- Kategori
- Sosyoloji
Bizi AB ve ABD'liler yönetse mi?!

Her memleketin hak ettiği bir hükümet vardır/J.de Maistre
Biz ki, ekonomik plan, karar ve uygulamalarımızı ABD’ye AB’ye yaptırıyoruz.
Biz ki, eğitim, bilim, kültür, dil politikalarımızı Avrupalı, Amerikalı uzmanlara yaptırıyoruz.
Biz ki; kamu yönetimini Avrupa’nın, Amerika’nın istem ve tasarılarına göre düzenliyoruz.
Biz ki; uluslar arası ilişkiler ile ilgili savaş/barış, alış/veriş kararlarımızı Avrupa, Amerika’ya göre alıyoruz
Biz ki; iş yaşamını, fabrikalarımızı satmayı, Amerika ve Avrupa kararlarına göre yapıyoruz.
Biz ki; kendi ulusal çıkarlarımızı nasıl koruyacağımıza, nasıl korumayacağımıza, karar veremiyoruz
Biz ki; askeri plan, karar ve uygulamaları Amerika ve Avrupa’ya göre gerçekleştiriyoruz
Biz ki; para hareketlerini, bütçemizi, ödemelerimizi TL olarak değil, dolar olarak adlandırıyoruz.
Biz ki; günlük yaşamda bile, alış verişlerde, borçlarda, euro kullanıyoruz.
Biz ki; sürekli gidip gelen, bizi kontrol eden, kızan, öfkelenen, uyaran İMF, Dünya Bankası vb. Amerikan ve Avrupa örgütlerinin ağzının içine bakıyoruz. Bunları yediriyoruz, içiriyoruz.
Üniversiteleimiz, AB fonlarından, onaylanan ve çoğu çıkarlarımızla bilimsel olarak çelişen ya da doğrudan bize yaramayan projeler için para bekliyor, istiyoruz.
Bütün bunları kendimiz yapmıyor,onlara yaptırıyoruz.
Peki biz, bu kadar sayıda milletvekiline bu kadar maaş, ödenek, yolluk, uçak paraları, yurt dışı gezileri, otel masrafları, eş ve çocuklarının giderlerini neden ödüyoruz?
Bütün bu işleri bunlar yapsın diye değil mi?
Onlara ödediğimiz paraları sokakta yaşayan çocuklara, evsiz insanlara verelim, onlara ev, yaşam, elbise, et, süt alalım.
Ülkemizi, yönetmek ve yönlendirmek için 12 AB ülkesinden 10’ar kişi, ABD’den 50 kişi, gelse ve bizi yönetse daha akılcı, daha az masraflı, daha çabuk olmaz mı?
Ama, özellikle, Karen Fogg bunlar arasında mutlaka bulunmalı.
Yardımcı olarak da: bu Avrupalıların yandaşları var içimizde.
Gönüllü, basın görevlileri, sivil toplum kuruluşları, politik, ekonomik önderler.
Gönüllü profesörler, doçentler var.
Gönüllü, işveren örgütleri, sendikalar var.
Nasıl olsa artık bağımsızlık yok, karşılıklı bağımlılık var.
Nasıl olsa, ulus devlet dönemi bitti.
Nasıl olsa, AB’ye gireceğiz ve onlar bizi yönetecekler.
Hem zaten,
Sanki, ABD’yi Amerikalılar mı yönetiyor?
Sanki, İngiltere’yi İngilizler mi yönetiyor?
Sanki, Fransa’yı Fransızlar mı yönetiyor?
Sanki, Almanya’yı Almanlar mı yönetiyor?
Ki
Bizi biz yönetelim.
Biz bizi yönetmekten vazgeçelim
Avrupalı, Amerikalılar gelsin ve bizi yönetsinler.
Diyeceksiniz ki, onlar Hıristiyan
Diyeceksiniz ki, Osmanlı İmparatorluğunu onlar parçaladılar, bölüştüler, saldırdılar.
Diyeceksiniz ki, Cumhuriyeti, yurdun dört bir yanında biz onlara karşı savaşarak kurduk.
Diyeceksiniz ki, Sevr’i bize dayatan onlardı.
Diyeceksiniz ki, onlardan kimseye dost olmaz
Bugüne değin hangi dostluklarını gördük
Evet belki haklısınız ama,
Olsun.
Bizi onlar yönetsin.
Görünen neyse, gerçekte o olsun.
Daha iyi olur.
Gidip gelip yorulacaklarına, talimat vereceklerine.
Gelsinler, kısa sürede istedikleri düzenlemeleri yapsınlar.
Biz de kurtulalım, onlarda.
Biz ne mi yapalım, bu arada?
Keyfimize bakalım…
Onurumuza, geleceğimize, ülkemize ne mi olacak?
Bütün bunlardan bize ne?
Bunları da onlar düşünsün.
“suya düştüğümüz için değil, sudan çıkamadığımız için boğuluruz”