Bize Neler Oluyor ?

Gün geçmiyor ki toplum olarak yeni bir vahşet, kavga, akla hayele gelmeyecek olaylar, cinsel istismar haberleri duymadan bitsin.

Ama yok; hemen hemen her saat yeni bir acı haberler ve dramlar duyuyoruz. Tv açıp haber dinlemeye, gazete alıp okumaya yada internette gezinmeye başlar başlamaz yüreğimiz acıyor, kimi zaman isyan ediyoruz kimi zaman isyan bile edemeyecek kadar daha kötü hallere giriyoruz. 

Sokakta insanlarımızın bir birine saygısı hiç kalmadı, saygı bir yana tahammülsüz bir hayat geçiriyoruz. En ufak bir şey yüzünden satırlar, silahlar konuşuyor, insanlar bir birini kesiyor öldürüyor. Kırmızı ışıkta 10 saniye fazla bekledin diye. Bir birini tanımayanları geçmek istemesem de geçtik diyelim, aynı evin içinde yaşayan baba-oğul-ana bile bir birine karşı küçücük sabır ve tahammülde bulunmadığı için bir çoğu aile vahşedi ile bitmiş sonuçlara uyanıyoruz. Kadınlarımızın çoğu sebep ne olursa olsun işkence görüyor, bakın darp demiyorum oda yanlış ama işkence nedir ya ? Bu nasıl bir ruh hali? eşinin vucudunu plastik eriterek yakıyorsun ve buna engel olmak isteyen 6 yaşındaki evladınada aynı şekilde , bu nedir nasıl bir şeydir. Daha acısı mahkeme bu durumu canice bulamıyor, ve adam serbest kalıyor,  son zamanlarda çok duyduğumuz siyanürlü aile facialarınada yürek dayanmıyor yetişkin ya da çocuk farketmez. 

Cinsel istismar özellikle çocuklara karşı yapılan ve canice sonuçlanan durumlar, nasıl bir vicdana sahip olunabilir, aldığın bir hayat ve çok kalleşce şeytanca bir şekilde, ve bu yaptığını keşif esnasında anlatırken hayasızca utanmadan anlatabilmek kabul edilecek gibi değil. Madde kullanımı o kadar yaygınlaştı ve nerdeyse kabul gördü toplumda, kimse eskisi gibi umursamıyor, çevresinde varsa benden uzak kalsın diyor ama o uzaklık her geçen gün bir tehlike olarak yaklaşıyor bize, geçlerimizin yok olmasının yanında toplumada zarar veren bu duruma dur diyebilecek sistem henüz kurulamadı. Bir kapıdan gir diğerinden çık.

Tv programlarıda özellikle dizi' ler insanlarımızı ve aile kavramını etkiliyor, insanlarımız normalde kabul edilmeyecek çok şeyi izleye izleye kanıksıyor ve doğalmış gibi görüyor. Bunlara mutlaka bir önlem alınmalı.

Adli konulardada maalesef yargı eksik işleniyor, kimse adaletten yana memnun değil, mahkemler çok uzun sürüyor ve bir çoğunda doğru kararlar alınmıyor. 

Peki ama benim merak ettiğim biz nasıl bu hale dönüştük, ekonomik nedenler mi sadece? İnsanlarımızı bu derece duygusuz ve cani yapar mı ekonomi? Bence yapmaz yapmamalı, ekonomik sebepler belki insanı kişisel sonuçlara itebilir ama olaylar çok farklı işleniyor.

Belki ne alaka diyebilirsiniz ancak benim düşünceme göre ithal edilen tohumlar, gübreler, ilaçlar, gıda ürünleri ile bir nevi mamalanıp Türk ırkına karşı bir silah olarak bedenimize aşılanıyor, sizce de olabilir mi? Mutlaka zaten sağlıksız doğal olmayan şekilde besleniyoruz diyeceksinizdir, ben de çok dedim ama biz bunu üretimsizlik ile yoruyor ve tüketici millet olduğumuz kanısında algılıyoruz. Aslı ise yok edilmemize, kültürümüze, aile duygularımıza, sebep olan bizi delirten ve şeytana çeviren hallerimizin sebebi aldığımız yabancı gıda, ilaç ve tohumlar olabilir. Bunun üzerinde duruluyor iyi bir inceleme yapılıyor mu? Bilmiyorum, ama yapılması gerekli. Çok değiştik biz millet olarak çok...