- Kategori
- Kitap
Bir Yıldız Kanatırsa Geceyi" Şiirler Kitabı üzerine bazı düşüncelerim

Kitabın adı: Bir Yıldız Kanatırsa Geceyi
Türü: Şiir, yazarı / Hasan Uğur Taşçı
Basıldığı yer: Antalya / Baygenç Ajans Yayınları:7
Basıldığı tarih: 1.Baskı Ekim 2014
Sayfa:80, Hazırlık: Abdüllah Tülel
Basım yeri: Yiğit Grafik Tasarım Yayıncılık Matbaacılık Tic. Ltd. Şti.
……………..
Bu şiir kitabının yazarıyla, geçen Nisan’da Antalya / Alanya’da yapılan Güncel Sanat Dergisinin bir şiir etkinliğinde ( 27-28- 04. 2015) ‘te yüz yüze tanıma fırsatını buldum. Etkinlik sırasında kay ve kahvelerimizi içerken etkinliye katılanlar arasında bir kültür alış verişi oldu. Bu arada kendi kitaplarımdan bir kısmını Hasan Uğur Taşçı ‘ya armağan ettim. O da çantasından çıkardığı ”Bir Yıldız Kanatırsa Geceyi “ bana “Hasan Uğur Taşçı’dan Sevgili Abdulkadir Güler ağabeyime saygı ve sevgiyle “ diyerek armağan ettiler. Hasan Uğur Beyin bana “ ağabeyim” demesine çok sevindim. Zaten üç gün beraber olduk, aynı otelde, aynı masalarda birlikte yemek yedik, aynı masalarda çaylarımızı içtik, şiirimiz, sanatımız üzerine bol bol söyleşilerde bulunduk. Cana yakın, sevecen sıcak ( şiirleri gibi ) sevimli bir insandı. Bir hayli de şakacı, o denli de efendi ve saygılı idi. Bu güzel insana imrendim doğrusu… İnsana tepeden bakmayan bir kişiliğe sahipti doğrusu…
Hasan Uğur Taşçı’nın şiirlerini daha önce Berfin Bahar, Aykırısanat, Tay, Şiir Çıkmazı, Güncel Sanat, Afrodisyas gibi dergilerde okumuştum. Az ve öz yazan bir şairimizdir. Elimizdeki kitabının ÖNSÖZ bölümünde şunları yazıyor: “ Orhan Veli’inin , Aragon’dan çevirdiği “ Elsa’nın Gözleri” şiirini aldığım Tercüme Dergisi’nde 16 Mart 1946), Aragon’un aynı adlı kitabına yazdığı önsözden alınmış bir bölümde bulunmaktaydı. Aragon’un Elsa’nın Gözleri” kitabına yazdığı önsözden ( Çeviren: Azra Erhat) “ şiir sanatı, zaafları güzelliklere çeviren bir simya ilmidir. Halk dilinde, halk türkülerinde, bilgiç şiirin veremediği bazı pırıltılar aradımsa, bu onda da istifade edebilecek şeyler bulunduğu içindi; yoksa emirle yahut kararla yeniden folklora başlamanın imkânsız bir şey olduğunu biliyorum.” ARAGON bunları söyledikten sonra sözlerine şöyle devam ediyor: İstiyorum bir gün gelsin, öyle ki, gecemize bakan insanlar, her şeye rağmen orada bir alevin ışıldadığını görsünler. Ben hangi alevi canlandırabilirim, içimdekinden başka? Aşkım, sen benim ilan edilmiş tek ailemsin, dünyayı senin gözlerinle görüyorum; şu kâinatın duyulur hale getiren, bütün insanlık hislerine mana veren sensin” diyor… İşte şair Hasan Uğur Taşçı buradan yola çıkarak şiir örgüsünü kendine özgü değişik bir ölçü içinde ve nitelikli imgelerle şiir kozasını örüyor. “Akşam Kahve Rengi Olur “ başlıklı şiirinde şunları içtenlikle duyarak yazıyor:
ekin tarlalarına erişir yüreğimiz
tenimizde rüzgârı yakalarız
bir hasadı tutuşturur göğsümüz
us’umuz durmaz biz konuşuruz
mavi bir öpüş yaşamın ortası
*
akşam kahve rengi olur
kendi yangınında coğrafya
haydi hasatlar harmana dursun
hoşluğunla esrik akşamdan kalma
sabahın alazına karışsın yüzümüz (s.9)
Ekin tarlalarına erişen yüreklerimiz, tenimizde rüzgârın serinliği, hasadı bekleyen, karşılayan yüreklerimiz ve sabahın alazına merhaba diyen aydınlık yüzlerimizin gülüşü bir başka duygudur. “Akşamın kahverengi olur” kimi zaman düşleri. Şair Hasan Uğur Taşçı şiirlerinde yeni ve anlamlı sözcükleri seçebiliyor, imgeleri yerli yerinde kullanmasını biliyor ve önemsiyor. Kitabında zevkle okuduğum şiirleri: Akşam Kahve Rengi Olur /Aslında Beni Bir Korkak Vurdu / Berfo / ( kar-beyaz) Bulutta Nal Sesleri / Gecenin Teninde / İç Tınısı / Kemer’e / İzi Senden / Kış Şafağı Kırık Cam / Sevdamıza Sızıyor Aşk / Hüzün / İmge Denklemi / Yalnızlık Soğuktur / gibi adını taşıyan şiirlerini okurken kimi sözcük ve dizelerinin altını çize çize kitabı bir karanfil tarlasına çevirdim.
Huyum kurusun bana ait bir kitabı okurken şiir olsun, öykü olsun veya roman, deneme olsun kimi zaman hoşuma giden sözcük, deyim, atasözü veya başka dizelerin altını kırmızı veya mavi kalemle çizerim, söz yerinde ise kitapla adeta güreşirim, kitap elimde el–aman eder. Tabi özenle…İkinci bir kez kitabı elime aldığımda ikinci kez baştan okumuş gibi, tüm olayları anımsıyorum. Öğrencilik yıllarımda ben bunu yapar ve daha iyi not alıyordum. Kopya çekmeye gerek yoktu. Çünkü bunları yaparken daha iyi kavrıyordum. Elimde bulunan kitapların çoğu çiçek tarlasına dönüşüyor. Şimdi “Bir Yıldız Kanatırsa Geceyi” adını andığımız şiir kitabında benimsediğim, hoşuma giden sözcük ve dizeleri sunuyorum:
“ akşam kahve rengi olur / kendi yangınında coğrafya (9),ırmağına parmaklarımı döktüm / (10),bir avuç güneş koydular içime (11),bir acıya daha sunak bir yürek / bir ömürlük misafirimdin / (13),kırk bir gün / kırk Biray / kırk bir yıl / lal diml kanar yüzünün ayazında / kim bilir Berfo’nun özlemini / Ey karanlık paslı zincirler / gecenin içinde ıslık çalman yılan / (10),ben yüreğimi incittim sevdalım / (19),bir gün aşk uyanır – deniz olur / ( 34), adları dost - usu dedikodu (35), zaman değiştirir / çiçek tutan elleri / yaşı kaç olursa olsun / Fırat Dicle Munzur / akar sabır koyuna ( 46 ),sızar satırlara gül tınısı / dikenin battığı yer ağlasam acımaz / düşlerime sarılıp yattığım / gözler uykusuz (53), saftım öpmedim inancım sendin / kendi mahşerime savruk bir gül / sen / katreyken derya oldun bende (80) derin mana ve imgelerle dolu dizeler gibi…tabi başka dizeler de vardır, tümünü alamadım yazım bir hayli uzadı…Şiirlerini sevdim doğrusu, eline,dile sağlık ve ömrüne bereket diyorum. Gerçekten “şiir yazdım, şiir evreninde ben de varım diyebiliyor. Bu benim kişisel görüş ve düşüncelerim tabi…
Şairimiz H.Uğur TAŞÇI, sevgiden, barıştan ve bir ülkede kardeşçe yaşamadan yanadır. Dicle’nin, Fırat’ın ve Munzur’un ağlamasını istemiyor, sabırla koyun koyuna aktıklarını vurguluyor dizelerinde. Bunlardan başka şiirlerinde acılarını, özlemlerini, aşklarını, sevgilerini, sosyal ve toplumsal duygularını kendine özgü bir şiir kavramı ve örgüsü içinde sergilemeye çalışıyor. Şiirlerinde yüzleri tırmalayıcı, gönül yaralayıcı kin ve nefretten uzak sözcük bulamazsınız. Kitabın arka sayfasında Güncel Sanat Dergisinin değerli yönetmeni şair, yazar Arslan Bayır şunları yazıyor:“Şiir tarihin en eksi edebiyat türlerindendir. Şiir kimine göre en kolay yazılan tür deniliyor. Gerçek hiç öyle değildir. Şiir, edebiyat türleri içinde en zor yazılandır. Çünkü az sözcükle çok şeyi anlatmak gerekir. Bu da şairin marifetidir. Bir yıldız geceyi kanatır mı? Şairine sormak gerekir. Hasan Uğur Taşçı’nın şiirlerinde bunun sırrı saklıdır. İmgeleri yerli yerinde kullanarak şiirlerine derin anlamlar kazandırıyor ” diyor. Kitabını ve şiirlerini okurken Arslan Bayır’a ben de hak verdim.
Sözü buraya kadar getirmişken biraz şair Hasan Uğur Taşçı’yı tanıyalım. İlk okulu Van’da öğretmen Okulu’nu Sakarya Arifiye Öğretmen Okulu'nda bitirmiş olmasına karşın çeşitli nedenlerden dolayı öğretmenlik yapmamıştır. Değişik işlerde çalıştıktan sonra 1979 yılında Tekel İşletmelerinde bir süre çalışmış ve 2001 yılında emekliye ayrılmıştır. Şiirleri çeşitli sanat ve kültür dergilerinde yayımlayan H.U.Taşçı’nın başka şiir kitapları vardır: Aydoruklarda Üşüyorum( 2005), Aşk Olsun Yolun (2008), Bir de Kırkı Çıkmaz Acılar / adlı yasaklanmış bir kitabı daha bunmaktadır. Şairimiz Türkiye Yazarlar Sendikası ve Barış Derneği üyesidir. Şairimiz çeşitli gazete, sanat ve kültür dergilerinde yaşamını sürdürmekte ve İstanbul’da ikamet etmektedir. Şiirlerine hayran kaldığım Sayın Hasan Uğur Taşçı’ya daha nice eserlere imza atmasını ve sağlıkla aydınlık dolu günlerde mutluluklar diliyorum.
Meraklısı için: Güncel Yayınları P.K.66- Alanya / ANTALYA