel ki  gelişin de gelinliğim kefenim olsun ve gidişi(n)m cennetim olsun .
 
Karanlığa raks ettiğim bir anımdın. Hüzünleri çoraklaştırıp seninle sohbete uzandığım bir gerçeğimdin. Yardın yaren içimde biriken bir pervanemdin. Deliydim tepeliydim lakin aşığın gözünden bakıp ta bir bilmeceyi çözemedin. Yazdım seni geçen zamanın içine. Avuçlarımı açtığımda tek durağım sendin. İnmek istemedim. Hep dua edeyim de sen dokunasın diye o yüceliğe. Döndüm dört yanıma sağım sağırdı tüm suallere. Solumdan uzandım sana. Bir dokunuş ki hiç hayale sığmayacak kadar ince ve zarif o kadarda derin bir bekleyişti sol durakta. Sol  yanıma yastan oradan duyuyorum ben hayatı oradan yaşıyorum nefesini. Olurda sağımdan gelip söylersen geç kalırım senin düşlerine yada yarım kalırım gülüşlerine.
 
Sol yanımdan yaklaş ne olur ben sol durağımda seni bekliyorum.
 
 Sen vardın hani en tenha yerlerde açmak için çırpınan hani en hızlı rüzgarda sesini duyurmaya çalışan, yağmur gibi ıslatıp toprak gibi kokan, bir gökkuşağı gibi gökyüzünde renk renk yarının aydınlık olduğunu söyleyen bir an gibi gel.
 
Gözlerime gözlerin değdi neden kalbim kırık.
 
Ne gördün ki bende ne bileyim ben sende. Hiç mi sevmedin hiç mi dokunmadın gözlerime, gülüşlerime. Bir kerecik olsun o an yeniden uyanacağım düşlerimle her an. Öyle bir düşsün ki kaybetmekten korkarken kaybettim seni. Ama bilmeni isterim ki hala gözlerimde, hala sözlerimde, hala düşlerimde, hala bakışlarımda yığın yığın oldun. Olur da gelirsen harman edeceğim seni ..
 
Bak hala sen diyor, uyanmadın mı sen diyor.
 
Ah dedim duymadın mı sen hala orda mısın ? Ah…’’
 
Toplam blog
: 360
: 1251
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir  gülümseyiştir. Hz. S..