- Kategori
- Siyaset
Biri şu Atatürk’ü durdursun artık…

Resim: mustafa yener
Yeter..!
Biri şu Atatürk’ü durdursun artık…
10 yılı aşkın bir süredir tehlikeyi görüp hiçbir tedbir almadınız. Bu ne beceriksizliktir, nasıl aymazlık..?
_______________
Yetmiyor işte…
Yandaş medya orduları oluşturmak, geri kalanını baskılarla susturmak, halktan gerçekleri saklamak yetmiyor.
Gerek içeriden karıştırıp, gerekse dışarıdan baskı kurmak suretiyle; muhalefet partilerini şaşkın, basiretsiz ve politika üretemeyecek duruma düşürmek de yetmiyor.
Sefalet batağında sıkıştırılmış bir halkın yarısının oyunu almış olmanın, başına buyruk bir şekilde her istediğini yapmaya yetmediği gibi.
Anketler yıllarca bize gösterdi ki; bu toplumun ezici bir çoğunluğu askeri her zaman rejimin en büyük sigortası olarak gördü. En çok onlara güvendi.
Yahu görmüyor musunuz; o orduyu darmadağın etmek, kendi güdümüne almak bile yetmedi.
_______________
“Diktatör” demekle, “ayyaş” demekle, O’nu halkının kalbinden silebileceğini düşünmek ne büyük bir yanılgıdır.
En etkili yandaş kalemleri kendinizi alkışlatmak için kullanırken, O’nu karalamayı sanal alemde birkaç amatöre ve onların fotokopiyi andıran alıntı yazılarına terk etmek, ne kadar yanlış bir strateji.
Atatürk’ün hemen susturmalısınız beyler. Yarın çok geç olabilir inanın bana. Duymuyor musunuz; ulusalcı sloganlar savuruyor tarihin derinliklerinden, büyük bir isyan için sürekli “Ey Türk gençiği”ni kışkırtıyor. Ya O’nu durduracaksınız, yada o gençlik tarihe gömecek sizi…
Değişmez maddeleri değiştirerek, Türkiye’nin parçalanmasının önünü açacak anayasanız tehlikede artık.
İsterseniz gidip akil insanlara danışın. Göreceksiniz ki; şu an onlar da bir akıl tutulması yaşıyorlar ve eminim boş gözlerle dinleyecekler sizi.
_______________
Gençliğin Gezi’den püskürtülerek ortalığın sakinleşmesi için uzun süre sabrettim. Nispeten de olsa ortalık sakinleşir gibi olmuşken uyarıyorum; gençliği yeniden örgütleyip, azgın bir sele dönüşmeden önce Atatürk’ü derhal durdurun…
Halkın fakru zaruret içinde harap ve bitap düştüğü, ordularının dağıtıldığı, kozmik odalarına girildiği ve neredeyse bütün umutların tükendiği tarihin şu kırılma noktasında, alayınızın yıllarca secde ettiği, hatta bizzat Mustafa Kemal’in kendisinin bile içerisinden çıktığı orduya değil de cumhuriyeti, gençlere emanet etmesi karşısında tüylerim ürperiyor.
İş olsun diye koymuş değilim yukarıdaki resmi. Atatürk’ün parmağına bakın ve siz de ürperin artık. Çünkü o parmak zulmü, o parmak sizleri gösteriyor…
_______________
Mustafa Yener