Osmanlı imparatorluğunun çöküş yıllarında
biri çıkmış ve bu çöküş içinden bir umut yaratmıştı.
Bu kişi; küçümsenen halkına değer vermiş, yenilmiş ve dağılmış denen orduyu diriltmişti. Bu Atatürk' tü.
Günümüzde de biri çıkıp;
1915 yılında yaşananları Meclisinde oylamaya kalkan A.B.D' ye, soykırım anıtı dikenlere,
Heybeliada Ruhban Okulunun kapatılmasının rövanşını inatla almaya çalışanlara,
Ülkenin bütünlüğü üzerine oynanan santranç oyununun piyonlarına,
Ekonomik bağımlılığımızı siyasi emelleri için kullanmak isteyenlere iki çift laf edebilse ne güzel olurdu.
Biri çıksa;
1915 yılındaki olayları sorgulamaya kalkan A.B.D senatosuna; tamam sorgulayalım ama o zaman çok geriye gitmeden 1992 yılında Azerbeycan' da Ermenilerin yaptığı Hocalı katliamını, Sırpların Kosova' da yaptığı katliamları da birlikte oylayalım ve tarihe olan saygımızı gösterelim dese,
Heybeliada Ruhban Okulunun açılması telkininde bulunan sayın Obamaya; manevi değerlere bu kadar saygılı iseniz neden Irak' ta askerleriniz camileri asker postalları ile çiğneyip karakol olarak kullandılar dese,
A.B.D Irak' ta oyunlar oynamaya başlamadan önce dostça yaşadığımız Kürtlere; A.B.D sizi kışkırtmadan önce aklınız neredeydi? Kimliğinizi ne zaman hatırlayacağınıza A.B.D' mi karar verecek? dese,
Emperyalist devletler yine ekonomiyi kullanıp otonomi demeye başladılar. Daha önce de böyle yapmışlardı. Biri çıkıp; boşuna hayal kurmayın paranızı boşa harcamayın. Ne ekonomi ne otomoni siz en iyisi lotonomi deneyin belki büyük ikramiye size çıkar dese galiba iyi olacak.
