Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

Bizim kadınlarımız

Hepimizin dünyaya gelmesine vesile olan insandır kadın. Bir erkeğin tek başına ortaya çıkarmaya güç yetiremeyeceği mükemmel varlığı mayalayan, besleyen, fiziki ve biyolojik yapısının teşekkül etme sürecinde katlanılmaz ağrılara dayanan ender varlıktır kadın. Dünya penceresinden hayatı görmemize, doğadaki birbirinden mükemmel oluşumları anlamamıza, yorumlamamıza vesile olan kişidir kadın. Bizi dokuz ay on gün karnında taşıyan, rahmine düştüğümüz andan itibaren düşlerini, hülyalarını bize adayan; beslenmesi için gerekli gıdaların çeşitlerini bile bize bağlayan candır kadın. Anadır kadın. Henüz analık vasfını kazanmamış olsa da, bakir topraklar gibi analık payesine namzettir kadın. Bazı zamanlar o kadın, düşünür kendisini dünyaya getiren kadını. Anlamakta zorlanır onu. Yer yer haksızlık eder ona. Kendisine iyi bir hayat sunmadığı için kendisini doğuran kadına sitemlerle büyütür yaşını. Yaşı ilerledikçe, sitemlerinin yerini öfkeler almaya başlar. İçinde yaşadığı toplumdan ayrıcalık bekler. Analık duygusuna düşmanlık besler bazı zaman. Kaderi tenkit noktasında şirke düşecek kadar ileri gider. Bazı zamanlarda şirkin o kör eden yalnızlığında kaybolur kadın. İsyan eder her şeye. Anasını, atasını görmezden gelerek; kendisini yeniden var etmenin kavgasına tutunur. Güç yetiremeyeceği, tahammül gösteremeyeceği çileler yumağına dolar hayallerini. Yumak büyüdükçe sarmalanır arzuları kadının. Her kurtuluş türküsünde bir daha uzanır elleri yumağa. Türkülerin ritmiyle hayatının ahengini yakalamayı düşünür. Elbiseler alır mağazalardan çeşit çeşit, desen desen… 

Her birinde ayrı bir güzel olur kadın. Hangi ressamın tuvalinde bıraksa gölgesini, gözleri kamaştıran bir yakut olur. Bakışı ay gibi doğar karanlıklar içine, gittiği ortamlara nur olur kadın. Güneş gibi aranır olur yokluğunda. Soğuktan buz keserken dünya, güneş olur da ısıtıverir kâinatın yüzünü. Mevsimler onunla can bulur. Yeşili daha bir yeşil; maviyi daha bir mavi yapar. Özgürlük adına düşer yolara kadın. Kendi gücüyle elde etmek ister iaşesini. Kimseye bağlı kalmasın, kimsenin eline avucuna gözleri takılmasın ister. Bir tavuk hissiyatıyla yavrularını kanadının altına alarak aslanlara bile diş biler kadın. Düşünmez ve hesabını yapmaz güçler dengesinin. Kaybedeceğini bilse de kanadının altında tuttuklarını yaşatmak adına ölümlere atılır kadın. Ağlayan bir duvar olur bazen. Gözyaşları süzülürken tepeden ayağa doğru, ser verir de sır vermez olur kadın. Yediveren gülleri gibi açtıkça açar sinesini sevdiklerine. Sonbahar rüzgârı çarpsa da dalına budağına, asla pes etmez; daha çok güçlenir, daha çok bilenir kadın. Yıllarca sevgisinin hamallığını yaptığı, “âşığım” dediği kişi tarafından hor görülür, aşağılanır. Sevgi bahçesinde boy gösteren yabani dikenler yüzünden azarlanır, hırpalanır kadın. Bazen bir kıskançlığın kurbanı olur; bazen intikam duygusunun darağacına asılan sesi. Fitneyi ateşlemekle suçlanır çoğu zaman. Kimse, onun ateş çemberi içinde dumandan zehirlenmekte olduğunu görmek istemez. Adına yüzlerce şarkı bestelenir, on binlerce âşığa ilham olur. Romanlar onun adına yazılır, filmler onunla izlenme rekorlarına ulaşır. Olgunlaşan bir başak gibi boynunu bükmeye başladığı zaman ise yalnızlaşır, mahzunlaşır. Kimseler sormaz olur o vakit halini. İşte o zaman, o kadın, kendisini doğuran kadınla aynı kaderde buluşur. Muhabbetle kalınız… 

 
Toplam blog
: 15
: 446
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

1975 yılında Muğla ili Fethiye ilçesi Karaçulha Kasabası’nda dünyaya geldi. İlk, Orta ve Lise..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara