Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bitmeyen Çekişme : Ben daha kadınım, ben daha erkeğim

Bitmeyen Çekişme : Ben daha kadınım, ben daha erkeğim
 

Hangimiz daha cins


Aslında bu cümleden sonra “Hangimiz daha cins?” başlığını atmalıydım dedim. Çünkü bu cümlenin sonu buna varıyor. Anlamsız, çözümlenemeyen ispat yarışı. Bunca zamandır gerek kendi yaşamımda gerekse çevremde gözlemlediğim ve insanların karşı cinsleri hakkında “bunlar hep mi böyle” yorumlarını yaptığı ilginç bir durum. Her iki tarafta birbirinden memnun değil ve her iki tarafta birbirleri olmadan yapamıyor. Bir ilişki bitiyor, sonra yenisi başlıyor. Kaçınılmaz bir hayat döngüsü. Birinde bulamadığını, öbüründe arıyorsun, öbüründe bulduğunu da bu kez beğenmiyorsun. Gerçekten hepimizin derdi aslında nedir anlamış değilim. 

Kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkiler konusunda gözlem yapma, hatta bir kitap yazma fikrim üniversite yıllarımın ilk senelerine rastlar. Daha o zamanlardan ilginç, ilginç kitaplar okur sonra da arkadaşlarıma “Bakın kızlar, bunu mutlaka şöyle yapmalısınız” ya da “Kızım sen delirdin mi bu adamın bu kadar üzerine düşülür mü, yazık, yazık kendine saygı duy biraz” diye öğütler vermişimdir. O sıralarda benim söylediklerime yeterince kulak vermeyen hemcinslerim sonraları “ya sen ne akıllı kızsın biz beceremiyoruz şunu, çok mu duygusal davranıyoruz” demişlerdir. Şimdi burada bana ister kızın, ister bravo deyin ama Aşk mı Mantık mı derseniz benim cevabım yine her zaman dengeden yana olduğundan her ikisi de diyorum. Eminim çoğunuz “hadi canım, aşkta mantık olmaz” diyeceksiniz. Evet çok doğru, zaten o yüzden her iki cinste aşık olunca sürünüyor ya. O yüzden şuurunu kaybedip, asla yapmayacağı davranışları yapıyor sonra da bu davranışları yüzünden yeri geldiğinde aşırı üste düşme gibi suçlamalar işitmiyor mu? Örneğin kızımız pek makbul olmayan cinsten hemen pek hevesli gibi görünürse zaten baştan kaybetmiştir. Sonra bekle ki erkek arasın. Oğlumuz da daha ilk başta yelkenleri suya indirdiyse o da kaybetti. İkisi de hemen kolay kız, kolay erkek ya da diğer bir deyişle kolay av olup çıktılar. Halbuki atalarımız ne demiş “Kaçan balık kovalanır”. İnanın ben bütün bu kalıplardan nefret ediyorum. Bir kere kalıplarla düşünmeyi sevmiyorum . Çünkü daha en başta samimiyetin olmadığı, sahte maskelerin takıldığı şişirme ilişkilerden de hayır gelmiyor, gelmez de zaten. Adı üstünde herkes birbirine güzel, hoş görünmek için binbir türlü maske takıp gelmiş. Aman bu kız beni beğensin, aman ben bu oğlanı kaçırmayayım telaşı sarmış herkesi. Eğer ben bu yanımı lap diye ortaya koyarsam, kaçar gider endişesi. Gitsin arkadaşım, gidecekse zaten güle güle. Zaten inan öylesinden sana hayır gelmeyecektir. Önemli olan kişilerin birbirini her haliyle olduğu gibi kabul etmesidir. O kişi senin ilk anda gösterdiğin yanına aşık olmuştur. Kendini öyle göstermeseydin sen de. Sonra gidince arkasından dövünmenin, ah çekmenin alemi ne. Hadi bunu geçtik diyelim. 

Herkes görünüşte bulmuş eşini ya da ruh eşleniğini, durum gösteriyor ki bulmak da yetmiyor. Çünkü bu kez de sen, ben davaları başlıyor.” Hah ha gördün mü ben daha kadınım” ya da” Hah işte erkek dediğin benim gibi olur” çekişmesi başlıyor. Nedir alınıp verilemeyen bunu da anlamış değilim. Sabırla gözlemlemelerime devam ediyorum. Bir kere önce şunu sorarım size: “İlişki de önemli olan paylaşım, hoşgörü , şefkat, güven, sevgi” değil midir? Eğer yukarıda yazdığım çekişme başlamışsa o ilişkideki sevgiden de şüphe ederim ben. İlişki ancak uzun yıllar gerçekten bir hayat paylaşılabilecekse bir anlam ifade eder. Dikkât edin, paylaşmaktan bahsediyorum. Her anı dolu dolu paylaşmak. Yeri geldiğinde sabaha kadar konuşup sorunlara çözüm üretmek, yeri geldiğinde birlikte sorumluluk almak. Tüm bunlar da ancak ve ancak doğru iletişimle olur, hem de en başta kartların açık oynandığı doğru iletişimle. Diyeceksiniz ki “Biz çok saflık ettik öyle baştan her şeyi altın tabakta sunduk”. Tabii ki bu da doğru değil, çünkü kadın ve erkek yapısı gereği keşfetmek ister, kafasındaki sorulara cevap bulmak ister. Bu yüzden de hep yeni bir okyanusa açılmak ister. Ancak temel değerler, temel karakterler baştan ortaya konulmalıdır ki niyetler ortaya dökülsün. Siz böyle yaptığınız halde sizden şüphe eden, hala hakkınızda binbir türlü art niyet düşünen güvensiz kişiler emin olun önce kendilerine güvenmiyorlardır. Kendilerine güvenmedikleri için sizi de güvensiz hissettirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Kesinlikle uzak durulması gereken kişiliklerdir. Herkese şeffaf, iletişimi bol harika ilişkiler dilerim. Sound of Serra 

 
Toplam blog
: 25
: 903
Kayıt tarihi
: 05.04.11
 
 

Uluslararası iş geliştirme uzmanı, doğa, deniz tutkunu, hayvansever, wellness meraklısı, hayat bo..