Biri Altın öteki Gümüş

Geçen hafta Türkiye bir ilke imza attı.
Londra 2012 Olimpiyat Oyunları'nda: 1500 metre yarışını Aslı Çakır Alptekin 1.inci, Gamze Bulut 2.inci Olarak bitirdi: adını olimpiyat tarihine gümüş ve altın   harflerle yazdı.
Atletlerimizin, madalya törenindeki duruşu, bayrağımızın dalgalanışı; İstiklal marşımızın okunuşu ve gözyaşı muhteşemdi.
Gözyaşı, mutluluk gözyaşı olunca; bir başka akıyor kirpiklerden.
Yüzde tarifi imkansız bir mutluluk dolaşıyor; göz yaşı akarken.
Bu haberin detayları basında yeterince yer buldu.
Onun için ben Olimpiyat Oyunları'ndan öncesine dikkat çekmek isterim.
Aslı ile Gamze’nin fidanları ne zaman dikildi?
Dikilen bu fidanlar ne zaman meyveye döndü?
Onu öne çıkartmak isterim.
“1926 yılında Türk Medeni Kanunu‘nu ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırılmasa” kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı verilmese”.
1930 yılında “Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınmasa”
1933 yılında “Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kurulmasa”.
1933: yılında “Köy Kanunu‘nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları tanınmasa”.
1934 yılında “ Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı” verilmeseydi?
Daha da önemlisi: 24 Ağustos 1925'te  “ KILIK VE KIYAFET DEVRİMİ “  yapılmasaydı;
Bu genç kızlarımız Londra 2012 Olimpiyat Oyunları'nda nasıl iştirak edecek, hangi kıyafetle yarışacaktı?
 Lütfen kendi kendinize bir sorun!
 Mustafa Kemal Atatürk “Kastamonu ve İnebolu’da söylediği nutuklarda kıyafetimizin değiştirilmesi gereğinden şöyle bahsetmiştir:
 “Biz her noktai nazardan medeni olmalıyız. Fikrimiz, zihniyetimiz, tepeden tırnağa kadar medeni olacaktır.”
“Millet açık olarak bilmelidir ki; medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki ona kayıtsız kalanları yakar, mahveder. İçinde bulunduğumuz medeni ailede layık olduğumuz mevkii bulacak ve onu muhafaza ve yükselteceğiz.. Refah, saadet ve insanlık bundadır.”  Diyor.
Ne zaman 1925’li yıllarda.
İşte bu madalyanın meşalesi o tarihte M. Kemal Atatürk tarafından  yakıldı.
Daha birkaç ay önce, Türkiye ile Suudi Arabistan spor alanında iş birliği yapmak için bir anlaşma yapmak ister.
İster ama bu anlaşmanın hiçbir maddesinde kadın sporculara yer verilmez.  (Vatan16.04,2012)
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün!
Mustafa Kemal Atatürk 1925-1934 yılları arasında Türk kadınını öne çıkartmasa, bu gün; Londra 2012 Olimpiyat Oyunları'ndaşampiyon olan Aslı ve Gamze’yi konuşabilir miydik?
Evet diyen kendini kandırır.
Hani bir Türkümüz var!
 Nakaratında "Yarim sen gideli yedi yıl oldu, Diktiğin fidanlar meyveyle doldu, Seninle gidenler sılaya döndü" diyor ya!!!

Aslı ve Gamze’nin başarı Fidanı da  Mustafa Kemal Atatürk tarafından dikilmiş ve bu fidanlar şimdi meyveye dolmuş, altın ve gümüşe dönmüştür.
 Londra 2012 Olimpiyat şampiyonları Aslı Çakır Alptekin'i Ve Gamze Bulut'u Yürekten alkışlıyorum.
Gelin!
Mustafa Kemal Atatürk’ün engin öngörüsü ve dehası önünde hep beraber bir kere daha şapka çıkartalım.