- Kategori
- Deneme
Birkaç küçük deneme
Maşa
Tutucu bir alet.
Bir insan bir insanın maşası olursa, bak o hoş değil işte!
Maşa da maşaymış ha, diyelim, Edip Cansever’in izniyle!
Masada maşa söylemi de hoş geldi.
Maşa sözcüğünden üreteceğimiz bir sözcük de önemli: Maaş.
Bir ülke bir ülkenin maşası olursa!
Rezil bir durum, utanılası, ayıpların en büyüğü.
İster tornavida olun ister kerpeten, ister pense olun ister buji, yeter ki maşa olmayın.
Nerdek
Üzüm, nar, erik, kızılcıktan yapılan ekşimsi pekmez. Bak şimdi, durup dururken pekmeze geliverdik! Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi. Her ikisinde de ortak üzümü yakaladığımıza göre, şarap ve sirkeden de söz edilmez mi artık? Ey üzüm, sen nelere kadirsin!
Zeytin de yabana atılmaz bir Akdeniz ağacı, kutsal yiyeceğin deposu.
Nerdek dedik, nereden nereye geldik.
İnsan aklının denemesel ürünleri somutlaşmış yaşadığımız binyılda.
Bunun adı bilim!
Sen ben dışlasak insanlık dışlayamaz.
Dışkı başka bir şey!
Olta
Orhan Veli bir şiirinde, oltayı attım denize, diyor. Atalarımız da yapmış oltayı, çağımızda geliştirilmiş! Eline kaçırsan, çıkarması bile zor! Balık onca çırpınmasına karşın kaçamıyor şimdiki oltalardan! Aslında, toplumsal anlamda da var oltayı birilerine yutturmak!
Zokayı yutturmanın değişekcesi!
Bir köpek balığı oltasıyla, bir küpez oltası bir olur mu?
Oltan yanlışsa çok balık kaçırırsın!
Kaçan balık büyük de olur küçük de!
Misina da öyle!
Kefali bile kandıramazsın kalın misinayla. Olsa olsa kendini kandırırsın!
Yutma oltayı!