Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Bizim Ece dergisi 19 yaşında

Sanat ve kültür dünyamızda dergilerin önemi büyüktür. Dergiler sanat ve kültür adamları arasında bir köprü gibidir. Haberleşmeyi, diyalogu sağlar. Kendimi bildim bileli bu sanat ve kültür dergileriyle dost ve arkadaş oldum. Bunların bir kısmı kapanınca da çok üzüldüm. Evimde daha önce hazırladığım ciltleriyle kendimi avutuyorum. Okumaya devam ettiğim dergilerin sayısı otuzun üzerindedir. Hepsinin görüşleri biraz olsun farklı da olsa yine de onları bir kenara atmıyorum. Sanat ve kültür alanında yalnız kaldığım günlerde, onlar benim yardımıma koşuyorlar. Hepsi birer kültür hazinesidir. Bir kısmı kapandı, bir kısmı ise hâlâ yayımına devam ediyorlar. Örnek olarak Varlık, Türk Edebiyatı, Türk Dili ve Çağrı dergisi gibi. Varlık 76 yaşındadır, sanıyorum, Çağrı dergisi ise şu anda 53 yaşındadır, büyük bir kültür kalesidir. Şair Feyzi Halıcının maddi ve manevi imkânlarıyla yayımına devam ediyor. Büyük bir kültür hazinesidir. Çağırı’nın isim babası da rahmetli Fazıl Hüsnü Dağlarca’dır. Dağlarca’yı kaybettik.( 1914- 15 Ocak 2008) Saygı ve rahmetle anıyorum. Türkçe benim ses bayrağımdır” diyordu.

Bizim ECE dergisi Salihli’de çıkıyor. 1991 yılında ilk çıktığı zaman yanılmıyorsam 12 sayfalık bir Fotokopi halinde çıkıyordu. Bunu elimde görenler alaylı bir şekilde: “Yahu fotokopi halinde dergi olur mu?” diyenler vardı. Şimdi bu dergi 18 yaşında. 144. sayıya ulaştı. Hem de dolu dolu bir dergi oldu. 18 yıldır Salihli’nin, Manisa’nın adını Anadolu’ya taşıyor. Türk Şiirinin başkenti olan Elazığ’da Hazar Şiir Akşamlarında en az yedi, sekiz kez boy gösterdi. Türkiye’de ve yurt dışında yayınlanan dergiler arasında tertemiz bir baskı ile ortaya çıktı. Bu derginin öyle uzun boylu finansmanı da yoktur. Şair Ahmet Otman’ın omuzlarında yükseliyor ve bu günlere geldi elimize ulaştı. Unutmamak gerekir ki her erkeğin arkasında bir kadın vardır. Sevgili Ahmet Otman’ın arkasında maddi ve manevi yönde onu yarı yolda bırakmayan vefalı, çalışkan bir eşi vardır. Resim öğretmeni Saadet Otman. Kürk manto, altın-burma bilezik istemiyor, o da Ahmet Otman’la birlikte ve anlamlı desenleriyle Bizim ECE’NİN hazırlanmasında önemli, kalıcı görevler yapıyor. Takdir etmek ve alkışlamak gerekir.

Dergilerin ne zorluklarla çıktığını biliyoruz. İşte Bizim ECE’ de bu zorluklara göğüs gererek yayın hayatına devam ediyor. Daha önce de bizim ECE için bir yazı yazmıştım. Bu yazı derginin geçmiş sayılarında da yer aldı.

Dergilerden söz ederken rahmetli yazar ve bilim adamı Cemil Meriç aklıma geldi. Bu güzel adamı da bu vesile ile saygıyla, rahmetle anmak istedim. Onun dergiler konusunda “Dergi, Hür Tefekkürün Kalesi” başlıklı yazısında bir iki paragrafını buraya alıntı yaparak sizlerle paylaşmak istedim:

“ Şöhreti fethe koşan bir aydınlar ordusu. Kimi yarı yolda kalacak, kimi yol değiştirecektir, bu akıncıların. Belki hiçbiri varamayacaktır hedef. Genç düşünce, dergilerde kanat çırpar. Yasak bölge tanımayan bir tecessüs; tanıman, daha doğrusu tanımak istemeyen. En çatık kaşlarında bile insanı gülümseten bir “İtimat-ı nefs”, dünyanın kendisiyle başladığını vehmeden bir saffet var. Omurcukların vaitkâr gururu.(…)

“Kitap, istikbale yollanan mektup Smokin giyen heyecan, mumyalanan tefekkür. Kitap ve gazete… Biri zamanın dışındadır, öteki “ an”ın kendisi. Kitap, beraber yaşar sizinle, beraber büyür. Gazete, okununca biter.

Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz, , Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. sıcak, kitap düşüncenin yankısı.. Dergi bir zekâlar topluluğunun, bir neslin vasiyetnamesidir. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar. Bizde hazin bir kaderi var dergilerin.

Çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi. En talihlileri bir nesle seslenir. Eski dergiler, ziyaretçileri kalmayan bir mezarlık. Anahtarı kaybolmuş bir çekmece. Sayfalarına hangi hatıralar sinmiş, hangi ümitler. Hangi heyecanlar gizlenmiş, merak eden yok”.(1) Rahmetli fikir ve düşünce adamı Cemil Meriç böyle diyor dergiler için.

Bizim ECE Dergisi Ahmet Otman’ın omuzlarında ve bir kısım sanat-kültür dostu kişilerin katkılarıyla bu günlere gelebildi. Şu anda elimde bulunan Bizim ECE’nin 18.yıl, Temmuz-Ağustos 2009- 143. sayısında genç imzaların yanında uzun yıllar Türk edebiyatına, Türk kültürüne yurtiçinde ve yurtdışında yazılarıyla hizmet eden tanınmış şair ve yazarların imzalarımızını görüyoruz. Bu tablo insanı elbette sevindiriyor. İşte bu değerli imzalardan birkaçı: Prof. Dr. Talat Sait Halman, Prof. Dr. Kemal Tural, Yavuz Bülent Bakiler, Şükrü Kacar, M. Halistin Kukul, Abdullah Satoğlu, Vural Şahin, Orhan Gökçe, Nesrin Evrenos, R.Mithat Yılmaz, Himmet Karazeybek, Aziz Pınar, Ahmet Ayaz, Hasan Karabay, Ahmet Kamil Bilgen, Mebrure Coşkunsu, İskender Durak, Naci Aydoğan, İsmail Göktaş, M. Şahin Yıldız, Nabide Kılınç, Nevin Kurular, E.Sevinç Öksüzoğlu. Tuğbay Bozkurt, Hüseyin Güler, Hüseyin Poyraz, İhsan Nazik, Aylın Menteşe, Nazik. ve Abdülkadir Güler dergide yer alan imzalardan bazılarıdır.

Bizim ECE gelecek, 144. sayısıyla 19 yaşına girmiş olacak. Bu bir delikanlının asker olmaya hazır kıt’aya hazırlık yaşıdır. Daha doğrusu bu bir ömürdür. Hayırlı gelecekler ve uzun ömürler diliyoruz.

Bizim ECE’yi bugünlere getiren başta sanat-kültür dostu Ahmet Otman, değerli eşi meslektaşım resim öğretmeni Saadet Otman Hanımefendiyi ve emeği geçen herkesi gönülden kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca yazı ve şiirleriyle, maddi, manevi açıdan katkıda bulunanlara; bizim Ece’nin basım, yayın ve dizgi işlerini özveriyle gerçekleştiren Sönmez Güven Matbaası çalışanlarına da teşekkür ediyor, sağlık ve başarı dileklerimi sunuyorum. Hepsini gönülden kutluyorum.

( 1 ) Cemil Meriç, Bütün Eserleri 2, BU ÜLKE,

İletişim Yayınları. Yayına Haz: Mahmut Ali Meriç.

9.Baskı. 1994.İstanbul. s. 100–101)

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..