Eski ve Yeni Türkiyemiz

Eski nesiller tabiki çok iyi anımsayacağı benimde jenerasyon olarak sonlarına denk geldiğim benim değil ama toplum olarak algımıza yerleştirilen eski-yeni Türkiye' miz sözünden alıntı ile böyle bir başlık attım.

Nasıldı eski Türkiyemiz?

Komşuluklar o kadar sade, masum, samimi ve içtendi, bırakın yan kapı komuşusunu bulunduğu ilçedeki insanları bile tanırlardı. Bir komşusunun derdi var ise bir araya gelinir dert birlikte paylaşılırdı, cenaze evlerine yemekler yapılır ailenin acısına sadece taziye ile değil her bakımdan ev sahipliği üstlenilir evlerde saygıdan televizyonlar en az 3 gün açılmazdı. Spor tabiki futbol maçları aynı tribün de izlenir maç sonunda el ele kol kola çıkılırdı, galip taraf mağlubu saygılı bir şekilde kızdırırdı ama gönül koyulmazdı, hangi siyasi düşüncede olunursa olsun mahalli toplumda karşılıklı ifadelere rağmen kimse bir birine küsmez ayrımcılık etmezdi, mahhele bakkalından birlikte ekmek alıp koltuk altlarına evlerine gider hatta yemek sonrası kapıda oturup çay içerlerdi. Sokaklarımız toz toprak içindeydi belki çöpler geç toplanıyordu ama mutluyduk.

Ya çocuklar , bir kaç semt ileriye gidip rahatça gezerlerdi, en kötü alışkanlık sigara onu bile içmeye yakalancaz diye korkar utanırlardı, sokaklarda saklambaç, kör ebe, çelik çomak gibi oyunlar oynar birlik içinde her şeyden önemlisi güven içinde büyürdü.

Üst gelir ve Alt gelir arasında bir de ortadirek kesim vardı. Gelir dağılımları arasında uçurumlar yoktu,bir evde tek başına çalışan evin babası 4-5 çocuk okutur, giydirir ve ev geçindirirdi. Olan olmayana maddi ve manevi destek olur bunu gizli yapardı, alacağını isteyemez borçlu olan ise bir an önce vermek için borcunu çaba verirdi. Emekli olan toplu parası ile ev alabilir yada büyük kısmını verdikten sonra biraz borç ile alır yada yapardı. Gençler sevdikleri için mektup yazar, sevdiğinin sokağında edebi ile gezer gördüğünde yüzü kızarırdı. Bu örnekleri hepimiz çoğaltabiliriz.

Siyaset adamları bir programa hep birlikte çıkardı, program yöneticisi hepsini karşısına alır ve sorular sorar siyasetçilerde gayet mütevazi şekilde cevaplar verir topluma mesajlarını demokrasi dediğimiz şekilde iletirdi. Bu zamanlara hasret olduğumuz için değil mi bir tv kanalında seksenler isimli diziyi denk geldiğimizde izliyoruz.

Bir de yeni Türkiyemiz var. Dedim ya bana göre değil bazı kesimlere göre Eski-Yeni...

Ben bu yeniden hiç bahsetmek istemiyorum ama eskiye yazdıklarımın çoğunun cevabını zaten yaşayarak ne kadar zıt olduğunu görüyoruz. İnsanlar bırakın birlikte paylaşımlar yapmayı bir birlerine destek olmayı en yakın aile dostuna kardeşine bile selam verirken kırk kez düşünüyor. Aynı evde iki, üç kişi çalışıyor ama ay sonunu getiremiyor. Emekli ev almak bir yana karnını doyuracak ekmek parasına muhtaç, gelir dağılımı alt ve üst sınıf olarak ayrıştı ve üst kesim devamlı yükselirken alt kesim iyice dip yaptı, herkes borç içinde, işsizlik hat safhada, çocuklarımızı kapı önünde bile güvenle koruyamıyoruz. Sokak oyunları yerini küçük kutulardaki savaş ve şiddet oyunları ile değiştirdi.  Siyasi düşünce ve fikirlerde karşıt görüş saygı yerine salya köpük kavgaya dönüştü. Apart hayata geçtik karşı dairedeki cenaze veya düğünden habersiz yaşıyoruz. Bir parti başkanı tek başına programa giriyor karşısında 4-5 yayın yetkilisi ile, yolumuz var teknolojimiz var, sevdalar artık sanal bu nedenle bir sokak aşğıdaki yada yan sınıftakine değil hiç tanımadığı uzak şehirdeki insanlara aşık olunuyor sahte sözlere hissiyat olmayan içermeyen obje ve resimlere, çok evlilik bu yüzden yıkılıp boşanmalar ekonomik nedenler dışında dağılıyor, aile kültürümüz yok oluyor.

Ve 4 kardeş elektrik borcunu ödemedikleri için enerjileri kesildi diye yokluk ve yoksulluk utancı ile intihar ediyor bunun gibi çok örneklerde her gün yaşanmakta.

Peki bu utanç kimin onların mı? Yeni Türkiyemizin mi?

Eski ve Yeni diye bir ülkemiz yok , Eski - Yeni yönetme, yönetilme ve yönlendirilme şeklimiz var.

Ben ille bir algıda kalacaksam eskiden yanayım.