Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biri hepimizi gözetliyor! Peki güvenlikte miyiz?

Biri hepimizi gözetliyor! Peki güvenlikte miyiz?
 

Önce kapkaç,sonra araba yakmalar, neler oluyor?


Gazeteler yazdı, sizlerde okumuşsunuzdur, özel güvenlik şirketlerinde istihdam edilen ÖZEL GÜVENLİKÇİ sayısı polisin sayısını geçmiş.

Sonda yapacağımız saptamayı başta yapalım: bunun anlamı şudur, Türkiye’de kapitalizm yeni bir evreye girmiştir; vahşileşmiştir ama en önemlisi korkuya kapılmıştır. Vahşileşmiştir, çünkü gelir adaletsizliği ve yoksullaşma hiçbir dönem olmadığı kadar artmıştır. Sizi istatistiklere boğmayacağım, merak eden internetten rakamlara ulaşabilir. Zengin daha zengin olmuştur, fakir ise daha fakir. İşsiz, güvencesiz, ekmek almaya parası olmayan insan sayısı inanılmaz boyutlardadır.

İşte bu nedenle sermaye sınıfı kendini güvende hissetmemektedir, rahatsızdır. Çünkü artık ülkede malı mülkü olmayan, dolayısıyla kaybedecek hiçbir şeyi olmayan “tehlikeli” insanların sayısı korkulacak boyuttadır. Bunları dizginlemek için devletin meşru aracı olan Polisin yeterli olamayacağını düşünmektedirler. Bunun içinde kendilerine ait özel Polis teşkilatı kurmak üzere harekete geçtiler. Aslında bu düşüncelerini meşru hale getirecek olan Özel Güvenlik Yasası çok önceden beri meclisteydi ama meclis bu konuda biraz ayak diriyordu.

Tam o sırada tesadüf bu ya, birden kapkaç olayları başladı. Her gün gazeteler bu haberleri birinci sayfadan geçtiler. TV’ler canlandırma sahneleriyle kapkaçın nasıl yapılacağını adeta öğrettiler. Topluma “güvenlikte değilsiniz” mesajı her Allahın günü empoze edildi. Sonunda beklenen oldu ve her şeyin ilacı olan Özel Güvenlik Yasası Meclisten geçti. Gerçekten de tesadüf bu ya olaylar TV ve gazetelerden bıçak gibi kesildi. Herhalde bu kameralar yeterli görülmedi ki bir süre önce de araba yakmalar başladı, sonunda yeni kameralar bilmediğimiz yeni sitemlerin eklenmesi kararları çıktı.

Bu olayın ikinci perdesinden emlak sektörü nasiplendi. Şehirde güvenlikte değilsiniz mesajıyla birlikte şehir dışında dört tarafı aşılmaz duvarlarla çevrili, özel güvenlikçiler tarafından korunan villa-siteler peynir ekmek gibi sattı. Merak eden bu tür emlak satan herhangi bir sitenin internet adresine girip, reklâm sloganlarındaki güvenlik vurgusunu görebilir. Bizim orta sınıftan da buna özenenler çıktı. Yaşadıkları sitelerin etrafını çevirme istekleri biraz güvenlik ihtiyacından ama daha çok da üst sınıflara özgü görünen bu olguyu kendi hayatlarına dâhil etmekle, sınıf atladıklarını hissedecek olmalarından kaynaklandı.

Bu kapkaç olaylarında üçüncü perde, şehrin her tarafına güvenlik kameraları yerleştirilmesi oldu. Gözetlenmenin kötü bir şey olmadığını zaten birçok yarışma programıyla benimsetilmiştik. Önceleri biz birilerini gözetliyorduk, şimdi ise “BİRİLERİ HEPİMİZİ GÖZETLEYECEKTİR”. Sistem kendini güvenceye almak için bütün özgürlük alanlarımıza göz dikmiştir. Sermaye tedirgindir. Kendine ortaçağın feodal devletçiklerine benzer bir şekilde şehirden uzak güvenlikli şatolar inşa etmektedir. Bu bir geriye dönüştür. Kendi Polisini ve kendi yerel devletçiklerini yaratanlar, toplumun geri kalanını gözden çıkarmışlardır. Evlerini, fabrikalarını, mallarını ve mülklerini kendi özel silahlı muhafızlarıyla koruma altına aldıktan sonra, gerisine ne olacağı umurlarında değildir.

Bütün bu gelişmelerden anlıyoruz ki sosyal devletin geri dönmesi artık mümkün değildir. Nitekim Neoliberalizmin dayattığı Sosyal Güvenlik reformu TBMM de oylanarak kabul edildi. Anlaşılmıştır, sosyal eşitsizlik giderek tırmanacaktır.

Demokratik Kitle Örgütlerinin ve Sendikaların önündeki esas mesele bu olmalıdır.

 
Toplam blog
: 34
: 4474
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Kendimi bildim bileli hiç saf su içmedim... ÇAY benim abu hayat suyum... İnce belli bardakalar çabuk..