Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '07

 
Kategori
Kimya
 

Biz bilmeyiz büyüklerimiz bilir

İletken tel üzerinde yürüyen, daha doğrusu akıp giden elektronlara sordum; nerden gelip nereye gidiyorsunuz? Kimlerdensiniz ? diye. Onlarda çinkonun elektronları olduklarını bakıra gittiklerini söylediler. Ne yani bakır sizi mi istedi deyince, biz bilmeyiz büyüklerimiz bilir dediler, çıktılar işin içinden. Zaten hep öyle değilmidir, biraz sıkışınca, düşünmekten korkunca, korkutulunca büyüklerimiz bilir der geçeriz. Halbuki onlar neyi bildiler bunca zaman. Savaşmayı, çevreyi kirletmeyi, bankaları boşaltmayı, çalışmadan kimden ne götürürüm hesaplarını. Koltuklarına yapişmayı becerebildiler. Daha ne olsun. Diğerleri ise hep alınıp satıldılar. Kendilerini kahraman sanıp öldüler, öldürdüler. Kimin için? Silah tüccarları daha çok kazansın diye. İnsanlık yararına bir düşünce, bir eylem üretemeden.

Merak edip takip ettim elektronları, gerçekten bakır çubuğun üzerine gittiler. İçimden en azından doğru biliyorlarmış gidecekleri yeri diye geçirdim, binlerce nereye gittiğini bilmeden gidenlerin yanında. Sıvı içerisinde yüzen bakır iyonları hemen koşup geldi o elektonları aldı. Binlerce kez tekrarlandı bu işlem derken bakır çubuk şimanlamaya başladı. Diğer tarafa bakınca çinko çubuğun eriyip gittiğini gördüm, şaşırdım nedense. Ne vardı şaşıracak hayatta böyle değil mi ? Birileri eriyip giderken diğerleri büyüdükçe büyüyor. Birde birinci kapta çinko iyonların sayısının arttığını gördüm. Metal çubuğun erimesi sonucu olduğunu söylediler. Artan çinko iyonlarına tuz köprüsünden destek geldiğini, benzer desteğin bakır iyonları bulunan kaba da gittiğini söylediler. Yoksa ne çinko zayıflar ne de bakır şişmanlar dediler. O elektronların akışıda buna bağlı deyince, iyi de bütün bunlar niye diye sordum. Elektrik üretmek cevabını alınca koro halinde, utandım. Ne kadar cahil kalmışım diye kızdım kendi kendime.

Sonra gidip araştırdım. Bu düzenek kurulunca elektron verme isteği fazla olan kendiliğinden elektron verir orada yükseltgenme olur, buraya anot denirmiş. Elekton alan, indirgenir, orayada katot denirmiş. Araya koydukları tuz çözeltisi içeren köprüden ise anyonlar anota, katyonlar katoda, kısaca herkes evine gidermiş. Buna elektokimyasal pil denirmiş. İşte pilin öyküsü bu. Öğrenmenin yaşı yok. Beyin öğrenmeyle yorulmaz. Daha aktif olur, genç kalır. Bunu öğrendim. Bugün dünden daha mutluyum.

 
Toplam blog
: 34
: 1035
Kayıt tarihi
: 03.11.06
 
 

Uzun yıllardan beri Kocaeli'nde dershanede öğretmenlik yapmaktayım. Marmara Üniversitesi Kimya Öğrtm..