Biz ev sahibi severiz..

A Milli Takım Euro 2008 ikinci maçında akşam ev sahibi İsviçre’yi 2-1 yenerek geçmişte, Belçika, Japonya, Güney Kore’ye uyguladığı tarifeyi uyguladı. Ayaklarına sağlık, tüm futbolcuları, Fatih Terim ve ekibini kutlamak gerek. Ama maç çok zor geçti, ve ilk yarı Tümer, Gökdeniz ile başlaması, yağan sağnak yağış ile birlikte büyük bir dezavantaj oldu. Top kontrolü zorlaştı, defansta İsviçre’nin Türk forveti ile karşı karşıya kaldığımızda zorlandık.

İlk golde İsviçre milli takımında oynayan yüzde yüz Türk futbolcularının hazırlayıp attığı golle galip duruma geçtiğinde bile ne pası veren Eren, ne de golü atan Hakan Yakın öyle sevinç nidaları atmaması, hatta sevinmemesi dikkat çekiciydi. Ne kadar İsviçre Milli Takımında oynasalar dahi damarlarındaki Türk kanı onların, vatanlarının milli takımına karşı oynarken ve attığı golde sevinmemelerine, mutlu olmamalarına sebep oldu.

İkinci yarı Mehmet Topal, Semih girince işler değişti, değişmeyen dün akşam tek şey tüm milli futbolcuların mücadele gücü ve kazanma hırslarının bitiş düdüğüne kadar kaybetmemeleri, tabi bu da sahaya olumlu etki yaparak, tüm sakatlanmaları ve diğer seyirci dezavantajını yok etti. Ben şunu söylemek isterim, eğer futbol oyununda kazanmak istersen, bunu sahaya olumlu olarak yansıttığında muhakkak kazanırsın, işte Türk Milli Takımıda bunu yaptı, kazanmak istediler ve başardılar.

Futbol da yumşak karnımız bizim, ne defans, ne de yan ortalar, yada uzun santrafor eksikliği, esas olan Türk futbolunun kendi alt yapısından en üstte kadar bir futbol sistemi, olmayışıdır. Avrupa da zorlandığımız tek konu bu bence, aksini idda etmek abesle iştigal etmekten başka birşey değil, biz günümüzde, futbolcularımızı en ön plana çıkarıp onların allah vergisi yeteneklerinden kişisel başarılar beklemekteyiz. Halbuki ülke futbol takımlarının bizim insanımıza uyan, özellikle bizim futbolcularımıza uyacak bir sistemin en alttaki amatör takımlardan en üsteki takımlara kadar yerleşecek bir sistem. Bu olursa ozaman sisteme futbolcu bakacağız, futbolcuya sistem değil..

Bu söylediğim bence çok önemli ve bunun için yapılması gerekenler Futbol Federasyonu tarafından kurulacak bir birim ile önce planlar, daha sonra tüm ülkeye en ucra köşelerine kadar yayılacak ve orda Türk gençliğine futbolu, yeni futbol sistemini öğretecek deneyimli hocalarla uygulamaya geçilmelidir. Bu hocaların başında da futbol da sistemi en iyi uygalayan Teknik Direktörlerden Adnan Dinçer’den yararlanabilirler. Halen BJK tv de yorum yapan, daha önce birçok takım çalıştıran, Genç Milli Takımı hiç mağlup olmadan Balkan ikincisi yapan, BJK alt yapısında sayın Hamdi Serpil Tüzün ile çok iyi işler yapan, bir çok başarılara imza atan, şöyle bir çırpıda düşündüğümüzde Tanju’dan, Rüştü’ye, Feyyaz’dan Rıza’ya bir çok milli futbolcuda emeği olan, dürüst futbol adamından bal gibi yararlanılabilir. Bu örnekleri çoğaltılabiliriz Ama olmaz, her köşe başını tutan menfaat ilişkisi içinde olan, yalakalar varken, kimseye eyvallah etmeyen, çalışkan ve dürüst teknik adamlar adamlar prim yapmamaktadır.

Avrupa Şampiyonasına döndüğümüzde ise pazar günü Çek Cumhuriyeti’ile yapılacak guruptan çıkma maçına iyi bir şekilde hazırlanmak gerek, yine hırsımızı, kazanma arzumuzu sahaya olumlu yansıtırsak bu maçı da kazanacağımıza inanıyorum.Ama Çek’ler İşviçre’den daha iyi bir takım ve bize ters gelen oyun sistemleri var. En büyük handikapımız ise, onların duran toplardaki başarızı bizim başarısızlığımız, işte kırılma noktası bu olacak, onların yanlardan gelecek hava topları ve ataklarını, duran toplarla birlikte durdurursak başarılı oluruz. En azından maçı berabere bitirip, penaltılara kadar götürürüz. Ama penaltı şans işi, en sağlamı maçı penaltılara götürmeden kazanmak, yaparmıyız, yaparı, yaparız..

Yeterki isteyelim...

Haydi çocuklar sevindirin bizleri...

Not; A milli Takım ile 14 Mayıs günü Antalya’da yediğimiz yemekte Mercedes Benz Türk A.Ş çalışanları ile birlikte orda olmamız, ve bu vesile ile A Milli Takıma uğur getireceğine inanıyorum. Türk Milli Takımı guruptan çıkarak Türkiye’yi ve tüm Türk’leri sevince boğacak, bizler bu mutluluğu yaşatması dileğiyle...