- Kategori
- Siyaset
Birand'ın yazısı şöyle..

Terörle ilgili yazı yazmamaya özen göstermeye başlamıştım fakat öyle gelişmeler yaşanıyor ki, etkilenmemeniz mümkün olamıyor. Kan aktıkça yüreğiniz acıyor, içiniz burkuluyor.
Onlar-Bizler diye hiç kimseyi ayırmak istemem, zira masum insanları, henüz kundaktaki bebekleri öldürüren ve en önemlisi yaşamış olduğu ülkesine karşı isyan etmeye çalışan, karşımda kim olursa olsun lanetlerim..
Bana sormuş olsanız, dünyadaki tüm ülkelerin sınırlarının kaldırılmasından ve tek bayrak hatta bayrağa bile gerek duyulmadan tüm dünya insanlarının kardeşçe yaşamalarından yana olurdum. Ama dünya sisteminde bir coğrafya çizilmiş ve büyük güçler tarafından yönlendirilmeye devam ediliyor..
Dünya'da gelişen olaylara kayıtsız kalmanız mümkün olamıyor.
Yaşamış olduğumuz ülkede sosyo ekonomik bir çok sorunlarımız var, ancak bu sorunların çözümünü demokrasi'de aramak gerektiğini düşünüyorum..
Bu girişi yaptıktan sonra, gelelim konumuza..
"Bizler Kürt Kökenli vatandaşlarımıza yakın tarihte çok acı çektirdik. Baş kaldırmalarından korktuk. Bir arada yaşamalarından korktuk. Sürek avı gibi hep kovaladık. 1925'lerden başlayarak 1984'lere kadarki dönemde kaçtılar, kovaladık. Mağaralara sığındılar, gazlayıp öldürdük. Özel komutanlar gönderip yok etmeye çalıştık. 1984'ten itibaren de onlar bizim canımızı acıtmaya başladılar. Hala da acıtıyorlar.."
Diyor M.Ali Birand bugünkü köşe yazısında..
Köşe yazarları bazan Başbakan'dan bile daha etkili olabiliyorlar yazdıkları yazıdan ötürü. Yazılı ve görsel basın demokrasilerde önemli bir kurumdur..
Sayın Birand terör serüvenini anlatacağına, terörün hangi dış güçler tarafından yönetildiği, kimlerin nemalandığı, terör'ün bitirilebilmesi için tek çözümün dış güçler bataklığının kurutulmasından geçtiğini yazmasını isterdim.
"Bizler" diye başladığı yazısıyla, öteleştirme ve ayırımcılığı çağrıştırdığını düşünüyorum. Oysa hepimiz bu ülke'nin birer bireyleriyiz.. Sürek avı gibi kovalananlar, dış dinamikler tarafından kandırılan bizim vatandaşlarımızdır.. Gazlanıp öldürülenler de kandırılmış ve ülkesine isyan eden terör grubu mensupları olduklarını düşünüyorum..
Bir arada yaşamalarından korkmadığımızın altını çizerek belirtmek isterim -ki ben bir Laz kökenli birey olarak gerek askerlik görevimde gerekse toplumsal yaşamımda Laz-Kürt-Çerkeş-Gürcü vb. diye ayırım yapıldığını yaşamadım, duymadım..
Bu coğrafya'da Çerkeş kökenli vatandaş ne kadar devlet'ten yararlanıyorsa Kürt kökenli, Laz kökenli vatandaşlar da aynı derecede yararlanıyorlar.
Ha, tüm Türk halkı olarak devlet'ten gelir dağılımı konusunda daha adil bir paylaşım istiyorsak, (-ki istemeliyiz) hep birlikte istemeli ve sivil toplum örgütleri ile örgütlenmeliyiz..
DİP NOT: Fazla değil, aklıbaşında beş köşe yazarı olsun bu memlekette, emin olun terör diye bişey kalmaz ülkede..