- Kategori
- Psikoloji
Zeytin ağacı büyüyecek
Neden olduğunu bilmediğim, nereye gideceğini de bilmediğim bir duygu bu. Bazen çoğalıp coşacak kadar büyüyen, sonra dizginlenip oracıkta kalan. Sırasını bekleyen. Çoğalan. İçten içe büyüyen. Bir türlü atamadığım. Tam karar verirken , durup düşünen ve uzaklara dalan ben. Hayaller kuran, hayallerinin içerisinde farklı dünyalar yaratan ve ondan ona geçen. Buna o an karar veren ben. İşte özgürüm, sevmediğim şarkı çıktığında radyonun düğmesini oynattığım gibi. Düşünebiliyor musunuz? Hiç böyle bir dünyanız oldu mu sizin? Hiç böyle yaşayabildiniz mi?
Tam o sırada büyük bir sesle kapının açıldığını gördüm. O kadar kolay değil edasıyla ve kendine güvenen tavrıyla girdi içeriye. Senin dünyalarını yıkarım, hayallerini alırım elinden. Saatlerce oyuncağı alındı diye ağlayan bir çocuk gibi kalırsın buracıkta derken sesi titriyordu. Ama belli ki çok kızgın, bir o kadar da nefret doluydu. Bana mı, geçmişine mi yoksa bilmediği geleceğe mi? Bunu öğrenmek mümkün değil. Bir barut fıçısı ya da serseri bir mayın gibi dolaşırken ortalıkta, buralardan uzaklaşmak gerekli. Yine kendi dünyalarıma akıp gitmeliyim sessizce. İstediğim gibi, hatta o gün aklıma estiği gibi yaşamak için.
İşte şimdi uzaklardayım. Bir kaç zeytin ağacı ile bir kaç ceviz ağacı diktim. Uzaklardaki bahçeme. Zeytin ağacı büyüyecek, sevgi ve barış için. Ceviz ağacının büyümesini ise biraz bekleyeceğim, daha çok yapacağım işler var diye. Sonra gölgesinde oturup heybetiyle övüneceğim. Temiz havayı çekerek içime. Ey gidi günler ey! diyeceğim. Bu ses çok uzaklarda yankılanacak başka seslere değmeden. Onlarla çarpışmadan. Düşünebiliyor musuz sadece benim sesim tekrar dolaşıp bana gelecek. Ne kadar anlamlı kim bilir bu kirliliğin içerisinde. Bu güvensizliğin ve mutsuzluğun içerisinde .
Neden olduğunu bilmediğim, doğrudan çok yanlışın olduğu dünyada yaşamak kolay mı sanıyorsunuz? Ya da siz bir kolayını buldunuzda kendiniz mi yaşıyorsunuz?