- Kategori
- Anılar
Bir üniversite anısı

11 YIL ÖNCE.. Üniversite 3.sınıftayım. Yurtta kalıyorum. Günlerimiz güzel ve hareketli geçiyor. Yurtta en çok sevdiğim şeyler arasında yurdun balkonunda temiz hava almak, kalorifer peteğinin yanında ranzada uyumak, uzanarak ve müzik eşliğinde vizelere hazırlanmak, arkadaşlarla muhabbet etmek..
Çok değerli ve sevdiğim bir arkadaşımız vardı. Odası bir alt katta ancak genelde birlikte takılırdık. Yan odalardaki arkadaşlarımızla da aramız iyiydi. Bahsettiğim arkadaşımız, üniversitede bir kıza aşık olmuş fakat onunla bir türlü konuşma cesaretini gösteremiyordu. Bu sevginin ne kadar saf, temiz olduğunu ben de oda arkadaşlarım da çok iyi biliriz. Her akşam oturup bununla ilgili konuşurduk. Kendi çapımızda yorumlar da bulunurduk. Arkadaşımız ömründe ilk defa bir kıza duygularını ve düşüncelerini anlatacaktı. Onun için gidip konuşmak zordu ama yapması gerekiyordu. Yurtta belli bir zaman sürekli bu konu üzerinde konuştuk. En sonunda bir akşam, artık konuşmanın zamanı geldiğini ve çok fazla uzatmanın mantığı olmadığını düşündük. Kardaş dedik:
Yarın sabah kalkıyorsun, okula gittiğinde hemen git konuş.. Ne olacaksa olsun artık..
--Arkadaşımızın da kafasına yattı konuşma fikri.. Yarın sabah dananın kuyruğu kopacaktı.
Sabahleyin arkadaşımız kalktı, saçlarını jöleledi, takım elbisesini giydi, ayakkabısını boyadı. Okula gitmek üzere yola düştü.. Ben de oda arkadaşımla uzaktan takip ediyorum. Arkadaşımız fakültesine vardı, içeriye girdi. Biz de ağacın altında beklemeye başladık. Ne olup bittiğini merak ediyorduk.. Aradan beş dakika geçmeden arkadaşımız fakülteden yanımıza doğru hızlı hızlı gelmeye başladı. Heyecanlıydı.. Konuşma neden bu kadar kısa sürdü diye düşünmeye başladık. Neyse arkadaşımız yanımıza yaklaştığında hızlı adımlarla yola doğru yöneldi. Bir yandan konuşuyor diğer yandan yürümeye devam ediyor. Aramızda geçen konuşmalar:
----Kardaşlarım, hadi gidiyoruz!
**Nereye gidiyoruz, söylesene.
---Gidiyoruz hadi gelin!
**Nereye! nereye?
----Mezarlığa gidiyoruz hadi..
**Bekle bir dur, ne mezarlığı, n'oldu?
---Kızın dün gece babası ölmüş, kız okula gelmemiş bugün, hadi gidiyoruz mezarlığa..
**Biliyor musun nerde oturduklarını, hangi mezarlığa gideceğiz kardaş?
---- Buluruz kardaş, hadi gidelim..
(İşte nasıl bir sevgidir ki sevdiği kıza teklif etmeye gittiğinde kızın babasının ölüm haberini aldığında, kötü gününde sevdiğinin yanında olma isteğini bundan daha hoş gösteremezdi. Arkadaşımla o an gurur duydum.)
Yukarıda bahsettiğim saf ve temiz sevgi ne yazık ki birliktelikle sonuçlanmadı. Başka şehirlerde biri akademisyenliği diğeri siyaseti tercih etti. İleride ikisinin de Türkiye’ye önemli hizmetleri olacak. Yıllar sonra bu yazı da hatıra kalacak!