Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Bizim ofisin orta şeker halleri

> >> > 

Patronumuz iyidir ne yalan söyliyeyim, boyu kısacık, gözleri düğme gibi, üstelik fıldır fıldır döner durur. Biz patronumuzu severiz, o da parayı çok sever. Biz de parayı çok severiz ama patron bizden önce sever, çünkü paralar önce onun cebine girer, onun cebi de eli de o kadar sıkıdır ki bize gelirken epeyce zorlanır. Patronumuz çok neşelidir, korku filmlerindeki kötü adamlar gibi olur olmaz garip kahkahalar atar, biz de ayıp olmasın diye gülermiş gibi yaparız. İşte yine “hıh hıh hıh , haa, haa, haaa” diye hönkürüyor. Böyle güldü mü arkasından mutlaka bir hinlik geliyor demektir, ne zaman çok gülse arkasından bunalıma girer ve önüne gelene çemkirir. 

En son toplantıda “benim aldığım kolaları dolaptan kim içiyorrr, misafirim geliyor, ikram edecek bir şey yok” diye toplantı masasının ortasına konmuş telefonunun hoparlöründen çığırıyordu. Sıkıyorsa gel de yüzümüze söyle, ama sıkar, gelemez, ancak böyle uzaktan bağırır, çünkü o çok minnacık. Üstelik her gün okuduğu 3. Sayfa cinnet haberlerinden de kendine bir pay çıkarıyordur. Bizim erkek çalışanlarımız da maşallah zebellah gibi, en kısası 1.95 boyunda. Hele adadan gelen bir Korkut bey var ki adıyla eşdeğer bir sese sahip, sanırsın darbe olmuş da Hasan Mutlucan kahramanlık türküleri söylüyor. İçeri girdiğinde “günaydın” diye bir gürlemesi var, hep birden zıplayıp tekrar koltuklarımıza düşüyoruz. Hatta önlem olarak kulaklıklarını sürekli takılı tutan arkadaşlar da var. Ayıp olmasın diye “müzik dinliyoruz” diyorlar ama inanmam, Korkut Bey yüzünden…. 

Patronun bir de sevgilisi var, adı Selin, herkes ona iyi davranır, çünkü o patronun sevgilisi. Ama kimse onu sevmez ve onun olmadığı anlarda kadınlar arkasından kötü şeyler söylerler. Selin mini etekler, siyah uzun çizmeler giyer, bazen de patronun masasının kenarına oturur, hani eski Türk filmlerindeki kötü kadınlar gibi. O zaman oda kapısı açıksa ofisteki erkek çalışanlar koridorda volta atmaya başlar, mutfağa girer çıkarlar, ellerini beş on kez yıkarlar, patrona durmadan soru sorarlar. İşte böyle çok çalışkan ve temizdir bizim ofisin beyleri. 

Patronun bir de küçük oğlu gelir bazen, oğlum diyor ama bu 2 metre boyundaki 160 kilo ağırlığındaki insan azmanı bizim patrona hiç mi hiç benzemiyor. Çocuk çok acıkıp hap diye babasını yutsa yeridir. O ofise geldiğinde pideciler, kebapçılar çok sevinir, azman hepsinden sipariş verir. Ben patronun yerinde olsam bu oğlanı hiç kızdırmam. Neme lazım…. 

 
Toplam blog
: 40
: 423
Kayıt tarihi
: 14.04.11
 
 

Eğitimim, hayata dair hiç bir şey bilmediğimi anlamama yetecek kadar, Bilgi birikimim, bilgin..